"Soda içer miyiz?" dedi Haktan kapıdan girerken. Elinde iki tane limonlu soda vardı.
"İçelim." dedim gülümseyerek.
Karşıma oturup sodalardan bir tanesini benim önüme bıraktı. Sodayı alıp dişimle açtım. O da aynı işlemi yaptı.
"Bugün yok mu iş?" diye sordu.
"Erken bitirdim." dedim, ardından aklıma gelen şeyle tekrar konuştum.
"Senin de yok galiba bu aralar iş, sürekli yanımdasın." dediğimde gülümseyip cevapladı.
"Var ama sen daha önemlisin." dedi hâlâ gülümserken.
"Ya sana gelmeden önce yapıyorum ya da senin yanından gittikten sonra, merak etme yani yapıyorum işlerimi." dediğinde güldüm.
"Aferin." dedim. Bir süre durup konuştu.
"Akşam müsait misin?" dediğinde kafamla onayladım.
"Müsaitim, ne oldu ki?" dedim dirseğimi masaya koyup çenemi de avcuma yaslayarak.
"Sana bir yeri göstermek istiyorum, manzarası çok güzel, senin çıkış saatinde daha da güzel oluyor. Götüreyim mi seni?" dedi heyecanla.
"Olur, görelim bakalım dediğin kadar güzel mi?" dedim gülerek.
"O zaman seni alırım buradan?" dediğinde kafamla onayladım.
━━━━━━━
Kornanın çalmasıyla yerimden kalkıp ışıkları kapattım ve dışarıya çıkıp kapıyı kilitledim. Ardından da arabaya bindim.
"Hoş geldin." dedi gülümseyerek.
"Hoş buldum." dedim ben de gülümseyerek. Ardından emniyet kemerini taktım.
"Görelim bakalım şu yeri." dedim ona bakarak. Gülümseyip arabayı çalıştırdı. 5-10 dakika sonra bahsettiği yere gelmiştik.
Arabadan inip arabanın önüne geçtim, o da benim arkamdan geldi.
Güneş tam batmak üzereydi ve çok güzel bir görüntü sunuyordu bize, tam tepemizde de yıldızlar gözükmeye başlamıştı.
"Beğendin mi?" dedi yanımda durup.
"Ne beğenmesi, bayıldım! Çok güzel burası." dedim etrafımda dönerek.
"Senden güzel değil." dedi bana bakarak, gözlerimi onun üzerinden çekip manzaraya baktım, utandırıyordu.
Bir süre sessiz sessiz manzarayı izledik, güneş tamamen batmıştı.
"Aslında seninle bir şey konuşmak istiyorum Atahan." dediğinde ona baktım.
"Konuşalım." dedim gözlerine bakarak, gözleri çok güzeldi. Kahverengiydi ama başka bir kahverengi gibiydi ya da bana öyle geliyordu.
"Sevgilim olur musun?" dediğinde duraksadım bir an, pat diye söylemişti.
"Anlamıyorum bu flört işlerinden, biraz daha zamanım olsa olabiliriz dersen beklerim seni, gerçi seni her zaman beklerim ama olmayacaksa bence denememizin bir anlamı yok. Fakat bunu seni sevmekten vazgeçtim olarak algılama, seni sevmekten asla vazgeçmem." dediğinde biraz sessiz kaldım.
"Neyse, yıldızları izleyelim bari." dedi ve kafasını yukarıya doğru çevirip yıldızlara baktı. Gözleri hafiften dolmuştu gibiydi. Konu ben olunca fazlasıyla hassas oluyordu.
Parmak ucumda yükselip kafasından tuttum ve hafifçe kendime çekip yanağından öptüm. Ardından dudaklarımı yanağındsn çekip konuştum.
"Ne diye kendi kendine karar veriyorsun, bir anda söyleyince şaşırdım sadece. Olurum sevgilin."
"Olur musun gerçekten?" dediğinde güldüm.
"Olurum tabii, niye olmayayım?" dediğimde bir elini belime attı ve bana doğru dönüp sarıldı. Kollarımı boynuna doladım, burnuma gelen kokusunu daha çok içime çektim.
"Seviyorum seni." dedim kulağına doğru. Bir anda ayaklarım yerden kesilince daha sıkı sardım kollarımı.
"Lan, indirsene yere!" diye bağırdığımda beni dinlemeyip benimle birlikte döndü. Ardından beni yere indirip yanağımı öptü.
"Dünyanın en mutlu insanıyım şu an." dedi gülerek.
━━━━━━━━━━━━━━━━━━━━━━━━━━
Bunlar oldu, tamamdır.
Umarım beğenmişsinizdirr.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Atahan - BxB
Short StoryAtahan 8 ay önce ailesiyle kavga etmişti, babasını bıçaklamıştı. Babası ondan şikayetçi olmamıştı ama Atahan artık o evde daha fazla durmak istemiyordu, bu yüzden kendine bir mahalleden ev tuttu ve orada yaşamaya başladı. Bir tamircide de çalışmaya...