Sabah olunca dayanamayıp Atahan'ın kapısına gitmiştim, tabii uyanacağı saati göz önünde bulundurarak. Bugün izinliydi.
Kapıyı çaldıktan az sonra açtı kapıyı. Havluyla yüzünü siliyordu, bu kadar da uyanma saatini tutturamazdım sanırım.
"Günaydın." dedim gülümseyerek.
"Günaydın." dedi o da karşılık vererek.
"Gelsene." dedi kapıdan çekilerek. İçeri girdikten sonra kapıyı kapattı arkamdan.
"Yeni uyanmış halinle bile bu kadar iyi olamazsın ya." dedim yanağına eğilip öperek. Gülümsediğinde beline sarılıp bir daha öptüm yanağından.
"Kahvaltı yaptın mı?"
"Attım işte bir şeyler ağzıma." diyip kokusunu içime çektim.
"Olmaz öyle, gel hazırlayayım bir şeyler de hem ben yemiş olayım, hem sen de ye." dediğinde kafamı salladım, ondan ayrıldığımda elimi tuttu ve o benden biraz daha önde olacak şekilde mutfağa ilerledik.
"Mesaj atmıştım akşam gördün mü?" dediğimde kafasını olumsuz anlamda salladı.
Ben sandalyeyi çekip oturduğumda o da buzdolabının önüne gidip içinden bir şeyler aldı.
"Ne oldu ki?"
"Gülçiçek var ya, Gülçin ablanın kızı." dediğimde bana baktı, çoktan tek kaşı havalanmıştı bile.
"Ee?" dedi tezgaha yaslanıp.
"İşte dün geldi bizimkilerle otururken." dedim ve gözlerinin içine baktım.
"Sana aşık olduğunu söyledi falan filan değil mi?" dediğinde kafamı salladım yavaşça.
"Sonra?"
"Dedikten sonra işte sarılmaya yeltendi." dediğimde bu sefer kaşlarını çattı.
"Nasıl yeltendi?"
"Merak etme ama sarılamadan geriledim, izin vermedim. Dedim benim sevgilim var ve ona çok aşığım." dediğimde hâlâ aynı yüz ifadesiyle bana bakıyordu.
"Kurban olayım bakma şöyle ya, valla aynen dediğim gibi oldu, istersen Sina'ya sor."
"Niye sorayım ona, güvenmiyor muyum sence sana?" dediğinde ayaklanıp önünde durdum.
"Kurban olduğum, niye bakıyorsun o zaman öyle bana?"
"Ne diye herkes sana aşık? Bir ben aşık olsam yetmiyor mu?" dediğinde ellerimi iki yanına, tezgaha, koydum ve biraz eğildim.
"Ben de anlamıyorum ama neredeyse bir yıla yakındır sen sevsen beni onlar yerine nasıl olur diye düşünüyordum ve oldu, çok güzel oldu, onların sevgisine ihtiyacım yok. Sadece sen sev."
"Seviyorum zaten." diyip arkasını döndü, trip yiyordum sanırım şu an, gülümsedim.
Arkasını dönünce yüzüm saçlarına bakıyordu, kahverenginin en güzel tonlarından ikincisine yani. Birincisi ise beni benden alan o gözleriydi.
"Çık arkamdan, yemek hazırlıyorum." dediğinde yanağından öptüm, hâlâ çekilmemiştim.
"Ben seni yerim yemek olarak, ne gerek var?" diyip dudaklarımı ensesine getirdim ve minik minik öpücükler kondurdum. Gülümsemişti ama hemencecik gülümsemesinin yerini düz bir ifadeye bıraktı bilerekten.
"Kudurma." dedi tekrar yüzünü bana dönerekten. Sırıtıp dudağının kenarına bir öpücük kondurdum, sonra bir daha, sonra bir daha, hepsi de hafif birer öpücüktü. Bir anda yakamdan tutup dudaklarını sertçe dudaklarıma bastırdı, istediğim buydu. Ardından ayrıldı.
"Öpeceksen adam gibi öp."
—————
Eheheheheheh
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Atahan - BxB
Short StoryAtahan 8 ay önce ailesiyle kavga etmişti, babasını bıçaklamıştı. Babası ondan şikayetçi olmamıştı ama Atahan artık o evde daha fazla durmak istemiyordu, bu yüzden kendine bir mahalleden ev tuttu ve orada yaşamaya başladı. Bir tamircide de çalışmaya...
