Kapının hararetle çalınmasının ardından hızla kapıyı açmak için kapıya doğru gittim ve Haktan'ı görmemle duraksadım, ne olmuştu da böyle çalıyordu kapıyı?
"Haktan?" dedim onu süzerek, yine mi kavga etmişti?
"Bu aralar çok sık kavgaya giriyorsun." dedim kapıdan çekilerek, karnını tutup içeriye doğru geçti. Arkasından kapıyı kapattım. Onun arkadından giderken salondaki koltuğa oturmuştu.
Yanına oturup tişörtünün eteklerinden tuttum ve neyinin olduğuna baktım. Güldüğünde ise konuştum.
"Niye gülüyorsun?"
"Önceki seferle aynı anı yaşıyoruz şu an, şarkı yok mu?" dediğinde ona baktım.
"Özel olarak açmamıştım, şarkı dinliyordum, denk gelmişti."
"Olsun, ne yapalım?" dediğinde tişörtünü boynuna kadar getirdim, bana yardımcı olup tişörtünü çıkardı.
"Yine kestirmişsin kendini, kokoreç mi yapmaya çalışıyorsun kendini?" dediğimde güldü, ona baktığımda ise dudaklarını birbirine bastırıp gülmesini durdurmaya çalıştı.
"Komik mi?" dedim gayet ciddi bir şekilde.
"Yavrum, mühim değil ki o kadar." dediğinde yerimden kalkıp pansuman için malzemeleri aldım ve yanına oturdum tekrardan.
Gazlı bezi nemlendirerek kesiğinin üzerine bastırdım, yine derin değildi ama tekrardan aynı mevzu hakkında mı kavga etmişti?
Gözlerini kapatıp sıktı kendini.
"Ya, mühim değil."
"Yavrum, bastırırsan tabi acır." dediğinde tekrar bastırdım.
"Bastırmadan nasıl pansuman yapabilirim Haktan?" dediğimde yavaş yavaş gözlerini açtı ama hâlâ sıkıyordu kendini.
"Niye sinirlisin?"
"Sinirli değilim." diyip kesiğine bastırmayı bıraktım ve bandajı taktım kesiğinin tam üzerine. Ardından aldıklarımı yerine koyup tekrardan oturdum yanına ve televizyona baktım.
"Seni sinirlendirecek, kıracak bir şey mi yaptım?" dedi kafasını eğip yüzüme bakarak.
"Niye kavga ettin yine, bu ara çok sık kavga ediyorsun, yine mi Mansur'larla kavga ettin benden hoşlandığın için?"
"Senden hoşlanmıyorum, köpek gibi aşığım sana." dediğinde dik dik baktım gözlerine.
"Tamam, sakin ol azıcık."
"Soru soruyorum, cevap versene o zaman."
"Gidip ağızlarıyla burunlarının yerini değiştireceğimden cevap vermiyorum."
"Birisi benim sevdiğime zarar verirse yok ağzıyla burnuymuş, yok koluyla bacağıymış, yer değiştirmiş, umrumda olmaz. Seni de deliler gibi seviyorum, bunları çok iyi biliyorsun. Dövüyorlar seni de demek istemiyorum çünkü karşılık dahi vermiyorsun, ben senin gibi merhametli biri değilim Haktan, sen onları sevdiğin için, kardeşin gibi gördüğün için karşılık vermiyorsun. Ama onlar ne yapıyor? Sırf beni sevdiğin için sana hakarette bulunuyorlar ve sana el kaldırmaya hakları olduğunu zannediyorlar." dedim ve derin bir nefes aldım, tekte söylemiştim hepsini.
Elini çeneme koyup dudaklarını dudaklarımın üzerine bastırdı be kısa bir öpücük kondurup geri çekildi.
"Alışacaklar, görecekler en sonunda seni sevmemin onlara karşı olan davranışlarımı değiştirmeyeceğini. Ben seni buraya taşındığın ilk günden beri seviyorum ve o kadar zaman geçti hiçbirine karşı olan tavrım değişti mi peki? Anlayacaklar bunu, anlamak zorundalar."
"Fazla iyi kalplisin, bana nazaran."
"Sen, sevdiklerine ve sana zarar vermekten çekinmiyorsun ama bu senin iyi kalpli olmadığını göstermez. Ben insanların düzelebileceğine inanıyorum, sen ise insanların düzelemeyeceğine. Her ne kadar zıt olsak da sonuç olarak birbirimizi seviyoruz ve ortak noktayı buluyoruz, önemli olan benim için bu, sensin." dediğinde kollarımı boynuna dolayıp yanağından öptüm, o da belime sarılmıştı.
Bir süre sonra ayrılmıştık birbirimizden. Dip dibeydik ve kafamı onun omzuna koymuştum, elimi de çıplak olan gögsüne koymuştum, onun da eli belimdeydi ve arada baş parmağını hareket ettiriyordu.
"Eve gidecek misin?" dedim kafamı kaldırıp ona bakarak.
"Bilmem, neden?" dedi gözleriyle üstten bana bakarak.
"İstersen kal." dediğimde hafif bir tebessüm etti.
"Yani işin yoksa tabii." dediğimde gülüp alnımdan öptü.
"Senden daha önemli bir işim yok ve asla olamaz." dediğinde gülümseyip bakışlarımı göğsündeki elime getirdim.
—————
Birkaç saat sonra uykumuz gelmişti doğal olarak çünkü saat geç olmuştu ve sabah erken kalkıyorduk. Şu anda da benim yatağımda, yan yana yatmıştık. O sırtüstü bir şekilde uzanmıştı, bense koltuktaki gibi bir elimi göğsüne koymuştum, kafamı da öbür göğsüne koymuştum.
Onun bir eli ise benim saçlarımdaydı ve arada saçlarımı okşuyordu, diğer eli ise yapıştırdığım bandajın üzerindeydi.
"Acıyor mu?" diye sordum.
"Yok, dedim ya mühim bir şey değil diye yavrum."
"Biliyor musun, küçükken ablam sürekli benimle yatmaya çalışırdı ama onunla yatarken hiç rahat edemezdim, o zamanlar aramız iyiydi, yani iyi demiyim de küçüktüm işte, daha anaokul zamanlarım falandı sanırsam. Ama şu an o kadar rahatım ve o kadar huzurluyum ki, gerçi seninleyken hep öyleyim mutluyum, huzurluyum." dediğimde saçımdan öptü.
"Elimden geldiğince seni mutlu etmeye çalışacağım, sonucu ne olurda olsun." dedi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Atahan - BxB
Short StoryAtahan 8 ay önce ailesiyle kavga etmişti, babasını bıçaklamıştı. Babası ondan şikayetçi olmamıştı ama Atahan artık o evde daha fazla durmak istemiyordu, bu yüzden kendine bir mahalleden ev tuttu ve orada yaşamaya başladı. Bir tamircide de çalışmaya...