Uzun bir zamandan sonra tekrardan merhabalar :)
━━━━━━━━━━━━━━━━━━━━
Haktan'dan;
Bugün Atahan'ın doğum günüydü ve aslında nasıl bir şey hazırlayacağımı bilmiyordum. Atahan pek doğum günlerini kutlayan bir insan değildi, burada olduğu süre boyunca doğum gününü kutlamıştım ama şimdi ise ne yapacağımı tam olarak bilmiyordum. Hediyem çoktan hazırdı zaten, bir kol saati almıştım. Büyük ihtimalle hediyeyi almamak için üsteleyecekti ama zorla da olsa verecektim.
Öyle fazla bir şey de yapmak istemiyordum açıkçası, Atahan gerçekten doğum günlerini kutlamıyordu ve kutlamayı da sevmiyordu zaten.
Aklıma gelen en iyi fikr yapmaya karar verdim, belki hödükçeydi ama benim aklım da bu kadarına eriyordu açıkçası.
Bir çiçekçiyi arayıp küçük bir buket yapmalarını istemiştim ve üzerine bir not yazdırıp çalıştığı yerin adresini vermiştim.
1-2 saate teslim edileceğini söylemişlerdi, şu an öğle saatlerinde olduğumuz için ve program akşama olduğu için biraz rahattım. Ama üzerimde bir gerginlik de yok değildi yani.
Şimdi de akşam geleceğimiz yeri organize etmem lazımdı, rahat hallederdim çünkü o kadar büyük bir şey de olmayacaktı.
—————
Birkaç bir şey yapıp hazırlığın tamamlanmasını sağlarken titreşen telefonumu cebimden çıkarıp aramayı yanıtladım.
"Akşam yedi he?" dedi Atahan.
"He, öyle. Maalesef arabalardan erken ayrılmak zorundasın."
"Ne yapalım artık? Yarimiz çağırmış o kadar." dediğinde güldüm.
"Yarin kurban olsun sana." dediğimde o da güldü.
"Müşteri geldi aşkım, öptüm, kapatıyorum." dediğinde yüzümdeki gülümsemeyle telefonu cebime koydum.
—————
Saat yedi olmuştu, ben de Atahan'ın kapısının önüne gelmiştim ve onu bekliyordum şu an.
Evinden çıktığı zaman yüzümdeki gülümsemeye engel olamamıştım, gerçi engel olmak isteyen de yoktu da.
Arabaya gelene kadar onu süzmüştüm. Duş almıştı sanırsam, saçları ıslaktı, krem renginde bir keten gömlek ve altına da siyah bir pantolon giymişti.
Kapıyı açıp koltuğa oturduğunda bedenimi ona doğru çevirdim.
"Hoş geldin." dedim gülümsemeye devam ederken.
"Hoş buldum." dedi o da gülümseyerek ve emniyet kemerini taktı.
"Evet, ne için tepeye gidiyoruz bu gün Haktan Bey?"
"Bilmem, gidince görürsün artık." dedim ve ardından kaşlarımı çattım.
"Duş almışsın saçını niye kurutmadın, hasta olacaksın." dediğimde gülüp elini saçının arasında gezdirdi.
"Hava sıcak zaten, kurur hemen."
"Olsun, hasta olursun, biraz kendini düşün"
"Tamam, tamam." dediğinde arabayı tepeye doğru sürmeye başladım.
Tepeye geldiğimizde emniyet kemerini çözdüğünde dur işareti yapıp arabadan çıktım ve kapısını açtım. Gülümseyip dışarıya çıktığında konuşmaya başladı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Atahan - BxB
Short StoryAtahan 8 ay önce ailesiyle kavga etmişti, babasını bıçaklamıştı. Babası ondan şikayetçi olmamıştı ama Atahan artık o evde daha fazla durmak istemiyordu, bu yüzden kendine bir mahalleden ev tuttu ve orada yaşamaya başladı. Bir tamircide de çalışmaya...