Pazartesi günü olduğunda babam kliniğe yatmıştı. Sabah her ne kadar hala daha kırgın olsamda babamla vedalaşmıştım. Ergin babama çok kızgındı abimde aynı şekilde ama yinede o benim babamdı işte et tırnaktan ayrılmıyordu. Abim içinde durum öyleydi babamın her işiyle o ilgilenmişti kliniği o bulmuştu o götürüp yerleştirmişti. Kızgın olduğu her halinden belliydi ama oda kıyamıyordu işte.
Babamla vedalaştıktan sonra işe geçtim. Sabah olmasından kaynaklı henüz müşteri yoktu kızlarla biraz lak lak yaptıktan sonra kapının açılma sesiyle hepimiz ayaklandık ben girişe gidip gülümseyen bir yüzle müşteri ile ilgilenecektim ki gelen kişiyle yüzümdeki gülümsememin solması bir oldu.
"Hoşgeldin İrem." Dedim biraz alçak bir sesle.
"Aaa Didem sen burada mı çalışıyordun ?"
Başımı salladım bildiğine emindim burada çalıştığımı koskoca İstanbul'da başka mağaza mı yoktu sanki.
"Ne bakmıştın ben sana yardımcı olayım."
Başını salladı. "Bir randevum var günlük ama şık bir elbise bakıyorum."
Randevu kısmı içimi rahatlatırken gülümsemem tekrar yerine geldi. Demek ki Ergin ile ilgilenmiyordu.
"Tabii, kadın kısmımız burada bir çok çeşit var hangi renk istersin ?"
Düşündü bir süre. "Bilmem ki sen ne önerirsin ?"
Lacivert çizgili bir elbiseyi gösterdim. "Bu nasıl sence ?"
"Olabilir. Bak şurada da var bir tane onuda getirsene."
Rica cümlesi kurmak bu kadar zor olmamalıydı. Neyse ki alışmıştım insanların bu üstenci yaklaşımlarına.
"Tabi ki getiririm." Dedim hafif bir kinaye ile.
"Şunuda ver." Dedi parmağıyla bir elbiseyi daha gösterdiğinde. Dediği elbiseyide aldım elime.
"Bak şuda iyiymiş." Dedikten sonra bir kaç tane daha elbise gösterdi yaklaşık 10 elbise ile kabine girdi.
Hepsini tek tek denerken banada fikrimi soruyordu.
Fermuarlı bir elbise için yardım istediğinde kabine girdim. Fermuarını kapatırken bağırmaya başladı.
"Ay! Ne yaptın etim sıkıştı!"
Şoka girmiş bir şekilde elimi çektim hemen. Hayır eti falan sıkışmamıştı fermuar yağ gibi akmıştı. Yine de farkında olmadan zarar mı verdim diye düşünmekten geri kalamadım.
"Kusura bakma İrem. Farkında değilim."
"Ne farkında değilsin ya! Bilerek yaptın dimi ?"
Diğer çalışanlarda başımıza toplaştığında bağırıp azarlamaya devam etti.
"Bu nasıl bir terbiyesizlik birde farkında değilim diyorsun? Düpedüz bilerek yaptın işte."
Gözlerimi kocaman açıp Sabiha teyzenin karşısında hanım hanımcık olan kızın çirkefliğine baka kaldım.
"İrem neden bilerek yapayım. Tamam özür dilerim. Lütfen bağırma."
Kolumdan hafifçe ittirdi beni. "Müdürünüzü çağırın hemen !"
Kızlar ile birbirimize baka kaldık.
"Utku Bey'i çağırın." Dedim.
Utku'yu çağırmadan gelmesi bir olmuştu.
"Bu ses ne kızlar hayırdır ?" Diyerek yanımıza ilerledi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Abimin Arkadaşı | Texting
Chick-LitBasit bir TikTok akımı en fazla ne sonuçlar doğurabilir ki ?