4.0

5.3K 396 39
                                    

Selamm, naber?

An itibarıyle kitap kapağımız değişti, siz seçtiniz ve benimde en beğendiğimi seçtiniz.

Bu arada ek bilgi olarak seçtiğiniz kapakta ki adam Eric'in modeli.

Sizi daha fazla tutmamak iyi okumalar...

Sizi daha fazla tutmamak iyi okumalar

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

♡Yeni kapağımız♡

“Geriye sadece dikilmesi kaldı.” diyerek dosyayı kapatan patronumu başımla onayladım. Başını kaldırıp bana baktığında gülümsedi, oğluna bu kadar benzemesi normal değildi.

“İşin bittiyse biraz konuşabilir miyiz?” tekrar başımla onayladığımda tek kişilik deri koltuğu göstererek “Otur, lütfen.” dediğinde gerginlikle gülümseyerek oturdum. “Oğlumun bu sıralar şirkete sık uğramasının sebebi sensindir, diye düşünüyorum.” diyerek açık bir şekilde düşüncelerini belirtti ama bu beni sadece daha fazla germişti. Daha 15 dk önce oğluna hislerim olduğunu kabul etmiştim ve ettiğim anda dosyayı alarak buraya kaçmıştım, annesinin yanına! Bunu hangi akılla yaptığım hakkında çok bir bilgim yoktu. Büyük ihtimalle şu an odamda beni bekliyordu. Sessiz kaldığımda güldü.

“Dosyaların büyük bir merakla karıştırdığında seni bulmuştu. Bana sadece işe alınıp- alınmadığını sorduğunda nedenini merak ettim. O ise CV’nin etkileyici olduğunu söylemişti. Eric yalan söylemeyi asla beceremeyen biriydi.”

“Bugün ise Fransa’dan geldiği halde ilk benim yanıma uğramadı, onu senin odanın önünde buldum. Onu tuttuğum için bana kızgınlıkla bakıyordu. Çünkü biliyordu ki bunu bilerek yapıyordum.” samimi gülümsemeyle bana döndü.

“Eğer gerçekten ona karşı bir şeyler hissediyorsan aranızda olan bir engel olmak istemem. Evet, kıskanç bir anneyim ancak oğlumun hislerini asla görmezden gelmem.” dediğinde rahatladığımı hissettim. Bu sefer ise bana şefkatle bakmaya başladığında devam etmesini bekledim.

“Sen buraya yeteneğin sayesinde girdin ama öğrenmen gereken bir etken daha var.” dediğinde kaşlarım istemsizce çatıldı.

“Baban Lara, o benim dostumdu.”

Bir an nefesimin kesildiğini hissettim. Kalbim acıyla sızladığında onun yokluğuna alıştığımı fark ettim. Evet, onu hala deliler gibi özlüyordum ancak onsuzda yaşayabiliyordum. Bunlar ilaçlar olmadan yapabilmiş olamam ise beni en çok şaşırtan noktaydı.

“Baban şirketi kurduğumuz zaman bize çok fazla yardım etmişti. Karşılıksız iyiliklerine rağmen aramızdaki mesafeler her gün bizi biraz daha uzaklaştırdı. O şirketimizin teknolojiyle olan temelini kurdu. Aynı üniversitede okumamız bizim için büyük bir şanstı.”

“CV’ni gördüğümde beni çok etkilemiştin, tasarımların fazlasıyla özgün ve farklıydı. Ayrıca staj zamanında bile bir çok tanınan markayla yaptığın iş birlikleri dikkatimi çekmişti. Sana bir şans vermek istedim. Kendi ülkemden olman da bir avantajdı tabi. Daha sonra işe alım sürecinde babanı öğrendim ve seni korumam için bana göndermiş gibi hissettim. O andan sonra benim için vazgeçilmez olmuştun. İleride ne olur bilmem ama yanında olmak isterim.” konuşurken yüzündeki ifade asla değişmemişti. Yine kendimi çok duygusal hissediyordum. Bunları duymaya ihtiyacım varmış gibi geliyordu.

“Teşekkür ederim.” sesimdeki minnettarlık ona yansıyor muydu bilmiyordu ancak babamdan konuşmak iyi gelmişti.
“Oğlumu daha fazla bekletme, bugünlük bu kadar.” dedi gülerek. Gülümseyerek odadan çıkıp kendi odama geldim.

Sandalyeme oturmuş taslak defterimi karıştıran Eric’e doğru ilerledim. Masanın üstündeki çantamı alırken “Hadi gidelim” diyerek beni fark etmesini sağladım. İrkilerek kendine geldiğinde başıyla onayladı ve defteri çekmeceye koyup kilitledi, anahtarı ise bana verdi.

Elini belime koyarak ilerlemeye başladığında ona eşlik ettim. “Beni eve bırakmalısın çünkü yanına geleceğim diye arabayı Pars’a verdim.” Ev arkadaşının Pars olduğunu ve onun da eşyalarını toplamak için Fransa’ya gittiğini biliyordum, birlikte dönmüş olmaları gayet normaldi. Pars ile tanışmasam da nedensizce kendimi ona yakın hissediyordum. Belki de bunun sebebi Eric’di, bilmiyordum. Gülerek onu onayladığımda saçımda hissettiğim dudaklarıyla durdum.

“Bu kadar çok gülmemelisin, seni susturmak zorunda kalıyorum” diyerek beni öne doğru itmeye başladı çünkü ben yine donup kalmıştım. O ise konuşmasını sürdürmüştü. “Şahsen susturmak daha çok hoşuma gider.”

Arkadaşlarr bunlar olmuş haberleri yok.

Bu arada sınavlar başlıyo ve benim hiç yedek bölümüm yok napcaz? Bana akıl vermeniz lazım.

Şimdilik görüşürüz...

Oylamayı ve yorum yapmayı unutmayın seviliyorsunuz♡

Instagram: elasu-gr


MİSS YOU... /TextingHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin