III🪻

1.5K 211 75
                                    

"Onunla evlenmek konusunda ciddi olduğuna inanamıyorum dostum"

Yu-ha kravat bağlayan arkadaşı Jungkook'a bakarken zaten onun da hoşnut olmadığını surat ifadesinden görüyordu. Ancak o kadar itirazdan sonra pes etmesine anlam veremiyordu.

Ki, kendisi de anlam veremeyen beden "Babam ağabeyini çok sever, benim yüzümden yanında utansın istemiyorum" diyerek lafı kestirip attığında ceketini de giyip odayı terk etmişti.

Nikah aile içinde olacaktı ve küçük bir mekan ayarlamaları yetmişti. Mutlu olan sadece Siwoo idi. Yüzünden gülümseme eksik değildi. Joonwoo da ağabeyi mutlu diye mutluydu.

Jungkook annesine baktığında gözlerindeki öfkeyi görmüştü. Bir düzüne kavga çıkarmıştı kadın. Oğlunu kısır, yaşı geçmiş Omega ile evlendirmek istemediğini dünyaya haykırsa da iki lidere engel olamamıştı.

Gergin bir nefes verip babası ve amcasının yanına adımladığında Siwoo gururla onun omzunu sıkıp "Bu yaptığının büyük fedakarlık olduğunu biliyorum. Benim için anlamı çok büyük. Tanrı seni ödüllendirecektir mutlaka" demişti anında.

Alfa'nın göğsü kabarmadan edemedi. Saygın bir üstü tarafından taktir edilmek çaylak olan her Alfa'ya kısmet olmazdı.

"Jimin nerede ağabey?"

Joonwoo araya girdiğinde duyduğu isimle istemsizce dişlerini sıkmıştı. Bir ömür geçireceği kişinin Jimin olacağını hayatı boyunca aklına getirmemişti Jungkook.

"Bilmiyorum"

Siwoo mırıldandığı gibi, Omega görülmüştü. Her zaman 3'e vurduğu saçları, bu kez siyah antrenman kıyafetleriyle onlara doğru adımlarken Jungkook'un annesi bayılmamak için zor tutmuştu ki.

Jimin ise nefret dolu bakışları umursamadan sadece amcasına bakmış, "Sadece yarım saatim var amca. İşe dönmem gerek" dediğinde günlerdir yüzüne bakmadığı babası sertçe konuşmuştu.

"Saygılı ol, Jimin. Bugün senin nikah törenin. Evlenecek, Alfa'n ile yeni evinize yol alacaksınız"

İlk öylece baktı. Sonra kahkahayı bastı kısa beden. Gerçekten komikti. Dalga geçtiğini belli eden ses tonuyla "Liderimiz nasıl isterse. Saat kaçta sikişmemiz gerektiğini de hatırlatırsanız mutlu olurum. B12 eksikliği vardı da" dediğinde ağlamak istemişti Jungkook.

Hayallerinin Omega'sı kesinlikle böyle birisi değildi. Hayatın ters köşesiydi resmen. Sınandığına inanıyordu artık.

Kendisi takım giymişken karşısındaki kişinin özensizliği nasıl hayat paylaşacaklarını ona çağrıştırırken dudaklarını birbirine bastırmıştı.

Büyük ihtimalle eşiyle bir yerlere giderken utanacaktı. Kendisi saç telini bile özenle tararken eşofman takımı dışında başka kıyafette görmediği Omega ile yıldızlarının barışmayacağına emindi.

"Kavganın sırası değil, hadi gelin"

Joonwoo bir kez daha ortamı yatıştırmak için olaya el atmıştı. İki genci papazın yanına yönlendirmişti.

Yaşlı papaz Omega'yı aşağılayıcı bir şekilde süzdüğünde çekinmeden gözlerini devirdi Jimin. Kimseden korktuğu yoktu. En fazla ne olabilirdi ki? Canını mı alacaktılar? Canına minnet.

Bir an önce bitsin istiyordu şu çilenin. 28 yıllık yaşamında savaş verdiği bu konuda direnebildiği kadar direnmiş olsa dahi pes ettiği için kendine kızıyordu içinden.

O sadece babasına olan sevgisine yenilmişti.

Fikrince burnu havada olan Jungkook ile evlenmeyi elbette istediğinden kabul etmemişti. Fakat öyle bir an gelir ki, insan bıkar ve 'Canı cehenneme' diyerek akışına bırakır.

Bluebell JikookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin