Yazardan~
"Sessiz nefes alsana oğlum!"
"Çeneni kapar mısın hyung?! Zaten zor nefes alıyorum"
Sabahtandır iyi görünmüyordu Alfa. Gerçekten bir sorunu olduğunu anlayan Omega kanepede derin soluklar alıp veren bedene endişeyle adımlamıştı.
Ateşini kontrol ettiğinde normalden fazla olduğunu fark etmiş büyümüş gözleriyle iri bedene bakıyordu ki, Jungkook'un "Tanrı aşkına uzak dur! Kokun midemi bulandırıyor. Kızgınlığa girdiğim için böyleyim!" demesiyle kirpiklerini kırpıştırmıştı.
Unuttuğu şey yüzünden kendine kızmıştı Jimin. Birisi eğer her hangi bir noktasını bile sevmiyorsa o noktayı uzak tutardı ondan. Kimse sevmeye mecbur değildi. Aşağılama hakkına da sahip.
Yine de zor durumda olduğundan üstüne gitmeyerek "Unutmuşum" dediğinde göz ucuyla iki dakikada kan ter içinde kalan bedeni süzmüştü.
Her zaman dar giyen Alfa'nın altında eşofman varken belli düzeyde şişlik görmek yanağının kızarmasına sebep olurken "Ben annemlere gidiyorum o zaman. Kısa süreli ziyarete geldiğimi söyleyip 3 gün orada kalırım. Sen de istersen bir Omega çağır. Ama kimsenin bilmemesi şartıyla" diyerek hızlıca telefonunu ve arabanın anahtarını almıştı.
"Dalga mı geçiyorsun benimle? Evlendiğimiz 15 gün bile değil. Babam duyarsa belamı bile siker. Kendim hallederim"
Garip bir şekilde sevinmişti Jimin. Aralarında aşk bağı olmasa bile evliydiler. Ve kocasının başkalarıyla yattığını düşünmek ne kadar umursamadığını söylese bile mide bulandırıcıydı.
Ancak bu sevincini belli etmeyerek "Ne hâlin varsa gör velet" diyerek evi terk ettiği an derince inlemişti Alfa.
"Tanrı'm! Neredeyse üzerine atlayacaktım! Zor tuttum kendimi. Bir insan nasıl böyle çekici kokabilir?!"
🪻
"Jungkook! Neredesin oğlum? Öldün mü?"
Jimin 10 dakikadır döndüğü evde Alfa'yı aramış, bulamayınca banyonun kapısına dikilmişti. Halı saha maçı vardı ve adam eksikliğini Jungkook ile dolduracaktı.
O yüzden geldiğinden bu yana Alfa'yı arıyordu. Banyoda olduğunu anladığından beri defalarca seslenmişti. İçeriden su sesi geliyordu ama ne kadar seslense de yanıt gelmediğinden endişelenmeye başlamıştı.
Kapıyı bir kez daha sertçe yumruklayıp sesin gelip gelmediği kontrol etmek için kulağını kapıya yaslandığında kapının aniden açılmasıyla dengesini kaybedip Jungkook'un bedenine yapışmıştı.
"Ne var ne?!"
Daha şoku atlatamayan Omega ıslak göğüslere yapışmanın etkisiyle zar zor kendini toparlamışken Alfa'nın ensesine tokadı indirip "Ne bağırıyorsun velet?! Ayrıca neden cevap vermiyorsun?! Öldüğünü zannettim" demesiyle gözlerini devirmişti uzun saçlı.
"Sanki çokta umurunda ölmem... Cevap vermiyorsam var her hâlde bir bildiğim. Kızgınlığım bitmedi daha. Sikimi çekiyorum"
Gelişi güzel havlu sardığı altını işaret ettiğinde duyduklarıyla gözleri büyümüştü Jimin'in. "Ne kadar da utanmaz bir çocuksun. Hyungunum senin! Utanmıyor musun?" diye çıkışıp şaşkınlığını bastırmaya çalışıyordu ki, Jungkook beklemediği bir şey yapmıştı.
Tek elle kolundan tutulup içeri çekildiğinde sırtının ne zaman duvarla buluştuğunu anlamamıştı bile. Nefesini kazanmaya çalışırken aralarındaki mesafeyi yok eden uzun boylu "Hyung konusunda ciddi misin? Eğer ciddiysen evlenmemize izin vermemeliydin. Benim için asla ağabey olmadın. Sadece bir kuzensin. Ah şimdi de bir eş. Gerçek olmasa bile insan sorguluyor, acaba gerçekten kardeşi olarak mı görüyor" diyerek histerik şekilde kıkırdadığında duydukları gıcığına giden Omega Alfa'nın çenesine yumruk atmıştı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Bluebell Jikook
Fanfiction"Yaşlı bunak! Seninle evlenmesem evde kalmıştın sonsuza kadar!" [Jikook] [Omegaverse]