Yazardan~
"Hyung, canım sıkılıyor"
"Keşke şu an çalışmak zorunda olmasam da benim de canım sıkılsa"
Gözlerini devirmişti Jungkook. Sabahtandır can sıkıntısından oflayıp duruyordu. Hyungu da saatlerdir bilgisayar başındaydı.
Dudaklarını büzüp Omega'nın kolunu dürtmüş, "Orman yoluna giden patikada biraz yürüyelim mi? Temiz hava almış oluruz" dediğinde kirpiklerini kırpıştırmasıyla 'Hayır' cevabını alma ihtimali sıfıra inmişti.
Jimin'in, gözlerine zaafı olduğunu çok iyi biliyordu Alfa.
"Tamam, git üstüne bir şey al"
Anlamaz şekilde bakmıştı uzun saçlı. Hava sıcaktı ve üstüne bir şey almasına gerek yoktu. "Hava çok sıcak, hyung" diyerek bir şey almasına gerek olmadığını bildirdiğinde yanak içini ısıran Omega derin nefes vererek konuşmuştu.
"Git tişörtünü değiş o zaman"
Kirlendiğini düşünen Alfa anında tişörtünü kontrol etmişti. Ancak bir sorun olmadığı sonucuna vardığında masum şekilde "Ama neden ki?" diye sormasıyla ensesini kaşıyan Omega yavaş ses tonuyla "Çok dar. Göğüslerin meydanda" demişti.
İlk üç saniye öylece bakan beden aydınlanma yaşamıştı. Hyungu onu kıskanmıştı!
Tüm keyfi zirveye ulaşırken göz kırparak "Yani? Bizim evin buralarda kim oluyor ki? Sadece sen ve ben olacağız" deyip Omega'nın ayarlarıyla oynamayı başarmıştı.
Yüzündeki sırıtıştan niyetini anlamıştı Jimin. Dilini tutamadığı için kendine küfür etmişti içinden. "Kalk, gidelim. Yoksa fikrimi değiştireceğim" diyerek soruyu görmezden gelmesi de işin cabasıydı.
Evi terk ettiklerinde Jungkook'un yüzünde varlığını koruyan gülüşü vardı. Jimin yanındaydı çünkü.
Asla tahmin edemeyeceği şekilde evlilikleri ilk başa nazaran sessiz ve güzel gidiyordu. Birbirlerine alışmaları dursun bir yana, birbirleriyle nefes alır olmuştular.
Jimin her ne kadar kendini dizginleyip ağırdan alsa da Jungkook hislerini bastırmakta acemiydi.
Eğer gece uyurken sıkıca sarıldığı hyungu tuvalete bile gitmek için kalkarsa anında uyanıyor, mızmızlanarak daha çok sarılıyordu.
Davetiye olduğu zaman ikisi de birbirine eşlik eder olmuştu. Jungkook eşinin yanında daha erkeksi görünmek için göğsünü gerer, onun beline sardığı koluyla Jimin'in Alfa'sı olduğunu göstermeye çalışırdı.
Annesi eşine saygısızlık yaptığından ayda bir-iki kez görüşürdü onunla. En yakını bildiği arkadaşlarıyla da buluşmuyordu aylardır. Bu kişiler Taehyung ve Yoongi olarak değişmişti.
Kısacası yaşantısından memnundu epeyce. Hiç düşünmezdi böyle olacağını ama iyiki olmuştu.
"Şimdi hangi pembe buluttasın?"
Jimin'in sorusuyla aslında 'Neden salak gibi kendi kendine gülüyorsun?' diye sorduğunu anlamış, dudaklarını birbirine bastırmıştı. Onu düşündüğünü söyleyemeyeceğine göre omuz silkmişti öylece.
Ne diyeceğini bilemezken patika kenarında, az ileride ağaçların dibinde gördüğü mavi çiçeklerle Omega'yı oraya çekiştirmişti.
"Hyung, baksana çok güzeller!"
Yere çömelip çiçeği okşadığında Jimin de kendi çiçeğini izlemeye koyuldu. Parlak gözleriyle eğilip çiçeği koklayışı kalp sızısı olurken heyecanla başını kaldırmış "Aynı senin gibi kokuyor, Jimin~shii" diyen Alfa tümüyle mahvetmişti onu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Bluebell Jikook
Fanfiction"Yaşlı bunak! Seninle evlenmesem evde kalmıştın sonsuza kadar!" [Jikook] [Omegaverse]