XXIII🪻

825 127 102
                                    


Yazardan~

"Sarıyla ayrı bir afet olacaksın"

Aldıkları ani kararla yola koyulan ikili heyecanlıydı epeyce. Her hallerinden belliydi. Jungkook, sevdiği adamın kendisi için bir şeyler yaptığını gördüğünden içi içine sığmıyordu. Eşinin de mutlu olduğu belliydi.

Araba kırmızı ışıkta durduğu zaman gözleri anında Omega'sına dönmüştü. Eş zamanlı kendisine dönen Jimin ile tebessüm dudaklarına konduğu vakit, onun "Sence Yoonji beni garipser mi?" sormasıyla yüz ifadesini şaşkınlık ele geçirmişti.

"Gözü kapalı kokundan tanıyor seni. Saç renginle mi garipser? Sanmıyorum"

Gerçekten de kokusuna karşı oldukça hassastı Yoonji. Kokusuyla sürekli küçük bebeği, eşyaları, hatta odasını bile mühürlüyordu.

Böyle bir ihtimal olamazdı. Ama endişesine engel olamadığından dolayı "Yakışmazsa tekrar eski rengine boyattıracağım" diyerek kendini ifade ettiğinde, yeşil ışığın yanmasıyla gaza basan Alfa tane tane konuşmuştu.

"Aşkım, saçının rengi için sevmiyorum seni. Tüm renklerinle bana hoşsun"

"Peki ya siyahımı örtebilecek bir renk yoksa koca palette?"

Jimin renklerin tanımını unutmuştu. Koca evlerini yaktığında sanki alevler kendiyle götürmüştü tüm renkleri. Geriye siyah, ve griden ötesi kalmamıştı Omega için.

Renk körü absürt tanım olmazdı ona. Fakat Jungkook ile evlendiğinden bu yana dünyası gökkuşağına çevrilmişti.

Kahverengini parlak harelerde tanımıştı. Beyazı yumuşacık tende. Kırmızıyı kıvrımlı dudaklarda. Siyahın en güzel tonunu bile ipek saçlarda bulmuştu.

Böyle anlamıştı ki, siyah olan aslında dünya değilmiş. Bakışlarıymış. Jimin siyahın ta kendisi olduğunu fark ettiği günden bu yana aklında dönüp dolaşan o soruyu sorduğunda aldığı cevabın kalp ritmini bozacağını düşünmemişti.

"Siyah da bir renk değil mi? Tüm renklerinle bana hoş olduğunu söyledim"

Öyle cevaptı ki. Cevap veremedi. Sanki dünyanın en güzel iltifatları listesinde en başta olanı seçip söylemişti.

Dudaklarındaki tebessüm solmak bilmedi. Jeon topraklarında eksik olmayan güneş gibiydi bu tebessüm.

"Sonunda bir kuaför"

Onlara en yakın bir güzellik salonunun önünde durmuştu araba. Biraz gergin, biraz heyecanlı. Nihayetinde el-ele salona girdiklerinde girişte bir kadın karşılamıştı.

"Merhaba, eşim saçını boyattırmak istiyordu"

İlk önce iki Alfa'nın geldiğini düşündüğü için kaşlarını çatan kadın, kısa boylunun Omega olduğunu anladığında sıcak olduğunu düşündüğü gülümsemeyle "Hoş geldiniz. Lütfen beni takip edin" demişti.

Alfa olduğu için girişteki bekleme koltuğunda oturmak zorunda kalan Jungkook neredeyse dudak büzecekti. Yine de eşi aceleci davransın istemediğinden sessizce telefonuyla ilgilenmeye koyulmuştu.

Bu sırada çoktan ayna karşısına oturmuştu Jimin. Saçlarını boyamak için daha genç kız geldiğinde ürkmemesi için gülümsemeye çalışmıştı.

En fazla 19 yaşı olan kız aynı şekilde gülümsemiş, "Salonumuza hoş geldiniz. Hangi renk istiyordunuz?" diye sormuştu.

"Teşekkürler. Sarı olsun"

"Size çok yakışacağına eminim"

"Teşekkür ederim"

Daha fazla konuşmadılar. Oldukça küçük yaşta epeyce el becerisi olan kız kısa sürede saçlarını açmış, daha sonra da boya sürmüş bekletmeye koyulmuştu.

Bluebell JikookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin