Yazardan~
Birisini mutlu etmek bir cümlene de bakar gülüşüne de. Tam aksi de.
Jungkook'un bir cümlesi günlerdir Jimin'in aklında dönüp dolaşıyordu. Ne zaman onu görse dudaklarında bastıramadığı bir gülüş beliriveriyordu.
O gecenin sabahı Alfa'nın her hangi bir şeye itiraz etmesini beklemişti. Ama beklediği gibi olmamıştı hiç. Hatta kendini affettireceğini de söylemişti küçük olan.
Bunu da hatırlamak dudaklarında tebessüme sebep olurken banyodan çıkan Omega düz tutmaya çalıştığı ifadesiyle mutfağa girmişti.
Omega'dan en fazla beş dakika önce mutfağa gelmiş Alfa buzdolabıyla bakışıyorken "Hyung, açım ben. Gevrekle falan doymam. Omlet yapayım mı?" diye sormuştu.
"Elbette yerim"
Canına minnet. Beleşe yemek yiyecekti. Reddedecek kadar salak değildi her hâlde.
Yine de tüm işi ona yıkmaya kıyamazdı. Jungkook omlet yapmaya koyulurken kendisi de salata hazırlamaya başlamıştı. Salatayı hazır ettiğinde sofraya bırakıp diğer gerekli şeyleri dizmeye koyulmuştu.
Bugün ikisinin de neşesi epey yerindeydi. Hatta bir şarkıyı mırıldanarak tavayı sofraya bırakan Jungkook'un neşesi Jimin'i daha da gülümsetmişti.
Genelde aralarındaki geçim kediyle köpeği anımsattığından sadece onun neşesiyle gülümsemek Omega'ya yabancıydı ve garip hissetmiyor değildi açıkçası.
Kafasına takmamaya çalışarak oturduğunda "Teşekkürler, velet" demiş, aldığı keskin bakışlar komiğine gittiğinden sinsi şekilde gülmüştü. Boş vermeyi seçen Alfa ise "Meyve suyu içeceğim, istiyor musun hyung?" diye sorduğunda başıyla onaylayan kısa saçlı aynı zamanda ayaklanarak bardak almak için dolaba ilerlemişti.
Jungkook için normal bardak alırken, kendi özel bardağını arayıp bulamamıştı. Bulaşıkları en son Alfa'nın yerleştirdiğini hatırlayıp zaman kaybetmeden "Jungkook, mavi bardağım nerede?" sorusunu ona yöneltmişti.
"Üst kısma koymuştum, farklı olduğundan. Boyun yetmez senin, ben alırım"
Art niyeti olmadan kurduğu cümle eşliğinde ayaklanmıştı hızla. Jimin üst kısma uzanıyordu ki, daha ne olduğunu anlamadan sırtında yapılı bedeni hissetmesi bir olmuştu.
Vücuduna kal gelirken elinin üzerine yaslanıp hemen ilerisinde duran bardağı alan uzun boylu tamıyla ona yaslandığında kalbi öyle hızlanmıştı ki.
Ne yapacağını şaşırmıştı heyecandan. Kısacık sürede terlemiş, yanakları kızarmıştı. Bu tarz hisler ona yabancı olduğundan bilmiyordu ne yapacağını.
"İşte, bir numaralı bardağın"
Neyse ki, çok sürmemişti bu an. Ancak Jimin'e sorsanız bir ömür sürmüş gibiydi. Bir şey belli etmemeye çalışarak bardağı alıp oturduğunda Jungkook da meyve sularını bardağa doldurarak ona eşlik etmişti.
Geneli kısa sohbetlerle geçen kahvaltıdan sonra salona geçtiklerinde Omega bilgisayar başına geçmiş, işiyle ilgilenirken, Jungkook da kitabını alıp yanı başına oturmuştu.
Pazar olduğundan yapacak pek şeyleri yoktu. Canlarının sıkılmaması için uğraşıyorlardı işte kendilerince.
Bir müddet böyle devam ettiklerinde ekrana bakmaktan gözü ağrıyan Omega geri yaslanarak daha dün yeniden tıraş ettiği saçlarını okşayarak Alfa'ya bakmıştı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Bluebell Jikook
Fiksi Penggemar"Yaşlı bunak! Seninle evlenmesem evde kalmıştın sonsuza kadar!" [Jikook] [Omegaverse]