XXI🪻

1.1K 175 220
                                    

Güzel yorumlarınıza ihtiyacım var. Ağlayarak yazdım bu bölümü...





Yazardan~


Sevmek yürek ister. Bazısı sahip olduğu en ufak kibrit çöpünü sevgiyle korurken, bazısı sahip olduğunu umursamadan kaderinde olmayan şeye göz diker.

Jungkook çocukları severdi. En büyük hayallerinden biriydi baba olmak. Jimin ile evlendiğinde asla gerçekleşmeyecek hayali yüzünden öyle öfkelenmişti ki.

Evlenmeden önceki gece banyoda hüngür hüngür ağlamıştı istemediği evliliğe mecbur bırakıldığı için. Kuzeni de olsa her şeyden önce kendi hayatı vardı sonuçta.

Fakat zaman geçtikçe Jimin'i yakından tanıdığında kendinden utanmıştı. Sırf çevresi onunla dalga geçecek diye kuzenine yaptığı zorbalıklar hayatının en büyük yanlışlarıydı.

Hayatının en büyük doğrusu tamıyla Jimin'di. Onun güzel gülümsemesini gördüğü an cennet ellerine verilmiş gibi hissediyordu.

Bir zamanlar hayali baba olmak olan adamın şimdiki tek hayali Jimin'di. Sonsuza kadar onunla yaşamak, mutlu olmak istiyordu. Çocukları olmasa da olurdu. Önemli olan Tanrı'nın verdikleriyle yetinmekti.

Ki, Jungkook kucağında oynattığı bebeğe bakarken Tanrı'ya defalarca şükür ediyordu.

Onların sınavı bir çocuklarının olmamasıydı. Ancak çok rahatlıkla bir evladı doğuran Yoongi bebeğini terk ederken ikinci kez düşünmemişti.

Belki de sevmek buydu. Yürek isterdi kendinden olmayan birisini kendinden bir parça olarak sevmek. Öpüp koklarken ciğerlerinde bahar açıyordu her saniye.

"Yoonji~ah, parmaklarını yerim senin. Ne kadar uslu, amcasının çiçeği"

Yıldızlarla süslü hareleri Yoonji'ye öyle sevgiyle bakıyordu ki. Küçük Alfa karşısındaki amcasına diş etlerini göstermek için çok beklememişti.

Babası ve güzel kokulu Omega'sı yoktu. Ve ona favori adamı bakıyordu bugün. Hâlinden oldukça memnun olan Yoonji hiç ağlamamıştı amcası onu baktığı süreçte. Sadece altını ıslattığında birazcık, parmağı kadar sızlanmış olabilir. O kadarcık. Çok usluydu bugün.

Zaten hep usluydu aslında. Bugün 1 ayını doldurmuştu ve babasına, amcalarına hiç sorun çıkarmıyordu.

İşleri olan büyükler çalışma saatlerine uygun bir plan yapmışlardı. Bir gün ikisi kendi işine giderken diğeri evde kalıyor, küçük Alfa'ya göz kulak oluyordu.

Bugün de sıra Jungkook amcasındaydı. Bir güzel eğlenmişlerdi tüm gün. Şimdi de parmaklarını öpüyordu güzel amcası. Çok güzel ve özel andı ikisi için de. Ta ki, kapı zili ortamı bozana kadar.

Onu kucağına alan amcasıyla kapıya adımladıklarında başını Alfa'nın omzuna yaslamış Yoonji, açılan kapıyla babasını ve güzel Omega'sını gördüğünde hızlıca dikelmişti rahat yerinden.

Daha küçücük olduğundan hareketleri kısıtlıydı. Tek yapa bildiği tatlı tatlı cıvımakken becerdiği kadar da gülümsemişti.

Tüm gün işte yorulan Taehyung oğlunu gördüğü gibi yorgunluğunu unutuvermiş, küçük Alfa'yı kolları arasına aldığında teninin her köşesine dudaklarını bastırmaya başlamıştı.

"Hoş geldiniz"

Jungkook eşini kolları arasına almadan önce ikisine hitaben konuştuğunda oğlunu öpücüklere boğan Alfa "Hoş bulduk" diyerek bakışlarını onlara çevirmişti.

Bluebell JikookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin