4.BÖLÜM

2.5K 76 44
                                    

"NEE" diye bağıran arkadaşımın şaşkın yüzüne bakıp gümemi tutamadım. Neden bu kadar abartıyordu ki?

Alt tarafı "kanka benim bir öğrencim Pusat'ın yeğeniymiş, bu öğrencim Pusat'a benim çok güzel olup olmadığımı sordu"demiştim. Ama tepkisini ölçmek için "Pusat'da baya güzel dedi" demiştim. Onun bu halleri beni çok güldürüyodu.

Şakayı bi yana bırakıp "Son dediğim şeyi tepkini ölçmek için söyledim" dedim. Doğa ise kafama vurup "Mal bende dedim bu nası bi 6. his hemen gerçek old-" dediğinde gözlerimi açmış Doğa'ya bakıyordum.

Ne demişti o az önce ?

Doğa ne dediğini anlamış olucak ki hemen sustu ama ben susmiycektim.

Elimide kolumuda bağla hadiii !

Doğa ya yalancı bi gülümseme ile "Ne hissettin canım arkadaşım" dedim Doğa ise "Hiçbirşe-" demişti ki telefonu çalmaya başladı, Emre arıyordu.

Lanet olsun sana be adam bişey konuşuyoz burada !

Telefonu Doğa'dan önce alıp kapatıcaktım fakat Doğa benden önce davranıp telefonu kaptı ve ayağa kalktı. Yanağımı öpüp "Ben birazdan geliyorum Helin'im" dedi. Aklınca yalakalık yapıyodu, yemezler canısı.

Doğa telefonu açıp mutfaktan çıktı. Arkasından "BİTMEDİİ" diye bağırmıştım ama pek umursamadı. Telefonumu aldım ve amaçsızca sosyal medyada dolaşmaya başladım.

Doğa aradan biraz zaman geçince kapıdan kafasını uzatıp gözlerini kırpıştırmaya başladı ve "Gelim mi" dedi. Salak falan ama çok tatlı kızdı. Doğa'ya bakıp "Gel" dedim. Hayat işte kendi evinizde, kendi mutfağınıza girmek için izin alabiliyosunuz.

Doğa yanıma gelip sandalyeye oturdu ve umursamaz bi tavırla eline çay bardağını alıp içmeye başladı. "Soğumuş bu ya" diyerek ayağa kalktı ve bardağına çay doldururken Ben "Banada kosana" dedim ve bardağımı Doğa'ya uzattım. Doğa bardağı alıp çay doldurduktan sonra  tekrar masaya oturdu.

Doğa sandalyeye tekrar oturunca "Ee nerde kalmıştık" dedim. Çay boğazında kalmıştı.

Sırtına vurarak "Helal helal" dedim. Doğa azını tutamadığı ve fazla açık sözlü olduğu için yine konuşmaya başladı. "Ya ben susamıycam, Pusat'la diyorum" dedi ve tepkimi ölçmek için yüzüme baktı. Ben ise Doğa'nın sinirini bozmak için "Sen mi ?" diye sordum. Hep o mu beni sinirlendiricekti ?

Doğa ise ufak bi göz devirme seansı sonrası "Kim olduğu belli de neyse" dedi.

Sussa ve konuşmasa daha iyiydi sanki.

Ve yine susmadan "İnşallah yarın tekrar gelir " dedi.

Doğa 'ya "Gelse ne olur yeğenini almaya geliyor adam" dedikten sonra çayımdan bir yudum aldım.

Doğa "Hergün birbirinizi görürseniz aranızda birşeyler‐" diye içli içli anlatırken onu bölüp "Doğa bi dur kızım yavaş ya" deduğimde Doğa kıkırdamaya başladı.

Pusat fena biri değildi, hatta çirkin demek için bin şahit isterdi. Ama ne alakaydı şuan yani ?

...

Okula gelmiştim ve öğrencilerim ile oynuyodum. Mesela şuan bi öğrencimin yaptığı hayali çaydan içiyodum. Bana maviş gözleri ile bakan küçük öğrencime yani Bahar'a dönüp "Çok güzel olmuş" dedim ve Bahar'ın yüzünde oluşan kocaman gülümsemeyle bir kere daha içim gitti. Ben bunların hepsini yerdim.

Sonra ise yanıma koşarak gelen Yağız'a baktım, elinde oyun hamuru ile yaptığı bir şey vardı. Yanıma büyük bi heyecanla gelen Yağız'a baktım ve Yağız "Bakın öğretmenim" diyerek elindeki oyun hamururnu gösterdi, oyun hamurundan silah yapmıştı. "Ben büyüyünce asker olucam, buda silahım" dedi. O silahla savaşabilir misin bilemem ama gerçekten asker olacağına inanıyorum Yağız.

YEŞİL'İMHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin