Çocukları severdim, hemde çok severdim. Zaten mesleğimi de hem eğlenceli olsun hemde benim ilgi alanım olsun diye düşünerek öğretmenlik seçmiştim. Ve şuan oyun oynamayı bırakmış ders işliyorduk.Konumuz ise "doğal sayılar."
"Dağıttığım kağıtlardaki noktalarla gösterilen sayıların üzerinden geçin, artık öğrendiğinizi düşünüyorum."
Bu konuya yeni başlamadığımız için çocukların artık yapacaklarını umuyordum.
Birkaç öğrencime ailesi öğreterek işimi kolaylaştırmıştı. Bunun örneklerinden biri ise oldukça tanıdıktı.
Aylin.
Kızın babası doktor yani çokta şaşırmayalım. Zekâ bunların ailede genetik olacaktı ki Aylin şuan tek basamaklı sayıları rahatça toplayabiliyor ve çıkarabiliyordu. Bazen iki basamaklıları da yapıyordu fakat iki basamaklılar konusunda çalışmaları devam ediyordu ve bunu kendi isteği ile yapıyordu.
Çalışan kadına bravo!
...
Eve geldim ve üzerime daha rahat şeyler giyerek yatağıma uzandım. Bugün normalden daha çok yorulmuştum. Birkaç saat sadece yatıp telefonla ilgilenmeyi düşünüyordum.
Fakat rahatımı çalan zil bozdu.
Doğa'nın da evde olmadığını hatırlayınca yıkıldım. Kapıyı benim kalkıp açmam gerekiyordu.
Yataktan kalkıp kapıya yöneldim. Kapıyı açtığımda kimi görmeyi beklediğimi bilmiyordum fakat Pusat'ı görmeyi beklemiyordum.
"Pusat?" Dedim sorarcasına. Pusat ise "Efendim yeşilim" dedi hemen. Ben ise kapının önünde öylece dikilirken ellerini arkasında birleştirdiğini ve arkasında yeşil birşey olduğunu fark ettim. Kaşlarımı çatarak "Arkanda ne var?" Diye sordum. Pusat ise "Hiç misafirperver değilsin, insan bi içeri gel der" dedi kınarcasına. Ben ise "Arkandakini ne olduğunu söyle" diyerek sorumu yineledim.
Pusat "Bomba Helin, karargahta artmış da boşa gitmesin, günah. Sizin evi patlatalım dedim, iyi demiş miyim?" Diye ciddiyetle sordu. Ben ise "Çok iyi demişsin sevgilim" dedim ve kenara çekilip kafamla içeriyi işaret ettim. Pusat "Benim değil, senin girmen lazım. Git otur biryere ve gözlerini kapat" dediğinde ne yapacağını oldukça merak ettiğim için salona gittim ve oturup gözlerimi kapattım.
Aradan geçen birkaç saniyeden sonra Pusat "Sakın gözünü açma, sıkıca kapat" dediğinde "Tamam" diyerek yanıtladım onu.
Yaklaşık bir dakikadan sonra kucağımda minik birşey hissettim, hareket ediyordu.
İlk başta korkarak geriledim fakat Pusat kolumdan yavaşta tutup "Korkma, yavaşça aç gözünü" dediğinde sözünü dinleyerek gözlerimi araladım.
Yeşil kucağımdaydı.
Haftalar hatta aylar önce askeriyede gördüğüm ve Pusat'la adını Yeşil koyduğumuz kedi kucağımdaydı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
YEŞİL'İM
General FictionAsker Erkek ve Öğretmen Kız Ana sınıfı öğretmeni olan Helin Hakkari'ye çalışmak için gittiğinde en yakın arkadaşının sevgilisinin, komutanı ile tanışır :) 💚