Yine, yeniden, tekrardan bir iş gününden selamlar.Dün akşam Doğa'yla film izlediğimiz için geç yatmıştım ama geç yatmam saat 7 buçukta kalkacağım gerçeğini değiştirmiyodu.
Şu an aşırı uykusuzdum ama öğrencilerimle vakit geçirmem gerekiyodu ve harika bi öğretmen olduğum için geçiriyodum da.
Dişli bir rakip gösterin bana!
Şuan boyu küçük ama ağlamasıyla tüm dünyayı inleten öğrencimle konuşmaya çalışıyodum fakat hanımefendi pek susucak gibi değildi.
Ağlamasının nedeni ne miydi?
Arkadaşı oyuncağını elinden alıp "benim oyuncağım daha güzel, bu çirkin" demiş. Ne önemli sebep ama!
Zorba olmayın kanka olun.
Şuan lavaboya gelmiştik ve ben ona oyuncağının gayet güzel olduğunu anlatmaya çalışıyodum.
"Mevsim ağlamana gerek yok ama çok güzel oyuncağın" dememle Mevsim dahada bağırarak ağlamaya başladı.
"Değil işteeğğ" dediğinde içimden bi ya sabır çektim ve "Mevsim yapma böyle bak tüm arkadaşların oyun oynuyo hadi sende oyna" diyerek ikna etmeye çalışıyodum.Mevsim bana iç çekerek kızarmış yanaklar ve sulu gözlerle bakıyodu. Çok tatlıydı ama bunu düşünmenin pek sırası değildi şuan. Ellerimle Mevsim'in göz yaşlarını sildim, ayağa kalıp elimi uzattım ve "Hadi gel" dedim.
Mevsim ilk başta bana baktı ve sonra ona uzattığım elimi tuttu. Beraber sınıfa doğru yürümeye başladık.
Sınıfa girdiğimizde Aylin hemen Mevsim'in yanına gelip "Mevsim sende gel oyun kurduk" deyip Mevsim'in elinden tutup götürdüğünde onlara tebessüm ile baktım.
Mevsim şuan ağlamıyor, hatta çok eğleniyor olabilirdi ama onu ağlatan öğrencimle de konuşacaktım, onuda yanıma çağırdım.
"Selin bu yaptığının yanlış olduğunu biliyosun değil mi?" diyerek konuşmaya başladım. "Ama öğretmenim ben sadece beğenmediğimi söyledim bu kadar üzülüceğini bilmiyodum" diyerek kendini savunmaya çalışan öğrencime bakıyodum, "Ama sadece beğenmediğini söylememişin dalga geçmişsin" dediğimde yavaştan dudakları bükülmeye başlamıştı.
Hayır, hayırr !
"Ağlamana gerek yok sadece arladaşından özür dilemeni istiyorum" dediğimde Selin hemen "Dilerim" dedi ve Mevsim'in yanına doğru gitmeye başladı. Sonra ise özürünü diledi ve kavga başlamadan bitmişti, şükür.
...
"İyi günler" diyerek bir diğer öğrencim ve onu almaya gelen ablasını da göndermiş bulunuyordum.
Ve artık Aylin'i almaya annesi geliyodu Pusat son 4 gündür yoktu. Bişey mi oldu acaba diye içten içe düşünsemde tabiki kızın yanına gidip "amcan niye seni almaya gelmiyor?" diye sormazdım. Zaten bananeydi yani koskoca asker adam işi gücü yok yeğenini almaya mı gelecekti?
Tüm öğrencilerimi yollamış eve gidiyodum ki telefonumun titremesiyle telefonumu cebimden çıkarıp ekrana baktım, Doğa arıyordu. Telefonu açıp kulağıma götürdüm ve "Efendim" dedim. Doğa "Naber" dediğinde ona "İdare eder işte" diyerek cevap verdim. Doğa ise "Kanka askeriyeye gelsene " dedi. "O nerden çıktı ya ?" diye sordum, rüyasında beni gördü galiba.
"Öyle bi içimden geldi aslında bu yoktu" deyince kıkırdadım "ben askeriyenin nerde olduğunu bile bilmiyorum ne işim var orda" dedim Doğa ise "Ya sabır, kızım gel otururuz işte sohbet muhabbet hem ben sana konum atıcam" deyince bende "E iyi gelirim" dedim benim içinde değişiklik olurdu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
YEŞİL'İM
General FictionAsker Erkek ve Öğretmen Kız Ana sınıfı öğretmeni olan Helin Hakkari'ye çalışmak için gittiğinde en yakın arkadaşının sevgilisinin, komutanı ile tanışır :) 💚