25.BÖLÜM

498 22 8
                                    


"Sese bak be" dedi ara gaz verirken Volkan. Sonunda beklediği an gelmişti. Motoru gelmişti.

Cbr1000rr ile ilk sürüşünü yapıyordu.

Hızla ilerlerken arkasından gelen arkadaşları Kaan ve Ateş ise Volkan'ı takip ediyordu.

Kaan Suzuki R125 ile.

Ateş ise Yamaha R25 ile arkadaşını takip ediyordu.

Beraber birkaç ortak arkadaşlarının, aynı zamanda da Ateş ve Kaan'ın arkadaşlarının bulunduğu Cennet Cehennem Vadilerine gideceklerdi.

Vadinin yakınlarına geldiklerinde gördükleri 3 adet motor ile yavaşladılar, sonra ise durdular. Karşılarında Eyşan, Derin ve Sarp vardı.

"Hoşgeldiniz" diyerek oturduğu yerden kalktı Sarp. Volkan, Kaan ve Ateş ile tokalaşıp tekrar oturdu. Ateş "Bunlar Eyşan ve Derin" dedi eliyle iki kızı gösterirken. Eyşan olarak bahsettiği kız, kısa boylu, simsiyah saçları ve gözleri olan bir kızdı. Oldukça zayıftı fakat fiziği mükemmeldi. Derin ise sarı saçlı ve açık kahverengi gözlü bir kızdı. Saçı boyaydı fakat gayet doğal duruyordu.

Sarp ortalama boylardaki esmer bir gençti. Ateş ise üstte bıraktığı saçlarının aksine saçlarının alt kısmını sıfıra vurmuştu. Koyu kehribar gözleri ve bebeksi yüzü ile birçok kızın hayallerini süsleyen tiplerdendi. Kaan ise kıvırcık saçlarını  çoğunlukla üstte bırakıp altları kısaltmıştı. Tatlı bir çocuktu.

"Memnun oldum" dedi Volkan topluca. Derin hem kendi adına hemde arkadaslarının adına "Bizde" dedi gülümseyerek.

Beraber gerçekleştirdikleri ufak bir tanışma faslından sonra Volkan'ın kafasında bir soru vardı. Eyşan'ı mutsuz görmüştü. Nedendi?

Diğerleri sohbetin en koyu kısmındayken Volkan sadece kendisinin ve Eyşan'ın duyacağı bir şekilde "İyi misin?" Diye sordu. Eyşan ise Volkan'ın sesiyle irkilerek Volkan'a döndü ve "He? Haa, pardon. Evet yani evet, iyiyim" dediğinde Volkan kaşlarını havaya kaldırarak "Diyorsun?" Dedi sorarcasına. İyi olmadığı apaçık ortadaydı. Eyşan kendinden oldukça emin bir tavırla "Diyorum, iyiyim işte!" dedi ve yüzüne gelen saçını öfkeyle arkaya fırlattı. Volkan anlatmak istemediğini anladığı için konuyu çok deşmemeye karar verdi ve Eyşan'a soru sormak yerine sohbete katıldı.

Evden çıkmadan önce Eyşan

"Nereye gidiyorsun sen yine, eve girmez oldun kim bilir ne boklar yiyyorsun" diyen babasına en ters bakışını attı Eyşan. "Nereye gittiğim umrunda mı?" Diye sordu. Babası tereddüt etmeden "Hayır" dediğinde Eyşan sinirle "E o zaman!" Diye bağırdı. Akşam ettikleri kavganın siniri hala üzerindeydi. "Bağırma bana!" Diye daha yüksek bir sesle bağıran babasına alayla güldü Eyşan.

Motorcu ceketinin fermuarını da çektikten sonra kapıya doğru yöneldi. Fakat babası susmak bilmiyordu. "O şerefsiz ablanın yanına gitmiyorsun değil mi?" Diye sorması bardağı taşıran son damlaydı. Ablası hakkında böyle konuşamazdı!

"Düzgün konuş!" Diye tekrar bağırdı Eyşan. Babası ise "Sana mı sorucam lan, kimsin sen. Tek gecelik bir hata!" Dediğinde Eyşan nefes dahi alamadığını hissetti. Evet, babasının hakaretlerine alışmıştı, umursamamaya çalıyordu fakat onun da bir kalbi vardı.

Herkesin bir kalbi vardı. Kalpti bu, kırılır, parçalanır bazen darmadağın olurdu.

Olmuştu.

Darmadağındı.

"Tek gecelik bir hata?" Dedi ve kendini tutamayarak gülmeye başladı. Gülüşü kahkahaya dönüşüyordu. Deliriyordu.

YEŞİL'İMHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin