"Emredersiniz komutanım"Albaydan görev emrini aldıktan sonra odadan çıkarak timin dinlenme odasına doğru ilerlemeye başladı Pusat.
Odanın kapısının önüne geldiğinde kapı kolunu aşağı doğru indirerek kapıyı açtı ve koltuklardan birindeki boşluğa oturdu. "Yarın göreve gideceğiz enkaz. Sabah 6'da hazır olsun herkes" dedi Pusat. Tim hepbir ağızdan "Emredersiniz komutanım" dedikten sonra görevin olacağı yer ve tahmini süresi hakkında konuştular. Tim sohbetlerine kaldıkları yerden devam ederken Pusat çalan telefon ile telefonunu cebinden çıkardı. Abisinin adadığını görünce çok bekletmeden telefonu açtı.
"Efendim"
"Pusat bugün Aylin'i ben alıcam haberin olsun"
"Neden?"
"Neden mi? Kız benim kızım değilmi ?!"
"Öylemi?"
"Pusat susar mısın?!"
"Tamam be sen al kızını ben giderim sevgilimin yanına."
"Git, git. Aman geç kalma."
"Geç kalmam merak etme, görüşürüz"
"Görüşürüz"
Yüzündeki sırıtış ile telefonu tekrar cebine koydu Pusat. Time döndüğünde ise hepsinin ona baktığını fark etti. "Ne bakıyonuz lan?!" Dedi Pusat. Timdekiler kıkırdayarak önüne döndü. Emre ise "Git kardeşim, git hemen Helin'in yanına, ben yarın gidicem gelince uf olmuş olabilirim falan diye zırla" diyerek Pusat'ı taklit etti. Bunun aynısını Pusat, Emre'ye söylemişti şimdi ise devran dönüyordu.
Pusat duydukları ile yüzünü buruşturdu. "Sus Emre" dedi. Emre ise kocaman bir kahkaha attı.
Pusat birşey deme gereksinimi duymadan odadan çıktı ve anaokuluna gitti.
...
Kapının önüne geldiğinde her zamanki gibi neredeyse herkes gitmişti. Görünüşe göre abisi de erken davranıp kızçesini almaya gelmiş ve alıp gitmişti.
"Pusat." Adını duyduktan sonra sesin geldiği yere, arkasına döndü Pusat. Helin'in gülümseyerek kendisine yaklaştığını fark edince yüzündeki tebessüme engel olamadı.
"Hoşgeldin" dedi Helin, Pusat'a yaklaştığında."Hoşbuldum."
"Nasılsın?" Dedi Helin. Bugün ayrı bi mutlu gibiydi sanki, yüzünde güller açıyordu. Pusat "Seni sormalı, yüzünde güller açıyor, hayırdır?" Diye sordu gülerek. Helin, Pusat diyene kadar gülümsediğinin farkına bile varmamıştı. Çıkma teklifinden sonra da böyle olmuştu. Bu adamda birşey vardı.
"Öylemiyim?" Diye sordu Helin yüzünü normal haline getirip sağ elini yanağına götürürken.
Pusat "Beni görünce otomatik mi oluyor yoksa?" Diye sordu çok bilmiş edasıyla Helin'in yanağından makas alırken.
Helin "Ne demezsin" Dedi elini yanağından çekip havada sallarken. Pusat "Bende öyle düşünmüştüm" dediğinde Helin hafifçe Pusat'ın koluna vurdu ve "Eşşek" dedi. Pusat'ın yüzünü derin bir tebessüm kapladı. Biradan göreve gideceklerini söylemesi gerekiyordu fakat Helin kendisinin yanında çok mutlu gözüküyordu. Onun da Helin'den pek farkı yoktu. Onu sadece birkaç ay önce tanımıştı fakat...
Ama gitmesi gerekiyordu.
Asker yareni olmak böyle birşeydi. Alışması gerekiyordu Helin'in. Aslında şuan Pusat'ın burada olması ve gideceğine dair haber vermesi bile büyük birşeydi. Çünkü bazen gece olsa bile onbeş dakika içerisinde hazırlanıp göreve gitmeleri gerekebiliyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
YEŞİL'İM
Fiction généraleAsker Erkek ve Öğretmen Kız Ana sınıfı öğretmeni olan Helin Hakkari'ye çalışmak için gittiğinde en yakın arkadaşının sevgilisinin, komutanı ile tanışır :) 💚