17.BÖLÜM

931 26 0
                                    


Ege ve Gökhan hazırlanmıştı. Artık organizasyon alanına gidebilirlerdi. Ege siyah pantolonun üzerine aynı renk, siyah bir gömlek giymişti. Gökhan ise siyah pantolonunun üzerinde beyaz bir gömlek giymeyi tercih etmişti. İkisi de oldukça karizmatik duruyordu.

Gökhan gömleğinin kollarını yukarı kıvırarak ve ilk üç düğmesini açarak rahat tavrını belli etmişti. Gömlek ise zaten 1-2 beden büyüktü. Zaten boynunda olan künyesinin yanına bir de gümüş bir kolye daha eklemişti. Ege'nin çok farklı olduğu söylenemezdi. Siyah, kendi bedenindeki gömleğinin kollarını kıvırmış ve ilk üç düğmesini açık bırakmıştı.

Mekanın önüne geldiklerinde Ege yavaşladı ve durdu. Arabayı park ettiğinde ise kapıyı açıp dışarı çıktı.  Aynı şekilde Gökhan'da. Geldikleri mekan oldukça hoş bir yerdi. Açık hava bir mekandı. Çimlerin üzerinde birkaç tane yuvarlak masa ve masaların üzerinde küçük ikramlıklar vardı. Ortalıkta dolanan garsonlar servis yapıyordu.

Gökhan "Hadi gidelim" diyerek kafası ile kapıyı gösterdi. Ege başını salladı ve kapıya yöneldiler.

İçeri girdiler. Ne çok kalabalıktı ne de çok boştu. İdealdi. Buldukları boş bir masaya oturdular ve elinde tepsi ile gelen garsondan bir içecek aldılar ve içemeye başladılar. İçtikleri şeyin alkollü olduğunu fark edince küçük de olsa yüzlerini buruşturdular. Çok fazla alkol kullanmazlardı, yerinde ve zamanında içmeyi tercih ederlerdi. Bugün de böyle yaptılar ve alkolü çok kaçırmadılar.

Birkaç dakika sonra müzikler çalmaya başladı. İnsanlar istek şarkılarını duyurmak için bağırıyor, dans ediyor ve çokça eğleniyordu.

Ege ve Gökhan ise daha masadan ayrılmamışlardı. Gökhan "Bu dansı bana lütfeder misiniz bayım" diyerek elini Ege'ye uzattı. Şuan romantik bir şarkı çalmıyordu aksine oldukça hareketli bir parçanın sesi alanda yayılıyordu. Ege, Gökhan'ın bu dediklerine güldü. "Tabii" dedi yüzündeki sırıtış ile. Ve diğer kişilerin yanlarına geçtiler.

Yanlarına gelen garsonlardan birkaç kadeh aldılar. Kısa bir süre de olsa dans edenlere ayak uydurmuşlardı.

Ege, yanında bir kız ile konuşan Gökhan'ı pek umursamayarak etrafda göz gezdirmeye başladı.

Gözleri bir noktada durdu ve açıldı. Yanına gelen garson elindeki tepsiyi Ege'ye uzatarak "İster misiniz efendim ?" Diye sordu. Ege bunu duymuyordu zira şuan kalp atışları hızlanmaya başlamıştı.

Garson elini yavaşça Ege'nin koluna götürdü, şuan karşısında tek bir noktaya odaklanmış bakan bir adam vardı ve dibinde olmasına rağmen onu duymuyordu.

Ege kolundaki teması fark edince garsona döndü ve  "İstemiyorum" dedi sadece. Garson sarhoş olduğunu düşünerek umursamadan yanından geçti ve gitti.

Ege ise aynı noktaya bakmaya devam etti. Siyah elbiseli o kıza. Arkadaşlarıyla gülerek sohbet eden o kıza. Arnisa'ya...

Üzerine giydiği siyah mini boğazlı elbise sade ve güzeldi. Havanın ufak esintilerinsen etkilenmemek için siyah külotlu çorap ve aynı şekilde siyah uzun bir kaban giymişti. Hem sade hem mükemmeldi.

Evrenin Ege ile bir derdi vardı. Kızı her yerde karşısına çıkartıyordu. Sanırsa şuan, bittin oğlum sen kurtulamazsın benden, diyordu evren. Dememeliydi, yapmamalıydı elini kana bulamamalıydı.

Ege yanında olan fakat bir kızla sohbet etmekle meşkul olan arkadaşının gömleğinden tuttu ve kendisine çekti. Gökhan "Napıyon lan" diyerek Ege'ye döndü. Ege yanlarındaki kıza dönüp kafasıyla gitmesini işaret etti. Kız "Neden ?" Diye sorduğunda Gökhan'da Ege'yi sorgularcasına bakıyordu. Ege "İlla bi neden mi olmalı ?" Diye sordu. Kız derin bir nefes verdikten sonra oflayarak yanlarından ayrıldı. Ege gözlerini devirdikten sonra Arnisa'yı arkasına alarak Gökhan'a döndü. Gökhan "Noldu Ege ?" Diye sordu. Ege hemen "Arkama bak" dedi. Gökhan gözlerini Ege'nin arkasında gezdirmeye başladı. Ege'nin neyden bahsettiğini anlamamıştı. Ege'ye döndü ve "Neyi görmem gerekiyor?" Diye sordu. Ege sabrının son sınırlarındayken Gökhan'a döndü ve "Canım arkadaşım dikkatli baksana" dedi sakin kalmaya çalışarak.

YEŞİL'İMHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin