Bölüm 31: Acının Sanatı

19.6K 2K 2.3K
                                    

Merhaba, merhaba, sizi bölüm canavarları🙂

İşte yeni bölüm, tam 11.000 kelime.
Sınır 1300 oy ve 2000 yorum.

Gülmek, random atmak ya da emoji atmak sorun değil arkadaşlar, zaten olabilecek en normal tepkiler bunlar.

Sizden tek bir ricam var, o da sırf sınır geçilsin diye geri sayım yapmak, boş yere yüzlerce emoji atmak ya da boş yere saçma sapan randomlar atmak sadece kırıcı. Ve bana yapılan bir saygısızlık.

Sadece içten yorumlarınızı bekliyorum.
Sizi seviyorum.💖

Keyifli okumalar...
🫀


Son Arzum - Selin

Bölüm 31: Acının Sanatı

Bölüm 31: Acının Sanatı

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Tatyana Ivanova:

Babam gittiğinde küçük bir çocuktum, sanırım altı yaşındaydım ve onun gidişini hatırlıyordum. Beni kucağına almış, dizlerine oturarak anlatmıştı. Kapının hemen yanına bir bavul duruyordu. Bavulun içinde kalbim vardı sanki, sevgim vardı. Bu evde bana içten şekilde gösterilen sevgi de o bavulun içinde gidiyordu.

Anlayış, şefkat, gülümsemeler ve çikolatalar... Hepsi birlikte gidiyordu o bavulun içinde. Her şeyden önemlisi babam gidiyordu.

"Nereye gidiyorsun baba?" demiştim yüzüme düşen saçlarımı küçük ellerimle iteklerken. Ellerim saçlarıma her yaşımda ufak gelirdi. Saçlarım da düşüncelerim gibiydi, onlarla asla baş edemezdim. Fakat onları seviyordum, her zaman.

"Biraz uzağa," demişti babam. Çok uzağa gidiyordu aslında.

"Neden gidiyorsun ki? Ev iki katlı baba, burada birçok oda var." Gözlerimi kocaman açarak onun yüzüne baktım. Eskiden kendi saçlarımı babamın kıvırcık saçlarına benzetirdim. Fakat aramızda hiç kan bağı yoktu. Onu hala seviyordum yine de, sevmek için engel yoktu.

"Artık burada kalamam ama seni görmek için her zaman geleceğim ve sana çikolata getireceğim." Kulağıma doğru eğilip oyunbaz bir şekilde fısıldadı. "Bu aramızda bir sır, büyükannene söylemek yok," dediğinde gülerek başımı salladım. Bana sımsıkı sarıldı, babamın bana öyle sarılmasını hiç unutamıyordum. "Seni seviyorum."

"İşe mi gidiyorsun baba?" dedim endişeyle. "Geri ne zaman geleceksin?"

"İş için gidiyorum, mutlaka geri geleceğim ama ne zaman geleceğimi bilmiyorum."

"Geri geleceksin, söz değil mi? Söz veriyor musun?" Serçe parmağımı ona uzattım. "Söz ver hadi baba."

Babam serçe parmağını benimkine doladı. "Söz, geri geleceğim."

MADALYON CEMİYETİ -1: KIŞ GÜNEŞİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin