Bölüm 48: En Karanlık Gece

8.2K 1.3K 645
                                    

Merhaba!

Herkese iyi akşamlar!

Bildiğiniz üzere, ben her zaman heyecanlı bölümleri seven bir yazar olmuşumdur. Bu yüzden bu heyecanlı bölümlerde okurlarımın tepkilerini izlemeye bayılırım. 

Ben yeni bölümü yazarken sizler de benimle düşüncelerinizi paylaşmayı unutmayın. 

Oy konusunda sınır koymaktan hoşlanmıyorum, bu yüzden yapmayacağım ama sizler de oy ve yorum yapmayı unutmayın. Tepkilerinizi heyecanla bekliyordum. 

Şöyle bin kadar yorum beni çok mutlu ederdi. Keyifli okumalar dilerim.

Taylor Swift - How's afraid little old me?

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Taylor Swift - How's afraid little old me?



Bölüm 48: En Karanlık Gece

Dileklerimin her birinin aslında sadece sönmüş mumlardan ibaret olduğunu fark etmiştim.

Tıpkı uzayın karanlığında solup giden yıldızlar gibi... Sönen ışıklara ve ölen yıldızlara bel bağlamıştık. Şimdi olduğum bu yer, çölden beterdi.

Kulağımda bir uğultu vardı, kendimi iyi hissetmiyordum. Gözlerimi aralamayı başardığımda çevremin kalabalık olduğunu fark ettim. Sofya'nın yüzünün yanında büyükannemim endişeli suratı vardı. Sesini duyamasam da Polina'nın bir şeyler söylediğini ve babamı sakinleştirmeye çalıştığını görebiliyordum. Bütün yüzlere baktım. Vasili, Chole, Galina... Ama aradığım yüz burada değildi.

Anılar çöken bir tavan gibi birden yüklediğinde açtığım gözlerimi yaşlar doldurdu. "Victor," diye fısıldadım. "Victor nerede?"

Oda birden sessizliğe gömüldü. Ölüm sessizliği gibiydi. Ellerime, bileklerime güç doldu. Her şey sallanırken ve kendimi kusacakmış gibi hissediyorken bile beni ayağa dikebilecek şey oydu. Onun için duyduğum endişe, onun içinde duyduğum aşk, onun için duyduğum korku... Ben ellerimden destek alarak doğrulmak istediğime beni durduramaya çalıştılar ama onları uzak tutmayı başardım.

Vasili'ye baktım. "Victor nerede Vasili?" diye sordum. "Ben buraya nasıl geldim?"

"Yoldan geçen birisi kazayı görmüş. Şans eseri seni aradığım sırada açtılar ve 103'ü aradıklarını söylediler. Biz de hemen buraya geldik." Uzanıp benim elimi tuttu. "Onu bulamadık, ne durumda olduğunu bilmiyoruz." Yüzünde endişeli bir ifade vardı ve onu daha önce görmediğim kadar gergindi. "Ama korkma, arıyoruz. Ben onu bulacağım."

MADALYON CEMİYETİ -1: KIŞ GÜNEŞİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin