#4

406 41 4
                                    


Sabah biraz daha geç uyanmıştım,Her uyandığımda kendimi yetimhanede bulamadığımda tuhaf hissediyordum.

Kendimi orada bulmak ve Elliot ile o buz gibi yemekhanede yemek yemeyi çok istiyordum,Onu çok özlemiştim.

"Buluşacağız...Buna eminim,Biraz daha güçlü olmalıyım" diye mırıldandım ve yatağımdan çıkıp orayı toparladım.

Banyoya girip elimi yüzümü yıkadıktan sonra,Pijamalarımı çıkartıp temiz giysiler giydim ve dün banyodan sonra çıkardığım kirli kıyafetleri çamaşırhaneye koydum.

Aşağı indiğimde Hazel kahvaltıyı hazırlamıştı,Robert ise ortada yoktu onun yokluğunu sorgulamadan yerime oturdum.

Hazel'da tam karşıma oturdu ve birlikte kahvaltı yapmaya başladık.

"Dün,Lucy'nin kızı Maddy ile anlaşabildiniz mi?" Hazel'ın sorusuyla lafamı olumlu anlamda salladım.

"İyi kızdı,Bana çok samimi davrandı..." Hazel başını anlarmışcasına salladı ve kocaman gülümsedi.

"İyi o halde,Biz Lucy ile alışverişe çıkacağız ona kasabımızı göstereceğim,Malum burada hiç bir yeri bilmiyorlar sende Maddy ile evde vakit geçirirsin...Olur mu?" Kafamı olumlu anlamda salladım.

Kahvaltımızı bitirdikten sonra sofrayı toplardım ve mutfağı temizledim,O sırada Hazel ise hazırlanıyordu.

Kapı çaldığında hızlı adımlarla kapıya doğru ilerledim,Muhtemelen Maddy gelmişti kapıyı açtım ve düşündüğüm gibi de oldu gelen onlardı.

"Merhaba tatlım..."

"Merhaba efendim" Maddy'nin annesine selam verdikten sonra,Hazel geldi ve onlar ikimizi sıkı sıkı tembihledikten sonra gittiler kapıyı kapattıktan sonra Maddy'e döndüm.

"Hey,Selam"

"Selam,Nasılsın" diyip onu salona yönlendirdim ve koltuklara oturduk,Kocaman gülümsedi.

"Çok iyiyim,Manyak bir şey buldum...Ama tereddütlerim var" Gizemli konuşması dikkatimi çekmişti,Koltukta biraz daha yanaşıp ona baktım.

"Ne buldun ve neden tereddütlerin var?" Sinsice gülümseyip bana baktı.

"Slenderman'i çağırmanın yolunu bulmuş olabilirim...Bana yardım etmezsin diye tereddütteyim..." Duyduklarım bende şok etkisi yaratmıştı.

Hatırladığım kadarıyla Slenderman dediği şey,Kel,uzun boylu ve yüzü olmayan takım elbiseli bir yaratıktı...Gerçek miydi de onu çağırmanın bir yöntemini bulmuştu.

Hayır böyle bir şey olamazdı,Bundan emindim ve Maddy'e de bunu gösterecektim,Kafamı olumlu anlamda salladım.

"Kabul ediyorum,Hadi çağıralım" Kendimden emin tavrım onun kaşlarının havalanmasına neden oldu.

"Sen ciddi misin ya?" Diye mırıldansa da kafamı olumlu anlamda salladım.

"Peki o zaman...Eşyalarım yanımda hadi ormana gidiyoruz" Dedikleriyle dudaklarım şaşkınlıkla aralandı.

"Ormana mı?"

"Evet,Orada çağıracağız...Orası olmak zorunda" Ormana gitmemiz gerekmesi beni biraz ürkütmüş olsa da kafamı olumlu salladım,caymayacaktım ve o yaratığın gerçek olmadığına maddy'de inanacaktı.

Evin arka kapısından çıktık,Ön kapı zaten kilitliydi arka kapı daima açık olurdu ve orası zorlanınca açılırdı yani o yandan bir sıkıntımız yoktu.

Maddy ile kol kola girdik,Ürke ürke ormanın içine doğru yürümeye başladık sabah olsa da ağaçların sıklığından dolayı güneş ışınları zar zor giriyordu.

Creepypastaları evet ilgi çekici bulmuştum ama gerçek olmadıklarına emindim,Çok saçmaydı böyle katilleri polis saniyesinde bulurdu.

Maddy'nin onlara hayranlığı bir zaman sonra gerçek olduklarını düşünmeye başlamasına neden olmuş olmalıydı,Ama o da görecekti görmesini sağlayacaktım.

Ne kadar yürüdüğümüzü tam bilmiyordum ama Maddy bir noktada durdu ve çantasını indirdi,Bende onun tam ardındaydım.

Ağaçların sıklığı ve uzunluğu yüzünden etraf loştu,bütünüyle sessizdi kimsenin bizi duyamayacağına emindim tüylerim ürperse de korktuğumu belli etmemeye çalışıyordum çünkü maddy benden daha kötü bir haldeydi.

Bunu yapmayı o istese de resmen korkudan titriyordu,Onu yatıştırmak için arkadan ona sarıldım ve kulağına fısıldamak için uzandım.

"Sorun yok,Ben buradayım...Sen çok Cesaretlisin...Yapabilirsin" Sözlerimle kafasını olumlu anlamda salladığında ona sarılmayı bıraktım.

"Yapacağım" Diyip kağıda bir simge çizdi ve altına biĺmediğim dilde bir şeyler yazdı,Tekerlemeye benzer bir şeyler söylerken çantasından siyah uzun bir poşet çıkardı.

Poşeti yere serdi uçmasın diye de etrafına taşlar koydu,Beyaz bir tebeşirle pentagram çizdi ve her köşesine 6 kırmızı mum koyduktan sonra da bıçakla elini kesti ve sırayla mumlara damlatmaya başladı.

Olayın şokuyla iki adım geriledim,Bunu beklemiyordum bile Maddy bana döndü ve acı bir şekilde gülümsedi.

"Cesur olmamı söylemiştin..." Kafamla onayladım,Evet demiştim kendimi toparladım ve Maddy'e daha da yaklaştım.

O aynı garip tekerlemeyi söylemeyi başladı,Bir anda rüzgar başladı ve gittikçe hızlanıyordu sanki sadece bizim etrafımızda rüzgar esiyor gibiydi çünkü ötemizdeki ağaçlarda tek bir yaprak kımıldamıyordu.

Derken rüzgar tüm mumları söndürdü ve özellikle de Maddy'nin etrafında kuvvetlendi,Maddy'nin yüzünü göremesem de kıkırdıyormuş gibi sesler çıkarıyordu.

Sonra ise birden yere yığıldı,Bir kaç saniyelik şaşkınlıkla donup kalsam da yanına doğru koştum.

Onu sarmaladım vücudu buz kesmişti elinden artık kan da akmıyordu yüzünde ise tatmin olmuş bir gülümse vardı gözlerini bir kaç saniyeliğine kapatıp geri açtı.

"Başardım...Uzun zamandır hayalim olan şeyi yaptım,Yanımda olduğun için sağol" Yüzü solgun duruyordu onun bu hali beni endişelendirmişti.

"Hadi kalk Maddy,Buradan gidelim" diye mırıldanıp onu zar zor olsa da kaldırdım ve çantasını da sol koluma takıp omzunun altına girdim ona destek olarak yürütmeye başladım.

Bunlara inanmak zor gelse de sinirlerimi yönetmeye çalışıyordum,Maddy iyi değildi onun yaptığı şey gücünü sömürmüş gibiydi.

Neyse ki geldiğimiz yönü çok iyi hatırlıyordum dümdüz gelmiştik,hiç bir yere sapmamıştık orman kafa karıştırıcı ve ürkütücü olsa da dümdüz ilerleyip eve gelebilmiştik.

Arka kapıyı zorlayarak içeri girdik ve arka kapıyı kilitledim nedense içimde huzursuzluk vardı,Maddy'i salona getirtip koltuğa uzandırdım çantasını bir kenara bıraktıktan sonra ona baktım.

Solgun ve yorgun yüzü beni hâlâ endişelendiriyordu,Ona odamdaki fazladan battaniyeyi ve yastığı getirdim ve yastığı başının altına battaniyeyi ise üstüne serdim.

"Uyu Maddy,İyi olacaksın..." Hafifçe gülümsedi.

"Olacağım" diye mırıldandı ve gözleri kapandı,Uyumuştu derin bir nefes verip pencerenin kenarındaki koltuga oturdum ve karşıdaki orman manzarasına bakarken düşünmeye başladım.

Bu yaşadığımız şeyler bana hâlâ mantıklı gelmiyordu ve Maddy'de bunu anlayacaktı,Slenderman diye bir şey yoktu o hayran olduğu creepypasta da bir kaç kaçığın uydurmasaydı.

Her ne kadar dikkat çekici olsalar da ben gerçek olamayacaklarını biliyordum çünkü imkansızdı.

Maddy'de ormanda yaptığı şey her neyse onun başarısız olduğunu anlayacaktı ve gerçek olduğunu düşünmekten vazgeçecekti.

Bir yerlerini kesecek kadar bu karakterleri sevse de sadece "karakter" olduklarını anlayacaktı.

Dinsel | MaskyHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin