#25

233 26 25
                                    


Her şey arkada kalırken kendimi daha kötü hissettim içimdeki her şey dışarı çıkmak için bana adeta yalvarıyordu,Dakikalar sonra artık yapamayacağımı anladım.

"Durdur arabayı" Bir şey demedi arabayı sert bir şekilde durdurdu,Sarsılsam da arabadan dışarı indim ormanlık bir alandaydık çimlerin üstüne yığıldım.

"Dayanamayacağım,çığlık atmak istiyorum" Yanımda diz çöktü ve kollarını iki yana açtı.

"Öyleyse,Omzuma gel kimse seni duyamaz" Hiç düşünmeden omzuna yattım,güçlü kolları vücudumu hemen kavradı.

Tüm sinirimi toparlayıp çığlık attım ama bu dışarıya boğuk çıkmıştı,Elleri saçlarıma uzandı hafifçe okşuyordu bir kez daha çığlık attım ve bir kez daha,Ben deliler gibi bağırırken o saçlarımı okşuyor beni her şeyden koruyor gibiydi.

"Şimdi iyi misin?" Başımı omzundan biraz kaldırıp ona baktım,çok güçlü duruyordu kolay kolay yıkılmayacak bir iradesi,sert ifadesi ve çok güçlü bir bedeni vardı.

"Neden,Neden beni öldürmüyorsun?" Tepki vermedi ama kahverengi gözleri sinirle parladı.

"Sen...Seni,Lanet olsun...Daha ne yapmam gerekiyor? Ne istiyorsun ölmek hiç bir şeyin çözümü değil,Şimdi yürü arabaya eve gidiyoruz çabucak toparlanıyorsun arkadaşın öldü diye sana yumuşak davranmayı çalışıyordum haddini bir çok kez aştın eskiye dönelim istiyorsan dönelim" Buz gibi ses tonu ve meydan okurcasına kıstığı gözleriyle nefesim kesildi,Acımasız bakıyordu beni evine getirdiği ilk geceyi hatırladım o can yakıcı sözleri daha da soğuk bir ses tonuyla söylemişti.

Yutkunup yerimden kalktım kalbimi çok kırmıştı kendimi küçük bir kız çocuğu gibi hissediyordum,arabaya bindim başımı cama yasladım bir kaç dakika sonra arabaya bindi ve eve geri dönüş yolculuğumuz başladı uyumamaya çalıştım ama başaramamış olmalıydım ki birinin beni kucağına almasıyla irkilerek uyandım.

Gözlerimi açamasam da o tanıdık koku beni yatıştırmıştı,kollarında olduğum kişiyi çok iyi tanıyordum daha da rahatladım bir kaç saniye sonra yumuşak yatağa yatırılışım ve üstüme örtülen battaniye ise benim uykumu daha da getirdi saniyeler sonra da uyuyakalmıştım.

                                ***

İki gün oldu,Aramız kötü yine en başa dönmüş gibiydik belki de daha kötü? Bakıyorum...Onu izliyorum,Belki gözlerimiz buluşur da aramızdaki buzlar erir diye düşünüyorum ama benim olduğumu yöne bakmıyor bile.

Yavaş yavaş suçluluk duygusu beni yiyip bitiriyor kafamı dağıtmak onu düşünmemek için iki gündür evi baştan aşağı temizliyordum ama o gözümün önündeyken bunların hiç bir önemi yok.

O günden sonra ki gün ona hak vermeye başlamıştım,bana iyi davranmaya çalışıyordu ama ben ezik gibi beni öldürmesini söylüyordum bundan sonra öldürmesini istemeyecektim beni bırakmasını da dilemeyecektim şartlar bizi kötü bir şekilde bir araya getirse de ben ona alışmıştım bana pek iyi davranmasa da o da bana alışmıştı.

Neyse şimdi kafamı dağıtmak için bir gündüz kuşağı izliyoum ama bu düşüncelerle çok zor,kafam artık hem daha rahat hem de kalbimde beni hasta eden bir hüzün var.

Koruyucu ailem benden vazgeçti ve en yakın arkadaşımı kaybettim biraz sadistçe gelebilir ama belki de böylesi daha iyiydi? Artık beni düşünmek zorunda değillerdi huzura ermişlerdi belkide? Benim artık düşünmem gereken ardımda bıraktığım kimse kalmamıştı,önüme bakmam gerekiyordu.

"ÇİLEKLİ CHEESECAKE TARİFİ BİRAZ SONRA" Sunucu kadının bağırtısıyla yerimden sıçradım,Kadın adeta ben buradayım bırak düşüncelerini dercesine bağırıyordu onun bu bağırtısı ve ekranda görünen leziz tatlı görselleri beni bu tatlıyı yapmak için ikna etmişti.

Aceleyle yerimden kalkıp defter ve kalem kapıp yerime geri oturdum,Kadın malzemeleri,yapım aşamasını ve püf noktalarını yavaş yavaş anlatırken bende not alıyordum kadın anlatımı bitirdikten sonra bende yapım aşaması için mutfağa geçtim.

Uzun cebelleşmeler,dağınık mutfak ve ufak sinir krizleri eşliğinde mükemmel bir tatlı yapmıştım,şimdi ise buzlukta dinlenmeliydi salona geçicekken kapı açılma sesiyle yerimde dondum.

Tam mutfak kapısının önünden geçip gitti ama olduğum yöne bakmadı bile koridora çıkıp nereye gittiğine baktım odasına girmişti,yine.

"Tamam yetti bu kadar o benimle konuşacak" Derin bir nefes verdim hep o mu serti oynayacaktı ya? Hızlıca odasına doğru ilerledim kapıyı çaldım.

"Tim?" Cevap gelmemişti,bir kez daha kapıyı çaldım ve bir kez daha ama cevap yoktu.

"Aç kapıyı" Kapıyı çok daha sert çarpsam da yine de açmamıştı,O zaman kapıyı açardım ben de kapıyı kilitlememesini umut ederek açtığımda ise kilitlediğini gördüm.

"Beni daha ne kadar görmezden geliceksin??" Bağırışım koridorda acı acı yankılandı ama yine hiç bir cevap gelmedi.

"Sen tam bir pisliksin" Yine uzun bir sessizlik,Öfkeden köpürüyor haldeydim en iyisi gitmek diye düşündüm ne hali varsa görsün konuşmak istemiyor mu o zaman konuşmazdık kendimi daha fazla suçlu hissetmek istemiyordum.

Tam gidecekken kapı açılma sesiyle ardımı döndüm,Kollarını iki yana doğru açtı yüzünde ifadesizlik vardı.

"Baş belasısın" Kenara çekildi ve odasına girmem için eliyle davet etti,içeri tereddüt etmeden girdim.

Oda havasızdı rahat bir tavırla camları ve perdeleri açtım,Yatağına uzandı gözlerini üzerime dikti boş boş bakıyordu.

"Ona çok benzediğini düşünmüştüm...ama sen ondan çok daha farklısın" Ses tonu çok düşük olsa da onu duymuştum.

"Ne?" Duraksadı,gözlerini tavana dikti bunu söylememek istediğinin farkındaydım aniden ağzından çıkabilmişti

"Yok bir şey-" Telefon mükemmel bir zamanda çaldı yerinden kalkıp telefonunu açtı,sadece "tamam" diyerek cevap verdi ve telefonunu aceleyle cebine koydu.

"Ne oldu?" Normalde sorgulamazdım ama tuhaf gelmişti,Omuzlarını kaldırıp indirdi bana dikkatli bir bakış attı.

"Her yeri kitle evde kal ben de dışarıyı kontrol edeceğim"

"Ha?"

"Sadece dediğimi yap" diyip hızlıca odadan çıktı yerimde bir kaç saniye dona kalsam da ona yetişmek için peşinden koştum,Dışarı kapısını kilitlememişti ardından ormanlık alana gittim hava yavaş yavaş kararıyordu itiraf ediyorum dışarısı ürkütücü ve karanlıktı.

"Tim neler oluyor?" Sesimi duyar duymaz ardına hızlı bir şekilde duyup bana sertçe baktı aramızda biraz mesafe olsa da gözlerinin sinirden parladığını görebiliyordum.

"Çabuk eve git sana benimle gel demedim evde kal dedim,aptal kız" Ses tonu çok korkunçtu ama bana aptal kız demesi daha sinirimi bozmuştu ondan öte kırmıştı,ona bir kaç adım daha yaklaştım.

"Bu kadar kaba olmak zorunda mısın?"

"Sende beni anlamamakta bu kadar ısrarcı olmak zorunda mısın? Eve git çabuk" Sözlerinin arasında ıslık benzeri ince bir ses duydum sonra kaburgalarımda acı bir ağrı hissettim.

Yere düştüğümü hatırlıyorum her yerimde feci bir ağrı vardı,ağlamak çığlık atmak istiyordum ama olmuyordu karşımdaki Tim'in yüzü bir çok dolu bir ifadeyle sarsılmıştı korku,endişe ve öfke.

Dizlerinin üstüne çöktü ve elini bana doğru uzattı,gözleri dolmuş ve şaşkınlıktan fal taşı gibi açılmıştı bağırdı.

"MİRANDAAAAA" Bunlar duyduğum son sözler oldu,sonrası ise koca bir karanlık.

Merhabaaaaa,Bölüm atmayalı çok uzun zaman oluyor gibi hissediyorum neyse ki sınavlarım bitti artık buraya çok daha fazla odaklanabilirim hepinizi çok özledim bölüm yazmayı çok özlemişim 😭😭 Umarım iyisinizdir ve sınavlarınız güzel geçiyordur/geçmiştir sizleri çok seviyorum okuduğunuz için çok teşekkürlerrr ♥︎

Dinsel | MaskyHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin