Songül gece boyunca yatağında Uğur'un gönderdiği albümdeki kişileri düşündü, özellikle o kadını. İlk defa gördüğü o sima, neden ona tanıdık gelmeye başlamıştı? Onu hayatında hiç görmediğine emindi ama neden içinde onu tanıdığına dair bir hissiyat vardı içinde? Belki de birer yanılgıydı, tanıdığı başka birine de benziyor olabilirdi. Kafasını kurcalayan asıl şey Uğur'un bunu ona gönderip başka hiçbir şey söylememesi, onu bu can sıkıcı düşüncelerle bırakıp sessiz kalmasıydı.
Uğur'u aramamıştı, aramayacaktı da. Bunu kendine asla yapamazdı, kendisinin de bir gururu vardı her ne olursa olsun onunla görüşmeyecek ve konuşmayacaktı. Belki de onunla görüşmesi için tezgâhladığı bir oyundu, kendi çıkarlarını gözeten birinden her şey beklenirdi.
Yarıda bıraktığı mısır gevreği tabağını masadan kaldırıp mutfak tezgâhına koydu, sandalyesinin koşesine astığı çantasını omzuna takıp masanın üzerindeki telefonunu eline aldı. Ekranı açıp Whatsapp'e girdi, Uğur'un herhangi bir mesaj atıp bir şey açıklamasını bekliyordu, bu aptalca şeyi ona gönderek ne ima etmeye çalışıyordu?
Onunla asla konuşmayacağını söylesede, bu gönderdiği albümün içerisindeki fotoğraflar onu meraklandırıyor, içini kemirip duruyordu. Onu Uğur'la konuşması gerektiğini beynine empoze edip duruyordu.
Sıkıntılı bir nefes verip telefonunu çantasının küçük cebine koydu. "Ne olursa olsun onunla muhatap olmayacağım. İradeli biriyim, kendimi aşağılayacak kadar aptal değilm tamam mı?"
Kendini teskin ederek üstüne uzun siyah süet ceketini giymiş, siyah deri botunu da ayaklarına geçirmişti. Evden çıkıp etrafına baktı, hafiften soğuk rüzgar esse de hava bugün güneşliydi ve bu onu mutlu etmişti. Uzun süredir güneş yüzünü göstermiyordu, belki bu yüzen etrafındaki insanlar ona bu kadar soğuk geliyordu.
Bugün sorunsuz ve güzel bir gün olacaktı, eskiden yaptığı gibi fakültesine gidip normal bir gün geçirip evine, babasının yanına gelip onunla konuşacaktı. Evet bugün bu konuyu halledecekti, babasını buradan taşınmaya ikna etmesi gerekecekti. Buradan çok uzak, yurt dışına onları kimsenin bulamayacağı bir yer.
Ona bugün her şeyi söyleyecekti; o gün neler olduğunu, onu kimin kaçırdığını, babası hakkında öğrendiği şeyleri... Bugün taşıdığı bütün ağır yükleri boşaltıcaktı, rahatlamak istiyordu, bir şeyleri değiştirmenin zamanı gelmişti artık.
Songül kolundaki saate bakarak, isyan edercesine sert ve hızlı adımlarını yere basıyordu. Bugün iki vizesi vardı, dün kafasını patlatmasına rağmen bir şey anlamamıştı o yüzden bu vizeleri Allah'ın takdirine bırakmıştı. Tek umudu finallerden geçmek oldu, şayet geçemeyeceğini biliyordu.
Otobüs durağına doğru yürürken aklına dün Uğur'la el ele onun arabasına doğru yürüdükleri an gelmişti. Ondan önce eskort sanıldığı anı yüzü kızarırcasına hatırlayınca eliyle yüzünü kapatıp çığlık atası gelmişti. Ona o an berbat bir an olarak hissettirmiş olsa da şu an kahkahayı basıp gülmek istiyordu, aslında sadece Uğur'un adama bakan hayret ve öfke dolu bakışları onda bu isteği uyandırıyordu.
İstemese de aklına gelen şeyler onun gülmesine sebep olmuştu. Kısık bir sesle "Siz mi bakıyorsunuz bu işe?" diyerek o gün adamın Uğur'a sorduğu soruyu eğlenerek yapmacık bir şekilde taklit ediyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
AŞK İRİSİ
Подростковая литератураKendi halinde; sıradan bir hayatı olan Songül, o gece hayatının tamamen değişeceğinin farkında değildi. Songül'ün babasından annesinin intikamını almak isteyen Uğur, Yusuf Özer'in zaafı olan kızını hedef alır, ama unuttuğu bir şey vardır. Songül'...