O kadar işimin arasında bölümü yazdım siz de bu emeğe karşılık beğenip satır aralarına bol.bol yorum yapmalısınız.
Türküyü kesin dinleyin. En altta nedenini açıkladım.
Hasta ziyaretini bu kadar sevmem normal değil. Zaten gidip çalışıp eve para getiremiyorum diye kendi kendimi yiyip duruyordum. Taki hasta ziyaretine gelip elleri dolu olana kadar. Mahallede hiç tanımadığım kadınlar bile ziyaretime gelmişti. Bir ara Coşkun'la kel Mert'te ziyaretime gelmişti. Onlarda gelirken mandalina ellerine alıp gelmişler.
Şimdiyse karşımda Muhtar ve Samet oturuyordu. Annemse kalan son paramızla gidip un almıştı ki gelenlerin önüne poğaça indirebilsin diye.
"Daha iyisin inşallah. " muhtar üzgün gözlerle bana bakıyordu. Halbuki onun yanına gittiğimde daha beter haldeydim. Şimdi yüzümdeki yara bile toparlamaya başlamıştı.
"Eyiyim çoh şükür. " Samet babasının arkasından sırıtarak bana bakıyordu. Onların yanındayken küfür bile eden ben şimdi babasının yanında efendi olmuştum. Bizlere böyle ögretildi. Büyüklerine saygı duyman gerekiyor.
"Bizleri çok korkuttun. Seni öylece ölü gibi yatarken bulmak istemiyorum bir daha. " sokağa attıkları gün beni bulan kişi Samet'ti. Bunu Coşkun geldiğinde söylemişti.
"İnanisin, ben de çoh gorhmuşum. " muhtar elini oğlunun omzuna attı. Bu arada odaya giren Mine elindeki tepsiyle çay dağıttı. Samet'se çayını alırken bardağa değil kardeşime bakıyordu.
İstemsiz kaşlarım derinden çatıldı. Ulan bu bakış hayra alamet değil. Mine'yse odadan çıkarken kıpkırmızı olmuştu. Samet'in sırıtan ifadesi benim çatık kaşlı halimi görünce darma dağın oldu ve boğazını temizlerken doğrulup oturdu.
Bu hareketiyle daha da işkillendim. Sanki bana yakalandığı için mahçup olmuştu. Ulan bunlar Mine'yle ne halt karıştırıyor.
"Oğlum bize bir müsaade et. İki kelam konuşayım sonra eve geçeriz. " Samet hızla başını olumlu anlamda salladı ve odadan çıkarken son kez bana baktı. Umarım Mine'nin yanına gitmezsin. Onu tek bulduğum yerde ifadesini alacağım.
"Buyur bey baba." Sonunda gözlerimi ton ton amcaya çevirdim. Düşünceli gözleri ilk önce benim penceremden oğlunun penceresini buldu. Sanki nereden başlayacağını bilmiyormuş gibi bir hali vardı.
"Hastaneye kaldırıldığın da biraz sıkıntılı olaylar yaşadık. Allah'tan o gün evden çıkarken kimliğini üstüne almamışsın evladım. " gözlerim irileşirken istemsiz bedenim gerildi. Sızlayan karnımı umursamadan bedenimi tamamen muhtara çevirdim. Yoksa birileri kız olduğumu mu öğrendi? "Hastaneye bir yetiştim annen senin kimliğini Ömer'e verecekti. Hastaneye kayıt işlemlerini yapsın diye. Neyse ki erken davrandım ama yavrum dikkat edin bunlara. Mahalleli senin cinsiyetini öğrense sorun değil ancak oğlum öğrenirse seni burada barındırmaz. " iyi de söylediğim yalanın Ömer'le alakası yok ki.
"Niye beni barındır mi bey baba?" Saf merakla sordum. Ömer'le aramız iyi olmasa da mahallede kalmam için uğraşmıştı ve bey baba açıkça diyordu ki yalanın ortaya çıkarsa Ömer bizzat seni atar.
"Oğlumun huyudur bu. Yalana tahammülü yok ve o kişi ben bile olsam hayatından çıkarıp atar. Aslında senin yalanına ortak oldum diye tedirginliğim var. Ortaya çıkarsa Ömer'den olmaktan çekiniyorum. " açık açık dikkatli olmamı istiyordu. Başımla onayladım ancak sesli bir şey diyemedim. Ömer'in bana tamamen sırt çevirdiğini düşünmek bile kötü hissetmeme yetti. En azından yollarımız ayrılana kadar kız olduğumu öğrenmemeli.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kırmızı Gül
General FictionDoğudan kaçıp gelen kızın annesini ve kız kardeşini korumasını anlatan bir kitap. Eski dönemlerde geçen bu kitap hem erkek kılığında dolaşmak zorunda olan kızımızı hem sıcak mahalle ortamını hem de yaşayacağı zorlukları anlatıyor. Gül'ün, Aliş olma...