Beğenmeyi ve satır aralarına yorum yapmayı unutmayın.
Mine yazmasını düzeltirken çoktan yanımda yerini almıştı. Bulduğum iki taşla büyük kömürleri kırmaya çalıştım. Bu arada Ömer, kendi önündeki poşetlerin bir kısmını benim önüme attığını fark ettim.
"Onunla bitiremezsin. Bekle bizdeki çekici getireyim." Samet hemen yanımdaki kardeşime kısa bir bakış atıp binalarına girdi. Bu arada elimi ezen iki taşıda binanın dibine attım. Kalabalıklaşan sokağa bakarken onun sesini duydum.
"Coşkun. Bizimkilere haber ver. Gelip şunları halledin. " boğuk sesi tüm sokakta yankılandı. Kahvenin önünde duran Coşkun'sa başıyla onaylamıştı. Samet getirdiği çekici önüme attı. Kara olan ellerimi umursamadan sapını tuttum.
"Onlara ne gerek vardı abi biz hallederdik. " Samet tıpkı Mine gibi poşetleri açmakla meşguldü. "Değil mi Aliş?" Konuya beni dahil edince kaçamak gözlerle Ömer'e baktım. Varlığım sadece adamı rahatsız ediyordu.
"Öyle tabi. Hem Mine de geldi. " Mine utandığı için kafasını poşetlerden bile kaldırmıyordu. Hem bana poşet açıyor hem de küçük bulduğu kömürleri içine atıyordu.
"Sigara içer misin?" Samet bunu sorarken gözleri sokakta dolaşıyordu. Kimse görmesin istiyor gibiydi. Tabi bunun da saygıdan olduğunu biliyorum. Abilerim de babamın yanında sigara içmezdi.
"Yoh ben kullanmim. " bir de ona para veremem. Samet abisine uzattı tabağasını. Kara ellerini umursamadan bir tane parmaklarının arasına aldı.
"Kömür başında sigara içmeh doğru değildir. Ya tutuşursah. " Ömer ters bir bakış atarken Samet dediğim şeye gülmüştü. Halbuki şaka yapmıyordum."Abim sigaraya bağımlı. Üstünde benzin olsa yine içer. " sessiz kaldım. Dudaklarının arasındaki sigarayı parmaklarının arasına almak yerine kırma işlemine devam etti. Dumandan gözleri yanmış olmalı ki gözlerini kısmıştı. Bal rengi gözleri aniden bana kayınca korkuyla irkildim. Saniyeler içinde ise benden acı dolu bir inleme çıktı.
Kafamı eğip parmaklarıma baktım. Çekiçle vurduğum için kızarmış ve hafif yamulmuştu. Dişlerimi sıkıp acısı geçecekmiş gibi diğer elimle daha çok bastırdım.
"Siktir. İyi misin lan?" Samet ettiği küfür sonrası kardeşime özür dilermiş gibi baktı. Anlık ettiği belliydi. Kızaran yüzüm ve dolan gözlerimle istemsiz Ömer'e baktım. Hala dudağında sigara olmasına rağmen halime yarım ağız gülüyordu. Tabi bunu bana bakmadan yapıyordu.
"Ne gülisin lan gevşeh?" Elimin sinirini ondan çıkarıyordum resmen. Gülüşü silinirken kaşları derinden çatıldı. Bal rengi gözleri hızla beni buldu. Bir yandan da parmağı ile kendini gösteriyordu. Ona diyip demediğimi anlamamıştı. "Saan diyim. " kafamı sinirle olumlu anlamda salladım. Bu arada Coşkun denen çocukta gelmişti yanımıza.
"Abi milletin işi vardı. Ben tek geldim. " Ömer'se hala gözlerini dikmiş bana bakıyordu. En azından sinir bozucu gülüşü yok oldu.
"Otur Coşkun otur. Ben katil olmadan şunu bitirin. " Samet gergince işine döndü. Abisine gevşek dediğim için o da sinirlenmiş duruyordu. Sonradan dediğime pişman olsamda bir kere o laf ağzımdan çıktı.
"Aman abe gözünü sevem yapma böyle şeyler. " omuz silktim. Mine'nin korkudan küçülen haline kısaca bakıp sesli bir nefes bıraktım. Kömürlerin geri kalanında kimseden ses çıkmadı. Beni görmezden gelen adam yüzünden daha bir sinirle doldum. Tıpkı iki haftadır olduğu gibi yine yapıyordu beni görmezden geliyordu.
.......
Sızlayan bedenimle sokağı döndüm. Sonunda bizim evin olduğu sokağa gelebilmiştim. Sabah kömürleri hallettikten sonra hiç dinlenmeden bir de üstüne gidip okul çıkışında simit sattım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kırmızı Gül
Narrativa generaleDoğudan kaçıp gelen kızın annesini ve kız kardeşini korumasını anlatan bir kitap. Eski dönemlerde geçen bu kitap hem erkek kılığında dolaşmak zorunda olan kızımızı hem sıcak mahalle ortamını hem de yaşayacağı zorlukları anlatıyor. Gül'ün, Aliş olma...