Beğenmeyi ve satır aralarına yorum yapmayı unutmayın.
.2 hafta sonra.
🌹Ömer🥀
Karşımdaki görüntü yüzünden elimdeki gülün sapının kırılmasını umursamadan sıktım. Gül yani tanıdığımız Aliş karşımda durmuş hocayla pazar alışverişi yapıyordu. Salim gelip haber verene kadar kahvede oturmuş çayımı içiyordum. Gülü sahibine götürmeden önceki çayımdı.
"Ulan. " sinirle gülü yola fırlattım. Şu bir haftada kafayı yiyecek hale geldim. Erkek olduğu zamanlarda rahattım ancak şimdi güzel bir kız olarak bütün mahallenin dikkatini çekmişti. Hatta gençleri bile bana rağmen Gül'e alıcı gözle bakıyorlardı. Halbuki onlar yüzünden bu kararı verdim. Benim sırtımı döndüğüm birine kolay kolay yaklaşamazlar sandım. Buna rağmen cesaret eden vardı.
Hoca torbaları taşırken Gül de malzemeleri alıyordu. Benimle yapması gereken şeyleri son günlerde bu adamla yapıyordu. İşin kötü tarafı ise mahallede ikisinin lafları dönmeye başladı bile.
"Ben sana demiştim abi. Aliş ablayı tek bırakma. " ters bakışlarım yanımda sırıtan Salim'e kayınca korkuyla ellerini yukarı kaldırdı. Dişlerimi birbirine bastırıp cebimden sigarayı çıkardım.
"Aralarında bir şey yoktur değil mi?" Kuşkuyla sordum. Sadece birinden bunu duymaya ihtiyacım var. Hem cuma selası okunacak bu adam niye alışveriş yapıyor?
"Bence hocadan yana var. Baksana nasıl bakıyor ablama. " kaşlarım derinden çatıldı. Bu mesafeden bakışını nasıl gördü? İstemsiz gozlerim kısıldı. Bu arada sigarayı dudaklarım arasına indirdim.
"Nasıl gördün lan? Adam sanki kafasını Gül'e doğru bile çevirmiyor. " dudaklarımın arasındaki sigara ile zorla konuştum. Yakmayı unuttuğumu fark edince sinirle çakmağı çıkardım.
"Haklısın yanlış görmüşüm. Zaten Aliş ablam yüz vermez. " gözlerim hızla Salim'e kaydı. Aliş abla dedikçe sinirlerim geriliyor. Yalanını unutmak istedikçe bütün mahalle bana hatırlatıyordu. Ona Gül diyen tek kişi ben olabilirim.
"Git şunları ayır. Hocayı uzaklaştır." Salim dediğimi yapmak yerine hala dibimde durunca ensesine vurdum. Kaşlarını çatıp eliyle ensesini okşadı. Tek kelime etmeden pazardaki kalabalığa girdi.
Gül kırmızı elma seçerken arkasında kalan hocayla Salim'in farkında bile değildi. Salim her ne diyorsa hoca dikkatle onu dinliyordu. Sırtımı duvardan ayırıp büyük adımlarla kalabalığın içine girdim. Mahallelinin bizi görmesini umursamadan sanki limon bakıyormuş gibi Gül'ün yanında yerimi aldım. Heyecandan ellerim terlerken bana bakan kıza döndüm. İri gözleri merak ve şaşkınlıkla bana bakıyordu.
"Ömer. Sen de pazara geldin?" Ona sinirim geçmediği için cevap vermedim. Arkasında hocayla konuşan Salim'e kısaca baktım.
"Onunla pazar alışverişine çıkmaya başlamışsın. Ne var sonrası için? " aksi sesimle dudakları iki yana gerilince bedenim kasıldı.
"Beni gıskandın?" Bitmek olan sigaradan derin bir nefes aldım. Bize bakan birkaç kadını göz ucuyla gördüm.
"Sorumun cevabı bu değil. " çenemde atan damarı hissedebiliyorum. Gül'se içimi gıdıklayan bir gülümseme ile bakıyordu. Gözlerim dudaklarına kaymasın diye kendimle savaş veriyordum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kırmızı Gül
General FictionDoğudan kaçıp gelen kızın annesini ve kız kardeşini korumasını anlatan bir kitap. Eski dönemlerde geçen bu kitap hem erkek kılığında dolaşmak zorunda olan kızımızı hem sıcak mahalle ortamını hem de yaşayacağı zorlukları anlatıyor. Gül'ün, Aliş olma...