🌹💮28💮🥀

5.3K 404 132
                                    

Beğenmeyi ve satır aralarına yorum yapmayı unutmayın.

"Ne demek artık hoca yoh? " sesim kısık çıkmıştı. İçimi üzüntü kapladı. Dün hocanın bu camideki son günüymüş ve bizlere hiç bunu söylemedi. Birbirimize veda edip helallik bile almadı. Üstelik yeni gelen hocanın nasıl biri olacağını bile bilmiyorum.

Omuzlarım düşmüş şekilde olduğum yere oturdum. Demek dün bu yüzden paramı erken verdi. Yeni gelen kişi vermezse diye işini sağlama almıştı.

Dolan gözlerimi görmesinler diye kafamı kolumun üstüne bıraktım. Bugün Ömer'in bana aldığı bordo elbise ve siyah örtüyü takmıştım ve bunu gelip hocaya söyleyecektim. Yani artık yeni kıyafetlerim olduğunu söyleyecektim.

Adam hep aynı kıyafetlerimi giydiğimi gördüğü için kendi parasıysa kıyafet almam için vermişti ancak utancımdan kabul edememiştim.

"Yeni gelen hoca birazdan ezanı okumak için burada olur. Kapının önünde bekle iş mevzusunu konuş. " gözlerim kıza kaydı. Adını bile hatırlamadığım halde bana yardım ediyordu.  Başımla onaylayıp dışarı çıktım.


........

Yol boyunca önüme çıkan taşlara vura vura ilerledim. Yeni gelen hoca açıkça kadın biriyle çalışmak istemediğini söyledi. Caminin temizliği içinse zaten çalıştığı bir adam olduğu için yine işsiz kaldım.


Evet yerde kar yok ancak hava hala buz gibi ve bu hava da yeniden simit satmaya başlayacağım gibi duruyor.



Soğuktan sızlayan burnumu çektim ve ellerimi siyah hırkamın cebine koydum.   Annemler bu duruma eminim üzülecek. Tam elime düzenli para geçiyorken yine ortalıktayım.



"Mineee. " sokakta yankılanan sesimle eş zamanlı olarak cam açıldı. Yine cam önünde Samet'i bekliyor belli ki. "Hele şu tahtayı at. " kaşları çatılırken gözleri kahveye doğru kaydı.


"Camide çalışmayacahsın?" Cami işi varken simit tahtamı isteme sebebini anlamamış belli ki.

"Yoh yoh at hayde. " içeriye doğru gitti. Gelmesi uzun sürünce anneme anlattığını anladım.


"Yakışmış. " arkamdan gelen sesle irkildim. Ömer'in coşkulu sesi bile üzüntümün gitmesini sağlamadı. Asık yüzümle ona döndüm. Kareli kazağı ile emekli amcalara benzemişti.


"Sana da bir o gadar yahışmamış. " kazağını işaret edince sırıtışı büyüdü. Kafasını kaldırmadan sadece gözlerini kaldırıp bana baktı.


"Halbuki herkes beğendi. " çatılan kaşlarıma mani olamazken istemsiz kollarımı göğsümde bağlayıp bedenimi tamamen ona çevirdim.


"Kim beğendi?" Yüzümdeki ifadeye ek olarak çıkan kısık sesimle sırıtışı son buldu. Bu arada beynimden geçen tek kişi nedense camideki kızdı.


"Kahvedekiler. " masumca kahveyi işaret edince bu haline dayanamadım.


"O sıçmıh surat görmedi yani seni?" Tek kaşım havalandı. Kimden bahsettiğimi anlamadığı için boş gözlerle baktı. Bu arada Mine pencerede belirmişti.



"Abla tutasın. " sarkıttığı tahtamı salınca kollarımı actim ancak benden daha uzun olan adam tutup kafasını indirip bana baktı.


"Niye bu simit tahtası ortaya çıktı?" Hava tuttuğu tahtamı almak için uzandım ancak adam benden uzun. Kızlara göre uzun olan boyum ona göre kısa. Aslında zıplasam alırım ancak mahallenin ortasında bunu yapmak istemiyorum.



Kırmızı GülHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin