🌹💮24💮🥀

4.6K 443 180
                                    

Beğenmeyi ve satır aralarına yorum yapmayı unutmayın.

Yorumlar çok az geliyor gözüme. Ayrıca artık beğenen kişilerden kimler yorum yapacak biliyorum ve heyecanla yapacakları yorumları bekleyip okuyorum.

Bana bakan bal rengi gözler dediğim şeyle parlamıştı resmen. Alt dudağını ağzının içine yuvarlarken hevesle başını olumlu anlamda salladı. Daha fazla bu yakınlığa yüreğim dayanmadığı için iterek uzaklaştırdım.

Ömer elinin tersini dudaklarının üstüne indirmiş kısık gözlerle bana bakıyordu. Büyük ihtimalle kızaran yüzümden dolayı sırıtıyordu. Sinirlenip küfür etmeyeyim diye de elinin arkasına saklıyordu.

Aklımı başımdan alan adamdan uzaklaşınca buraya geliş sebebimi hatırladım. O türkünün ve güllerin sahibini soracaktım.

"Hele oturasın. Az gonuşah. " Ömer işaret ettiğim koltuğa oturmak yerine sobaya doğru yanaştı. Aynı zamanda gözleri bir an olsun üstümden ayrılmamıştı. Pes edip koltuğa oturdum.

"Söyle, dinliyorum. "

"O gülleri gime götiridin? O türküyi gim söylidi? " sanki bu soruyu sormamı bekliyormuş gibi sakince karşıladı ve gözlerini benden çekip yanan sobaya indirdi. Ömer sessiz durdukça benim gerginliğim arttı. Hatta oturduğum rahat koltuk bile bana batar hale geldi. "Baan bunu demen gerehi bilisin değil?" İşte o zaman ellerini görebildim. Titriyordu.

Eğdiği yüzünü göremesem de titreyen ellerini görebiliyordum. Bana açıklama yapar zannediyordum ancak bir anda ne karar verdiyse üstüme doğru geldi. Bileğimden yakaladığı gibi oturduğum yerden kaldırdı ve peşinden sürüklemeye başladı.

Kendi odası olduğunu düşündüğüm soğuk odaya peş peşe girdik. Gözlerim iri iri odanın her yanına baktım. Ömer sadece pencere önüne değil, odasının içinede ekmişti o güllerden. Kırmızı güller her yanımı sarmıştı resmen.

Bileğimi bırakıp yatağının başında olan saksıya doğru ilerledi. Yeni açmış kırmızı gülü parmaklarının arasına alıp okşadı. Kollarımı göğsümde baglayip gül harici odaya bakındım.

Yatak ve dolap harici sadece güllerden ibaretti. Saksıları odanın her yanına koymuştu. Bu güllerinin sahibini kıskandığım için kendime kızdım ancak engel olamıyorum. Bana sadece bir gül vermişken birine bir odası gül ekmişti.

"Bunların tek bir sahibi var. " Ömer'in sesini duyunca irkildim. Düşüncelere öyle dalmıştım ki sorduğum soruyu bile unuttum.

Aklıma dediği kelimeler doldu. Güllerin tek bir sahibi varsa neden o gün o gülü bana verdi? Kuruttuğum gül dolabımın içinde duruyordu. O an gözüme çarpan yırtık terliğimi bile umursamadım. Halbuki ona fırlattıktan sonra geri getirmemişti.


"Gülleri çok severdi. Hatta gül konusuna bayılırdı. " titreyen sesiyle huzursuzca kıpırdandım. Çatılan kaşlarıma mani olamıyordum. Ömer'in bahsettiği kadın yüzünden kendi kokumdan nefret ettim. Ömer benden aldığı gül kokusuyla bile hep onu düşünecekti.


Tam kafasını kaldırıp bana bakmıştı ki zil çalmaya başladı. Girdiği düşüncelerden çıkan Ömer şaşkınca bana bakıyordu. Sanki odasına getirdiğini hatırlamıyormuş gibi.



"Kapıya bakayım. " yanımdan kaçarak uzaklaştı. Gözlerimi yeniden gül dolu odada dolaştırdım. Arkamı dönüp odadan çıkma kararı almıştım ki eski deftere takıldı gözlerim. Mavi cildi yıpranmış olan defteri okuma isteği peşimi bırakmadığı için yatağın altına tam itilmeyen deftere doğru adımladım.



Kırmızı GülHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin