Yine ben! Sizin biricik yazarınız Teen Wolf'un 5. Sezonunun ilk gününe yetiştirmeye çalıştı ve başardı. Bugün Teen Wolf var tabi Amerika'da ama herneyse. Allison'ın gelmesi için pray arkadaşlar. Ben yine saçmalıyorum siz gidin bölüm okuyup vote falan verin.
***
Okul binasından içeri geçerken dünü düşünüyordum. Aslında pek bir sey yapmamış, hatta yaptıklarım bir eli parmaklarını geçmezdi.
-Aynı şarkıda dansettim. 5 kez.
Tabi bu abimin odaya dalıp rezil olmamdan sonra bitti.
-Fazlasıyla yemek yedim.
Annem 3. tabağı yememe izin vermeyip yemeği önümde kaldırmıştı.
-Odama çıkıp 2 sezon How I Met Your Mother izledim.
Bu moralimi biraz da olsa düzeltmişti.
-Ve uyudum.
Yatmadan önce düşünceler beynimi işgal etmiş sabah da annemin zoruyla okula gönderilmiştir. Tabi sabah örtüye takılıp yataktan düşmemi saymıyorum bile.
Şimdi ise buradayım çünkü sınav haftası yaklaşıyor. Daha ne kadar olaylar berbat olabilirdi ki. Sınıfa girip çantamı sıraya bıraktım. Ceren'in gelmediğini görünce gözlerimi devirip kapıya döndüm. Kapıdan çıkacağım an karşıma Azra'nın çıkacağını tahmin etmemiştim. Bir de bununla uğraşma-
"Hey Alya'ydı değil mi? Dün birden gidince merak ettik." dediğinde şaşkınlıkla ona baktım. Karşımdaki Azra olduğuna emin miyiz? Ona 'ciddi misin?' bakışı atmaya başladım.
Gülümseyerek "Özellikle de Berk arkandan gelecekti ama Ege onu durdurmayı başardı." dediğinde tekrardan bir şok yaşadım. Ege neden Berk'in peşimden gelmesini engelledi ki?
Ben konuşmayınca gülümseyip yanımdan geçti. Kafamdaki seslerin hepsi birden konuşmaya başlamış gibiydi. Başımı tutarak sınıftan koşarak çıktım.Nereye gideceğimi bilmiyordum ama ayaklarım beni kafeteryaya yönlendiriyordu. Koşarak içeri girdiğimde kendimi yan taraftaki masaya attım. Masaya değil oturma kısmına yani, herneyse anlamışsınızdır siz. Gözlerimi kapatıp sırtımı duvara yasladım ve nefesimi düzene sokmaya çalıştım. O sırada birinin yanıma oturduğunu hissettim fakat gözlerimi açmadım.
"Her kimsen buradan kalk." dedim ve gözlerimi açtım. Şans niye bana götüyle gülüyordu? Karşımda ki görüldü çocuğu kılıklı Ege'ye ters ters baktım. Dün olanları unutacak değildim.
"Benim gitmemi istediğinden emin misin?" diye kendinden emin bir şekilde sordu. Kafamı yukarıya sabır diler gibi kaldırdım. Ne biçim salaklarla uğraşıyordum ben?
"Sen ne diye benim yanımdasın? Sen son sınıf değil misin, gidip sınavlara falan çalışsana." derken kendimi tebrik(!) ediyordum. Az önce söylediğim şeye bak şimdiye kadar neredeyse hiç çalışmamış bir çocuğa git sınavlara çalış diyorum. O da dediğim saçmalığı anlamış olacak ki bana 'ciddi misin?' diye baktı.
"Dediğini unutup asıl konumuza geçelim. Dün neden öyle hızlıca kaçtığını öğrenmeye gelmiştim." dedi sırtını masaya yaslarken.
"Birincisi ben kaçmadım ikincisi neden herkes benim gitmem ile bu kadar çok ilgileniyor?" dedim fakat sanırım birazcık sesimi yükseltmiş olmalıyım ki kafeteryada ki birkaç kişi buraya yani bize doğru bakmıştı. Utanmanın verdiği his ile kafamı öne eğip saçlarımla yüzümü örttüm. Bu sırada Ege bana doğru yaklaşmıştı.
"Bardan bahsettiğimi nerden çıkardın ayrıca o konuda var sen neden oradaydın, ufaklık?" diye sordu kaşlarını çatarak. Niye merak ediyordu ki? Nedense canım onu sinir etmek istiyordu.
Sırıtarak "Yoldan geçerken öylesine uğradım abicik." diye 'abicik' kelimesine vurgu yaparak cevap verdim. Kafasını diğer tarafa çevirip "Senin abiciğini ben" gibi birşey diyordu ki öksürmem ile susup kafasını bana çevirdi. Oturduğu yerde bana doğru döndü ve elini kafamın hemen yanına koydu.
"Dünden beri bana kardeş imaları yapıyorsun? Söylesene Deniz de seni benim gibi öpüp benim gibi senin kalp atışlarını hızlandırabiliyor mu?" dediğinde içimden 'tövbe de' diyesim geldi ama yapmadım. Buradan gitmem gerekiyordu yoksa kötü şeyler olacak gibi gözüküyordu. Cebimden telefonumu çıkarıp biriyle konuşuyormuş gibi yapmaya başladım.
"Ne? Abim doğuruyor mu? Hemen geliyorum." diyerek Ege'nin kolunu çekip ayağa kalktım. Ona gülümseyip "Mesele önemli benim gitmem lazım sonra konuşuruz artık." dedim. O bana kaşlarını çatarak bakarken ben arkamı dönmüş kafeteryadan çıkmak üzereydim.
Bence insanların benimle aç ve ya uykusuzken konuşmamalı, çünkü gereğinden fazla saçmalıyorum. Yöne de bu eski halime dönmeye başladığımın kanıtıydı. Ama abim doğuruyor ne ya? Aç ayı oynama sözü tam benim beynim için söylenmiş olmalı, açken -şuan ki gibi- beynim arızalı gibi oluyor. En iyisi Ceren'i bulmak o bana iyi geliyor.
Sınıfa yürürken etrafimdakileri düşünüyordum. Abim bu sene üniversiteye gidecekti üzülmüyorum değil sonuçta ugrasan biri olmayacak. Aynı şekilde Selim ve Burak da mezun oluyordu, Selim neredeyse abim gibiydi, Burak ile Ceren'e ne olacağını bilmiyordum ama birbirlerini sevdiklerini biliyordum. Ve Ege neredeyse 2 yıllık platoniğim, ondan vazgeçmeye çalışmıştım fakat yine aklıma girmişti o maviş. Geçen sene böyle değildi bu sene onun sayesinde daha önce yaşamadığım duyguları hissetmiştim. Giderse onu daha çabuk unuturdum sanırım.
Sınıfa geldiğimde içeri girdim ve sıraya baktım. Klasik Ceren sıranın üstüne çantasını yerleştirmiş uyumaya çalışıyordu. Peki Alya onun uyumasına izin verir mi? Tabiki de hayır. Yanına gidip sandalyeye oturdum. Acaba nasıl uyandırsam?
A) Son ses müzikle
B) Çantayı aniden çekerek
C) Ensesine vurarak
C şıkkı bana oldukça güzel gelmişti. Fakat Ceren'in beni dövme olasılığı vardı bu yüzden vazgeçtim. Aha!
"Şşt kız senin manita burada." diye kulağına fısıldadığımda sanki elektrik vermişim gibi aniden kalktı. Saçlarını düzeltip etrafa baktı. Bense dudaklarımı birbirine bastırmış doğru zaman gelene kadar gülmemeye çalışıyordum. Sonunda Burak'ın burada olmadığını anlayıp sinirle bana döndü. Eüzübillahiminşşeytanirracim bakışlara bak.
VoidStiles bile bu kadar korkunç bakmıyordu. Acaba ensesine tokat mi atsaydım diye düşünmeden edemedim. Elimi bir kalkan misali yüzüme siper ettim.
"Apla vurma apla! Çok istiyorsan git Regina'ya vur. (Yazar notu: Yazarınız Once Upon A Time izlemeye başladı.) Elimi çekip ona baktım. Az önce ki kızgınlığı gitmiş yerine aşık bakışları gelmişti. Sonra bana bakıp gülümsedi.
"Alya biliyor musun? Seni seviyorum. Burak'ta beni seviyor bende onu. Sen beni seviyor musun?" dediğinde dik dik ona baktım. Bu kıza ne oldu? Acaba sınav haftası alerjisi falan mı tuttu?
"Hee seviyorum Ceren. Peki sen sarhoş falan mısın?" dediğimde bana sarıldı ve birşeyler mırıldanmaya başladı. Sonra geri çekilip iki elini yanağıma koydu.
"Alya Burak bana beni sevdiğini söyledi." dediğinde bende ona gülümsedim. "Buradan çıkaracağım sonuç ise sevgiliye atar yapmak iyi şeyler getiriyor." diye devam etti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Sakar |Askıda|
HumorTanıtım yok. Sadece kahkaha ve bol miktarda sakarlık var. - İlk kısımlar fazla ergene olabilir lütfen aldırmayın. ▪Bu hikayenin tüm hakları yazarın tek boynuzlu, ejderha kanatlı mor pandasına aittir.