007 Ceren Bond

66 5 5
                                    

"Gitme Stiles. Senin Malia ile sevgili olman falan önemli değil. Stiles!"

Rüyadan uçup kafamı sert birşeye çarptım. Bu lambanın burada ne işi var şimdi? Gözlerim açılırken aşağıdan gelen zil sesine ve başımın ağrısına küfrettim. Tekrar zil çaldığında ayaklarımı yere vura vura aşağı indim.

"Bu evde biri yok mu lan!" diye bağırdım ama hiçbir ses alamadım. Kapıyı açmamak rağmen Ceren hala zile basmaya devam ediyordu.

"Ne var ne sabahın köründe?" diye sesimi yükseltip konuştuktan sonra kafamı duvara dayayıp uykuma devam etmeye çalıştım.

"Saat 12 oldu." diyerek gözlerini devirdi. Yanımdan geçerken son anda kolumu tutup beni de içeriye sürükledi. Koltuğa oturduğumuzda kafamı koltuğun köşesine koyup ayaklarımı da Ceren'in kucağına koydum.

"Cumartesi, milli uyuma diğer bir adıyla tüm gün zıbarma günüdür Cero. Bu yüzden sus ve arkadaşının bu günü kutlamasına izin ver." dedim. Bir süre sonra oflayıp kalktığını duyduğumda gülümsedim.

Ama bende ki bu olmayan şans yüzünden bu gülümseme iki saniye bile sürmedi. Bunun sebebini tahmin edin. Hadi hiç zor değil.

Ceren'in ayağımdan çekip beni yere düşürmesi. Ne kadar harika (!) Bir arkadaş. Kafamı yerden kaldırıp ona yapabildiğim en yapmacık gülümsemeyi göndererek konuştum.

"Cero sadece merak ettiğim için soruyorum." başını onaylayarak biçimde salladığında devam ettim. "Senin benimle zorun ne sevgilim?" diyerek şarkı söylemeye başladım.

"Dur, tamam, yeter. Bizimkiler yine güne gitti ben de birlikte American Horror Story izleyelim ve 5. sezonda Jessica ve Taissa'nın olmadığını unutmaya çalışalım diye düşünmüştüm." dediğinde somurtmaya başladım. Onun söylediklerini duyunca somurtmaya başladım.

"Niye sabah sabah bunu hatırlatıyorsun Cero?" dedim ve mutfağa yürüdüm. Buzdolabından kendime yiyecek bir şeyler çıkarmaya başladım.

Bir kaç şey ile tıkandıktan sonra odamdan bilgisayarı getirip televizyona bağladım. Coven'ın ilk bölümünü açtıktan sonra arkamda ki koltukta oturan Ceren'e baktım.

"On Wednesday we wear black. (Bilmeyenler için AHS: Coven da Fiona'nın söylediği bir repliklerim cadılarla ilgili bir söz.)" dediğimde o da bana aynı bakışlardan yolladı.

***

Ceren; "Her izlememde sebebsizce şu morg sahnesinde midem bulanıyor." deyip kafasını çevirken ben pür dikkat ekrana bakıp elimdeki cipsi yiyordum. Zoey ve Madison büyüye başlayacakları zaman birden kapı çaldı. Ben dikkatimi ekrana verdiğim için kapının çalmasıyla elimdeki cips paketi yere uçtu. Paketin düz düşmesi ole derin bir nefes verdim ve paketi yerden kaldırdım. Ceren şu almaya gittiğinde ben de kapıya ilerledim.

Kapıyı açtığımda muhtemelen bir kitaptan fırlamış gibi duran deri ceketli bir Ege duruyordu. Bunu düşünmeme rağmen ağzımdan başka kelimeler döküldü. Bence iyi oldu yoksa iyice Rae'ye benzemeye başlıyordum.

"Hava olmuş 35 derece, sen, deri ceket ne ayak oğlum?" dedim. Bak işte bu rezilliktir. Ama bu denli saçmalamak da aynı zamanda bir Alya Atalay klasiğidir. Ege bana kaşlarını çatarak bakarken omuz silktim.

"Abin burada mı kızıl?" diye sordu elini kapıya koyarken. Önüne geçip içeri girmesini engellemeye çalıştığımda tek eliyle beni itip yanımdan geçti.

"Ege biliyor musun, senin şuan bu ortamda lanet olası bir gereksizliğin var. Hadi git buradan bence." dedim. Mavi gözlerini devirerek merdivenlere yürüdü. Bari ayakkabılarını çıkar hayvan herif. Annem zaten bana sildiriyor. Gidip kolundan tuttum.

"Abim yok burda. Ne istiyorsun ben getiririm." dedim. Cebinden çıkardığı Iphone 6'ya -çocuğun ailesi para sıçıyor normal yani- bakarken konuştu. "Kılıfı onda kalmış onu almam gerekiyor." dediğinde kafama onaylayıp yukarı çıktım.

~Ceren~

Salona geri dönecekken Alya'yla Ege'yi görmem ile yerimde durdum. Kısa bir süre konuştuktan sonra Alya yukarı çıkmaya başladı. Ege biraz bekleyip kafasını merdivenlere uzattı ve o da sessiz olmaya çalışarak merdivenlerden onu takip etti. Bende onların gittiklerini anladılar sonra salona geçtim ve koltuğa uzandım. Bir avuç cips aldıktan sonra bende merdivenlere ilerledim.

Ne? Elya sahnesi kaçırılmaz ki. Bir ajan edasıyla duvara yapışarak yukarı çıkmaya başladım. 007 Ceren Bond yukarıya vardı. Yukarı çıktığımda seslerin geldiği yeri takip ederek Deniz'in odasının önüne vardım. Hıh? Deniz abinin odasında ne arıyor ki bunlar? Aralık olan kapıdan kafamı uzatıp içeri baktım. Bunlar ner- Bismillah!



The end. Şimdi özel okuyucu soruları; Ceren Alya ve Ege'yi ne şekilde gördü ve niye böyle tepki vermiştir?

Daha çok 007 Ceren Bond görmek ister misiniz?

Hadi bunlara cevap verin ve parmakları yıldıza götürün.

Sakar |Askıda|Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin