Yıllar sonra buraya gelmiş gibi hissediyorum. Gecikmeler için üzgünüm aslında iki kere bölüm yazdım ama beğenmediğim için geri sildim. Hatta bir ara mizah duygumu kaybettiğimi bile düşünüyordum. Bu yüzden bana daha kolay sövmeniz için medyaya matematiği bulan adamın resmini koydum. İyi okumalar bdjdjf
Kitaptaki yazılara okumaya çalışıyordum ama bir türlü okuyabilecek bir şey çıkmıyordu. Yanımda deftere gömülmüş olan Ceren'i koluma dürttüm.
"Pışt Cero ben okuma yerimi kaybettim galiba." dediğimde Ceren anlamayarak bana baktı.
"Geldiğimden beri şu kitapta yazılanları okumaya çalışıyorum." dedim ve elimde tuttuğum İngilizce kitabını gösterdim. Önce kitaba baktı ardından kaşlarını çatarak bana baktı. Kafasını yana eğip tam olarak yüzümü incelemeye başladı.
"Ne var?" diye sorduğumda bir an da dudaklarını aşağı doğru eğip bana sarıldı. Şaşkınlıkla olayları anlamaya çalışırken ellerimi onun sırtına koyup hafifçe vurmaya başladım.
"Ah benim biricik arkadaşım bunları da mı görecektik?" diye ağıt yakar gibi konuşurken aklımdan arkaya bir ağıt müziği koymak gelmişti.
"Bir gün o sakarlıklarının sonucunun böyle olacağını bilmeliydim." diyerek hızla geri çekildi. Ben hala dik dik ona bakarken elimdeki kitabı aldı ve çevirdi.
"Sınav için öğretmenlerle konuşmamı ister misin Alya? Bunca zamandır kitabı ters tuttuğunu hiç mi farketmemiştin?" Elindeki kitabı alıp sinirle ona doğru döndüm. Hayır ne var yani farketmediysem?
"İnsanlık hali bikere bu." diyerek önüme döndüm ve elimi sıraya yasladım. Bir anda aklıma dün akşam gelince içimde kalan kahkahayı serbest bıraktım.
--
Elime aldigim kumanda ile kanalları zaplarken babamın olmadığına bir yandan da seviniyordum. Son anda çıkan ekstra işi yüzünden biraz gecikecekti. Bu durumdan benim faydalandığım kısım kumandanı ilk defa bu kadar uzun süre benim elimde kalmasıydı.
"Abi!" diye bönürdüğümde yan taraftan gelen sesle yerimden sıçradım.
"Buradayım gerizekalı." Kafamı abimin omzuna koyup gözlerimi kocaman açarak ona baktım.
"Mezuniyet balosuna kimi götüreceksin?" diye sorduğumda iç çekip ağzını açtı. O cevap vermeden hemen lafa atıldım.
"Sizin sınıftan birini götürme sakin uyuz onlar. Sayısal seçenleri de götürme çünkü onlar ego women (woman=kadın women=kadınlar ne olur olmaz yazayım ben zaten biliyorsanız geçersiniz) oluyorlar."dedim ve söyleyecek başka bir şey var mı diye düşünmeye başladım.
"Benimle mi gelmek istiyorsun Alya?" dediğinde dudağımı ısırıp şirin gözükmeye çalıştım.
"Bak bunu sen söyledin ben değil." Abim gülmeye başladığında elimle abimin yanağından makas aldım. Makas deyince aklıma taş, kağıt, makas oyunu geldi. Biz küçükken bunun farklı versiyonlarını yaratıyorduk her ne kadar ne yaptığımız tam olarak hatırlamasam da saçma bir şey olduğuna bahse girerdim.
"Tamam ufaklık. Seninle geleceğim teklifini kabul ediyorum yani."diye imada bulunduğunda koltukta doğrulup elime aldigim yastığı abimin kafasına attım. O kahkahalarla gülerken ara da söylediği kelimeleri zar-zor anlıyordum.
"Merak- etme- senden- başka- sakar- birini- bulamazdım- zaten." dediğinde bir yastık daha alıp ona fırlattım ve sinirle odama koştum.
--
Yani şimdi düşününce komik gelmişti ne yapabilirim. Etrafta ingilzicesi çalışanları ve kopya hazırlayanı gördükçe içime bir sıktı geliyordu. Daha fazla dayanamacağımı anlayıp ayağa kalktım.
"Ceren ben dışarıya gidiyorum." dedikten sonra zıplayarak aşağı indim. Şansıma abimlerin sınav odası alt kata düşmüştü. Buda demek oluyordu ki bu onunla uğraşmam için evren bana mesaj yolluyordu.
Sınıfa girip duvar köşesindeki yere ilerledim. Yanlarındakilerin kim olduğunu bildiğim için hiç kafamı çevirmeyerek sandalyede abimi biraz iterek yanına kuruldum.
"Bayadır görüşmüyorduk bebeğim ne yapıyorsun?" dedikten sonra bir elimi Deniz'in omzuna attım. Birkaç kişinin gülmemek için kendini zor tuttuğunu farkediyordum. Eh tabi bunun sebebi abimin hafif sinirli bakışlarıydı.
"Alya daha bu sabah aynı evden çıktık. Ayrıca sen benim görmediğim bir anda ilaç falan mı içtin ne bu zevzeklik?" diyerek omzuna koyduğum elimi ittirdi. Yüzümü ekşiterek ona kızgın bakışlarımı yolladım. Aklıma gelen fikirle normale dönüp sinsice sırıtmaya başladım.
"Yoksa utanıyor musun? Ay ben senin o koca- ay pardon kırmızı koca kafanı yerim." diyerek yanağına ıpıslak bir öpücük kondurdum.
"Bunu diyen kişi ise doğuştan kırmızı bir kafaya sahip." Az önceki yüz ifademe dönüp bu sefer bakışlarımı mavi renkte olanlara çevirdim.
"Hayır şimdi ben senin 95% katıksız odun ve ego yığını olduğunu açığa vuruyor muyum? Vurur yüze ifadesi bu da sana kapak olsun bitanesi." diyerek el hareketi çekmeye hazırladım. ******** (Bundan sonrası Wattpad Medya Kurulu tarafından sansürlenmiştir.)
Yaptığım harekete karşı Ege gözlerini devirince ona dil çıkardım. Kafamı arkamda duran Burak'a çevirip gamzelerimi iyice belirtecek şekilde gülümsedim.
"Burak eniştecim sana bir soracağım. Bütün dünya inan bunu merak ediyor. Hatta şuan ki başkanlık seçimlerinin sonucundan bile daha merak uyandırıcı. Ve-" ağzımın üstüne gelen elle kaşlarımı çattım.
"Kısa kes Alya sonra da git." diyerek elini çektiğinde dirseğim ile abimin karnına vurup tekrar Burak'a döndüm.
"Neyse şimdi siz şu Ege ile akraba olduğunuz emin misiniz? Hayır en azından insanda bir benzerlik olur ama o da yok ki." derken içine dolan ani hayal kırıklığı ile ne ara koyduğunu bilmediğim ayaklarımı abimin bacağından çekip ayağa kalktım. Kalkerken bacağımı masanın köşesine vursamda acısını belli etmemeye çalıştım.
"Hey portakal nereye gidiyorsun?" Ege'nin seslenmesine cevap verirken kafamı eğdiğimde yerde hafifçe kaldırdım. Yüzüme minik bir tebessüm yerleştirdim.
"Benim gibi güzel, akıllı ve muhteşem bir kıza hayranlığınızı anlıyorum ama biliyorsunuz. Maalesef acı gerçek şu ki Alya Atalay'ın bile baş etmesi gereken İngilizce sınavı var. Beni unutmayın, en yakın zamanda geri dönüş yapacağım." dedim ve iki parmağımı dudağıma getirip onlara öpücük yolladım. Sınıftan zıplayarak çıktığımda arkamdan gelen minik kahkahalar benim de gerçek bir şekilde gülümsememi sağlamıştı. İnsanların benim sayende mutlu olması eğlenmesi gerçekten hoşuma gidiyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Sakar |Askıda|
HumorTanıtım yok. Sadece kahkaha ve bol miktarda sakarlık var. - İlk kısımlar fazla ergene olabilir lütfen aldırmayın. ▪Bu hikayenin tüm hakları yazarın tek boynuzlu, ejderha kanatlı mor pandasına aittir.