"Artık söyler misin Selim?" İki dakikadır kollarımı karnımın yukarısı nda kavuşturmuş Selim'in soracağı şeyi bekliyordum. Zaten sabah sabah Azra ve Ege'yi birlikte gördüğüm için sinirlerim bozulmuştu.
Tamam belki ondan vazgeçmeye çalışıyordum ama hey! Bu o kadar da kolay degil. Beni düşüncelerimden kurtaran Selim'in tuhaf sorusuydu.
"Yaren'i kıskandırmam da yardım eder misin?"
"Seninle sevgili rolü yapmıycam."Dediğimde anında itiraz etti.
"Zaten öyle değil sadece onun önde biraz daha samimi olup onu kıskandırmama yardım edeceksin tabi ki de arkadaş şeklinde."dediğinden pek anlayamamıştım.
"Mesela?"
"Mesela...şey seni gıdıklayıp güldürürüm, sarılıp döndürürüm fa-"
"Etek giyiyorum biliyorsun değil mi?"
"Tamam ya sadece örnek veriyordum. Ee kabul ediyor musun?" Ay birden evlenme teklifi ediliyormuş gibi hissettim bir an. Hayal et sen. Sonuçta evde 27 kedinle beraber yalnız bir şekilde öleceksin. Bu içsesi bana bilerek mi verdiler anlamıyorum ki.
"Tamam kabul." Dediğimde ilk bana 'iki saattir düşündün iki kelime mi söylüyon amk kızı' bakışı attı ama ardından gülümseyip bana sarıldı. Bende kollarımı ona sardım ben sarıldıktan 2-3 saniye sonra ikimizde geri çekildik.
"Bugün öğlen **** Cafe'ye gidecekler oraya gidebiliriz hem bak Ege'nin gelme olasılığı çok yüksek." Dediğinde ona bunu anlattığım aklıma geldi.
"Tamam gideriz."
***
İçeriye girerken kendimi hazırlamaya çalışıyordum. Dışardayken Ege'nin arabasına gördüğüme yemin edebilirdim. İki kişilik masalardan birine geçip oturduk. Selim anında etrafı radar misali tararken onun bu haline sadece kıkırdadım. Benim güldüğümü görünce, gözlerini etraftan çekip bana çevirdi. Sonra tek kaşını kaldırdı.
"Sen bana mı gülüyorsun küçük sakar?" Dediğinde direkt kahkaha attım.
"Ti-pin-çok-komikti." kahkahalarımın arasından söylediğimde anladı mı bilmiyordum. Ama kahkaha mı yavaşlattığımda onları görmüştüm. Hemde hepsini. Yaren'i, Yaren'in elini tutan bir çocuğu, Azra malını ve o mavi gözlerin sahibini, Ege'yi. Onu düşünme Alya diye tekrar ettim içimden(Yazar notu: Bu cümle neden böyle devrik oldu bende bilmiyorum.). Selim'e elimle çaktırmadan yaklaş işareti yaptım.
"Zaten aynı yerde aynı masadayız ne yaklaşması Alya?"
"Allah'ım sen bana sabır ver. Yaklaş işte belki devlet sırrı falan söyliycem gel işte!" Dediğimde sonunda yaklaştı, bende kulağına Yarenlerin arkasında oturduğunu söyledim.
"Neden başında söylemedin kızım ona göre davranırdım." Deyip eliyle saçlarımı karıştırdı. Bende onun elini çekecekken masadaki bardağı yere düşürmüştüm. Zaten bir yerde de sakarlık yapmasam olmuyor. Hayır asıl sakarlığım bardağı düşürmem değil anlamadığım bir şekilde elimi derin olmasada kesmekti. Ha bide unuttuğum bir şey var herkes bize bakıyordu.
"Alya iyi misin?" Düşüncelere ne kadar daldıysam Selim'in yanıma geldiğini ve yaralı elimi tutup bana seslendiğini anlayamamıştım.
"Şey... iyiyim gidip suya tutsam geçer heralde."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Sakar |Askıda|
HumorTanıtım yok. Sadece kahkaha ve bol miktarda sakarlık var. - İlk kısımlar fazla ergene olabilir lütfen aldırmayın. ▪Bu hikayenin tüm hakları yazarın tek boynuzlu, ejderha kanatlı mor pandasına aittir.