Ödev Izdırabı

170 10 0
                                    

Evet yeni bölüm uzun zaman sonra geldi çünkü Sınavlarımın iyi geçtiği pek söylenemez bölüm kısa oldu özürdilerim :(( Multi Alya'yı kurtaran çocuk


Resim dersinden devam;

Olayı Ceren'e bir kağıda yazarak anlattım. Şuan yazdığım kağıdı okuyor ve şuan karşımda türlü türlü şekle girdi. En sonunda elini ağzıyla kapayıp sesiz bir çığlık attı.

"Cidden o kadar yakına geldinizmi? Keşke öpseydi yaa ne güzel romantik olurdu." dedi ve aptal aptal sırıtmaya başladı.

"Ceren usanmadan tekrar soruyorum mal mısın? Çocuk bu kadar kız varken bana mı bakcak. Hem o benim sadece kölem"

"Ozaman hani hoca ödev için birini çizmemizi istiyor ya sen de onu çiz sonuçta o senin kölen" derken sondaki kölen kelimesine ayrı bir vurgu yapmıştı.

"Aslında şimdi fena bir fikir gibi görünmüyor. Sen kimi çizeceksin peki?" Dediğimde alt dudağını ısırıp başını öne eğdi. Durumu anlamam bir kaç saniye sürdü.Anladığım gibi gözlerimi pörtletip ona bakarak konuşmaya başladım.

"Nasıl yani kabul etti mi? Ne ara? Sen neden bana bunu söylemedin? Dur bi dakika ya bizden kız almak o kadar kolay değil bikerem. Bu çocuk kimin neyi nesidir anası babası gelsin istesin belki veririm." Sonradan saçmalıdığımı anladığımda dudaklarımı birbirine bastırdım.

"Son kısmı boşver sen" dedim zaten o da hem anlatmaya başladı.

"Tamam anladım. Şey ben aslımda hoca der demez mesaj attım ona sonra zaten o da hemen cevap verdi.Öyle işte okuldan sonra da **** kafaye gidicez." dediğinde ağzımdan kendiliğinde 'vay be' sözcüğü çıkıverdi.

"Tamam ona soruyor- ne sorması ya emredicem." dedim ve Ceren sırıtırken ben telefonda rehberde onun ismini bulmaya çalışıyordum. A... geç B..... geç C..D..E geç...F..G..H..İ..K

Köle buldum. Mesaj bölümüne girdim ve mesajı yazmaya başladım.

'Resim dersi ödevim için modelim olucaksın. Ve sakın egonu yükseltmeye kalkma çünkü seni seçmemin tek nedeni üşengeç olmam.' Yazıp gönderdim. Bir dakika sonra ise mesaj geldi.

'Tabi cazibeme kapıldığını kendine itiraf edemeyip kendini bunlarla avutuyorsun ama neyse. Okul çıkışı hallederiz.'

Mesajı okuduktan sonra tekrar tekrar okudum ve elimi sertte masaya vuracakken cüzdanımı düşürdüm, onu alacaklında bu sefer ben düştüm. Diyorum size bu çocuk uğursuz diye ama beni dinleyen yok tabi...

.
.
.


Ders bitince eşyalarımı dosyama koydum. Önce gidip eşyalarımızı koyduk,ikinci derstte okulun kurslarıyla ilgili konuşma için kafeterya tarafına doğru yol aldık. Konferans salonu kafeteryanın olduğu binanın üst kısmındaydı. Oyüzden merdivenlere açılan kapıdan geçtik. Yavaş-hızlı arası bir hızla merdivenlerden çıktık. Ceren önden ben arkasından içeri girip yer aramaya başladık. O sırada Burak'ın yanındaki üç koltuğun boş olduğunu gördüm ama aynı zamnda sürtük grubu da oraya doğru ilerliyordu. Ceren'in kolundan tuttuğum gibi onu koltuklara sürüklüyordum. O da takılmamak için koşuyordu tam Beste Burak'ın yanına geçmek üzereydi ki yanlışlıkla Ceren' i koltuğa gönderdim. Tam düşüyordu ki Burak onu belinden yakaladı. Ben de rahatlayarak Ceren'in yanındaki koltuğa oturdum. Beste de yanımıza gelince

"Amağğ orayağ beğğn oturacağğktım" diye cırladığında kulaklarımı ellerimle kapattım.

"Cırlama Beste sanki hiç boş yer yok geç otur işte." Dedi Ceren.

"Yani bence de. Hem sen Melis'in yanına gitsene-" etrafa baktım Melis'i bulunca devam ettim "bak orda Ege'yle oturup gülüşüyor sen de onun yanına gitsene" dedim umursamazca sonra aklıma dank etti. Ege. Melis. Gülüşüyorlar mı? Ben sana şimdi bunun acısını senden çıkarırım. Tabi ben konuşurken Beste cırtlağı gitmiş Ceren ile Burak konuluyordu. Telefonumu çıkarıp Ege'ye bana sıcak çikolata almasını emrettim. Sabahın bu saatlerinde birçok kişi almak için sırada olur bu yüzden o gelene kadar Beste bile oraya oturmuş olabilir. Mesajı gönderip onları izlemeye başladım. Melis Ege'nin saçına dokunacakken birden Ege telefonuna baktı. Melist'e merak etmiş olmalı ki Ege'nin telefonuna bakmaya çalıştı. Ama sadece çalıştı çünkü Ege çoktan mesajı okumuş telefonu cebine sıkıştırdı. Etrafa bakınmaya çalışınca ben de sağıma baktım. Şuan bana bakan bir Berk görmeyi beklemiyordum. Tam ne zamandır burda olduğunu soracakken çenemden tutup aralanan dudaklarımı kapattı.Hemen geri çekildim ve kaşlarımı çattım. O sırada yanımıza biri geldiğini farkedim. Kafamı kaldırdığımda Ege vardı. beni kolumdan çekip kaldırdı.

"Bırak be kolumu! Hem nerye gidiyoruz biz?" Kolumu bırakıp bileğimi tuttu. Merdivenlerden indik ve kafeteryaya girdik. Kafeteryaya girince bileğimi bırakıp arkasını döndü ve yapmacık olduğunu bildiğim bir gülümseme yaptı.

"Sen sıcak çikolata istememişmiydin.... Efendim?" Dedi

"Ya ama ben Berk ile konuşuyordum, sence de kasları süper değil mi bana sicpacklerinin olduğu bir fotoğrafını atmıştı ne çok fazla ne çok az tam kıvamı-"

"Ne diyorsun sen kızım! Hem benim kaslarım daha iyi" dediğinde tek kaşımı kaldıramayacağım için iki kaşlarımı da kaldırıp alayla sırıttım.

"Ben bilemem sonuçta seni hiç üstüz görmedim ama Berk'in kiler mmm tam yerinde"dediğimde beni bir sütunun arkasına götürdü ve beni kendine iyice yaklaştırıp-göğüslerimiz birbirine deyecek şekilde- çekiP konuşmaya başladı.

"Sen ben bugün çıkışta o resmini halledicez tamam?" Kelimeleri galiba benim anlamam icin tek tek söylemişti ve ayrıca sanki bu bir soru cümlesi değil de emir gibiydi.

"Ne oldu yoksa bitanecik egona zarar mı verdim? Ben o etrafındaki sana takıntılı kızlardan değilim biliyorsun dimi?" Valla bütün hepsi yalan bilgisayarımda bin tane habersiz çekim+sosyal medyadan bulduğum fotoğrafları var.

"Doğru onlar gibi değilsin. Zaten ben kızıl,sakar ve çocuksu sevmem, bana lazım olan sarışın,olgun ve seksi yani kısacası istesen de olamazsın, Alya" dedi yine o alaycı p*ç-yazarınız TDK hikayeyi kaldırmasın diye sansür koymuştur- gülümsemesiyle bana bakarken. Benim sinirden gözlerim doluyordu ama yinede bu lafın altında kalamazsım.

"Haa sen o sürtüklerden bahsediyosun. Ben zaten onlardan değilim,olmam da. Ayrıca ben neden senden hoşlanıyım ki,mavi gözlüleri sevmem bile. Gerçi Isaac hariç neyse konumuz şu sıcak çikolata falan iptal boşver ben Ceren'in yanına dönüyorum. Sana da bu kafeteryayı kaplayan egon ile iyi şanslar malum bu kadar geniş olunca..." deyip arkamı dönüp kafeteryadan Ege'nin şaşkın bakışlarıyla çıktım.

Bi dakika! Ben bununla daha ödevi yapıcam. Zaten birgün şansım olsa-ahh

"Ben gelmesem sakatlanabilirdin güzellik" dediğinde karşımdaki kişiye hafif bir tebessüm yaptım.

"Şey...ımm teşekkür ederim yani beni tuttuğun için" bir yandan konuşurken bi yandanda üstümü bozulmamış olmasına rağmen yinede düzeltiyordum. Kafamı kaldırdığımda çocuk-çocuk dediğime bakmayın oldukça tatlı bişey yani- beni baştan aşağı süzüyordu.

"Hadi be sen o musun? Deniz bize hiç böyle bahsetmemişti." dedi ve sonra benim duyamayacağımı sanarak mırıltı gibi bir sesle 'çok da güzelmiş fiziğe bak' dedi. Ama ben tabiki duyarım çünkü ben ee annemin K9 kulaklarından var beybisi.

"Abim mi?"

"Fiziğe bak mı?"

Hay-- bu ses benim değildi valla bi dakika bu ses oldukça tanıdık.

Sakar |Askıda|Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin