Bodrum Katı (18+)

Bölum 4$

Yazar: Aylin Şova
Oy vermeyi yorum yazmayı unutmayın öptümm.

Olduğu yeri içinde yaşadığı bedeni unuturmuş insan. Düşünüyorum bazen ben nasıl bu yerlere geldim bu kadar başarılı oldum. Çocukluğuma sorarsanız sadece bunun bir hayal olduğu ve gerçekleşmeyeceği hakkında konuşurdum.

2 yıl önceye kadar. Üniversite okurken fazla başarı yakaladığım da annem arkrabalarından yardım isteyerek bana mağazalar açarak şirket kurulmuştu öyle büyütmüştü. Git gide büyüdüm ve 20 yaşımda tam 6 ülkede artık birinci sıradaydım. İflaslar tabii ki bende de olmuştu düşüşler sırtından bıçaklamalar baskınlar ve s. Zor şekilde 2 yıl içerisinde dünya yarısın da birinci sırada oturmuştum.  Ben Olivia Korkmaz 22 yaşında genç bir patron ve güçlü bir kadın olmuştum. Yada öyle sanıyordum.

Bomboş duvarı izlerken gözümün önünden hem bütün hayatım hem de dünkü o mektup geçti. Sahiden o mektup'u kim göndermişti. Davette öylesine hayran olamazdı.

Kim yazdıysa çok iyi bir yazardı.

Kapı çalınmadan açıldığında içeri sinirli Giraydan başkası değildi. Sabah-sabah yine niye benim keyfimi kaçıracaktı acaba?

"Günaydın Olivia Hanım Bu gün keyifler nasıl?" Dedi alaylı bir şekilde ellerini bir birine çarparken. Altında siyah efoşmanı üstünde kalın boğazlı kazağı vardı.

"Yine ne oldu Giray ve sanada Günaydın." Yorğanı başıma doğru çekmek isterken demiştim. Tam o sırada yorğanın üzerimden çekilip havada uçmasını ve Girayin pis pis bana baktığını saniyelik gördüm.

"Kalk kalk Olivia davet seni bekliyor"
Kaşlarını çatdığında hala onu bulanık görüyordum. "Off ne daveti dün gittik ya?! Hem de bu gün Türkiyeye gitmeliyiz şirket başı boş kaldı."

"Kalmadı Latif'i ora gönderdim. Ve bu gün ekstra bir davet olmuş ve saat 20:00 de telefona mesaj atmışlar. "
Sandalyede oturduğunda demişti. Hala yeni yeni anlıyordum. Ama o çoktan benim kalkmamı hazırlanmamı bekliyormuş gibi yüzüme bakıyordu.

"Ne? Hala " saate baktım ve  " 6 saat var NE?!" diyerek hemen yorganı üstümden yeniden çektim. Saçlarımı hemen bir topuz yapıp banyoya doğru koştum. Giray yine gülme krizlerine girdi. "Ee uyuyan cadı ben sana dedikçe sen anlamıyorsun."

" Sus Giray ve çık hazırlanmalıyım."
Dedim yüzüme suyu vurarken. Odadan çıktığında hemen televizyona doğru gidip haberleri açtım. Yine düşüşleri ve Oçovski şirketinin birden kayboluşunu gösteriyordular. Benlik bir şey yoktu.

Bavulumu açıp kıyafetleri yatağa dizdim. Siyahı kenare koydum çünkü artık o eski. Hangisi diye karar veremiyordum Terazi burcu zorlukları. Bordo ve zümrüt yeşili elbise arasında kalmıştım onları yatağa bıraktım daha sonra karar veriyim diye.

Banyoya girip duş almak için suyu ısıttım. Odaya geri dönüp yeniden ayakkabımı çantamı çıkarttım. Giray'ı aradığımdan 20 saniye sonra açtı tam. Bu beni nasıl beklemeye almıştı?

"Alo? alo? efendim Olivia bir şeymi oldu?" Heyecanlı geliyordu sesi.
"Alo? Olivia ordamısın?" Demişti tam 20 saniye dolduğunda. "A evet Giray bana kuaför ayarla ve ben duş alandan sonra gelsin yani" sözümü ağzımda koydu resmen  " 1 saat 35 dakika sonra gelicek merak etme "
Demişti görmediğim ama hiss etdiyim o yüksek egosunu gösterirken.

"Tamam" dedikten sonra oda bir şey söylemek istediginde sözünü ağzında koyup kapattım telefonu. Hemen duşa girdim.

Rahat bir duş aldıktan sonra banyo aynasının karşısında kendime iltifat ede ede yüz bakımı yapıyordum. 3 saat vardı başlanmasına. Bornozun ipini daha sıkı sarıp kendime bir öpücük yolladıktan sonra banyodan çıkmıştım.