Öncellikle her kes'e merhaba ben yazar Aylin Şova. Şuan bu bölümü okuyorsanız ölmüş bulunmaktayım PAHFOEJFOWSJDLFUKA ya aslında benim telefonun wifi sı yok şuan yani taslağa atıyorum yani telefonum tamir edilene kadar taslak atacağım. O yüzden bölüm gecikmiş ola bilir))) ha bu arada bu kadar uğraşıyorum o yüzden bende sınır koymak istedim. Yeni bölüm için 10 yorum ve 10 oy sınırı vardır!!.
Horoz bana bakarak sırıtmaya devam ediyordu. Siktiğimin herif'i her yerden çıkma diye bir özelliği vardı. "Merhaba Olivia Korkmaz" dedi kapıları kilitlerken. Artık alıştığım için arkama iyice yaslanıp ellerimi göğsümde çarpazladım. "Evet şimdi ne yapacaksın? Tehdit? Kaçırma? Ve ya ne?" Dedim yüzümde aşağılayıcı bir bakışla ona doğru. Aynadan bakmaktan sıkılmış ve yüzünü bana döndürerek sakince konuşmaya başladı. "Bu sefer başka" dedi tehdit dolu sesiyle.
"Oğlum zaten 60 kilo şeysin bir yumruğumla yerde yatıyorsun hala neyin havasını atıyorsun ya?" Dedim ona karşı öne doğru eğilerek. "Bunu söyleyen 50 kiloluk bir kadın hemde" derken bir kaşını kaldırmıştı. "İşte 50 kiloluk bir kadından yumruk yiyecek kadar zayıfsın orasını sen düşün" dediğimde yüzü kızarmıştı horozun.
Yeniden arkama yaslanarak dedim. "Hadi horozcuğum hadi hastaneye sür bak rahmetli Onur abin yüzünden hastalandım sende sonun onun gibi olmasını istemiyorsan sür hastaneye" dedim küçük çocukla konuşur gibi yaptığımda. "Ya neyi anlamıyorum biliyor musun?" Demişti o da alayla. "Neyi canım?" "Şuan yalnızsın seni sadece bir bıçakla öldüre bilirim ve sen öyle konuşuyorsun ki.. ahhaha" demişti kendini havalı göstermek için güldüğünde.
"Ya bende neyi anlamıyorum biliyor musun?" Dediğimde kafasıyla 'neyi' işaret ettiğinde devam ettim. "Her defasında beni ele geçirmek çabalarında her defasında bok gibi yerinde kalıyorsun ama yinede devam ediyorsun ya işte bunu hiç anlamıyorum" dedim onun sinirlenmesine izin vererek. "Çok büyük konuşuyorsun" dediğinde artık arabayı sürmeye başladı.
"Hasteneye unutma tamam mı?" Dedim ona. "Hastaneye evet ama... benim hastaneme" dediğinde yüzünde piç gülüşü vardı. "Senin hastanen derken canım?" Dedim bir kaşımı kaldırarak. Bu sorum karşısında sessiz kalmıştı. Yinede ne olursa olsun Aras'a mesaj atmak en iyi seçenek olacak diye düşündüm.
Hemen hemen her yeri tanıdığım için her gittiğimiz sokağın adını mesaj olarak Aras'a attım ve yazdım.
-Aras şuan Horozun arabasındayım bu sokaklardan keçti ve seni aradığımda telefonu aç ve sessini çıkartma sadece dinle.
Yazdığım da hemen mesaja cevap vermedi tabi ki bu yüzden onu aradığımda hemen açtı.
Wizard
-Alo Korkmaz ne oldu?-Alo anne ben geldiğimde menemen yapar mısın? Canım çok çekti.
Wizard
-Menemen mi? Menemen yaparımda bana anne demen gururumu çok kırdı güzelim senden hiç beklemezdim hıh-Anneçiğimm canım annem güzel annem menemen işte malzemelerini sana attım onlarla yaparsın.
-dur bir dakika.
Diyerek yüzüme kapattı ama ben sanki yinede konuşuyormuş gibi yapıp öyle kapattım telefonu. Aras mesajımı hemen okumuş yeniden beni arayarak sessizce beklemişti. Bense hiç bir şey olmamış gibi pencereden dışarıyı izliyordum. Gittikçe ormanlık alana gidiyorduk. Bu piç bana bir şey yapmaya yeltenemezdi ama bu işte bir şey vardı. "Horozcuğum hastane ne zamandan beri ormanda oluyor acaba?" Dedim dirseklerimi dizlerimin üzerine koyarak.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Bodrum Katı (18+)
Teen FictionLafımı dudakları kesmişti. Hızlı avını avlamak isteyen bir avcı misali öpüyordu beni. Daha iler gitmek istediğini beni yatağa atarak belirtmişti. Genç kız Olivia Korkmaz 2 yıldır açtığı şirketiyle dünya yarısının 1 çi sırasında olan Wizard şirketin...