Ayna

3.2K 112 36
                                    

-Hadi Bismillah-

Yağan yağmurun pencereye vuran sesi çığlık niyetine etrafımızı sarmıştı, her ne kadar huzur versede bir yandan boğucu geliyordu bana. Ankara'nın havası değişmezdi, insanıda havası gibiydi. Soğuk ve ansızın.

"Milliyet'i açtınız mı? Elazığ'da üç ölü."

Pencerede olan keskin gözlerimi konuşan arkadaşıma çevirdim. Suskunluğumu korudum. Çok konuşmazdım zaten.

"Adları yazmış mı?" Telaşlı ses üzerine gözlerimi ona çevirmiştim, kim konuşuyor ise ondaydı bakışlarım.

"Tek başına bu haberler aldatmasın bizi, kaç tane insan var gözünü sevdiğimin memleketinde?"

Elazığ'a iş için giden arkadaşımız içindi bu korku,dava hakkında haylice uğraşan, derinden bağlı biri. Karşıt görüşlü biri kolayca kokusunu alabilirdi, kokusu bile görüşünü belli ediyordu o oğlanın.

Gözümün önüne gelen kötü senaryolar ile dayanamadım "Korkunuza sahip çıkın, kötüyü çağırmayalım." Dedim yerimden kalkarken. Mutfağa ilerleyip sürahiden bir bardak su doldurdum kendime. Germeliydi beni bu durum, aksine rahatsız etmiyordu. Hislerim Cevat'ın iyi olduğunu bas bas bağırıyordu.

Cevat'ı severdim, bağlıydı.

"Çakır?" Diye bir ses duymamla daldığımı anlamıştım. Arkamı dönerek konuşmadan ilerlettim sohbeti.

"Onun çıkması an meselesi,  plan var mı?" Demişti sessizce Sezen.

Sıkıntıyla nefes verip "Çok durdu zaten, plan yok. Bulaşmayana bulaşmayız." Demiştim gözlerimi pencereye çevirmeden önce.

Patırtı duymamla kafamı merakla kapıya çevirdim. Kim eve girdiyse sesli bir şekilde girmişti.

"Çakır'ım nerede!" Demişti sesli sesli, sesini duyduğum an düz suratımda minik bir gülümseme oluşuvermişti.

Kapıdan içeriye girmesiyle beni görmesi bir olmuştu zaten, o kollarını açarken minik gülümsememi hızlıca büyüttüm.

"Kardeşim!" Dedim yanına gidip sarılmadan önce.

Yiğit, 1.85 boylarında kara saç kara göz epeyce cüssesi olan yağız bir delikanlı,kendisi benim kan kardeşim aynı zamanda süt kardeşim. Adı gibi Yiğit, şanı gibi cesurdu benim kardeşim. Onu bilmeyen tanımayan neredeyse yoktu bu çevrede.

"Erken gelmişsin?" Dedim meraklı sesimle.

O ise kızgın bir suratla "Anam yolladı beni erkenden, sen gelmediğin içinde saçını başını yolacakmış ayrıca. Ben karışmıyorum dedim." Derken ellerini kaldırmıştı.

"Bu seferlik böyle oldu, ben gönlünü alırım Zeliha annemin." Dedikten sonra yanağımdan bir makas alıp beni salona yönlendirmişti.

Sırasıyla Sezen, Kenan , Asuman koltukta oturmuş ders çalışıyorlardı.

Kenan ve Asuman kardeşti. Asuman abla olsada dışarıda devir değişir, Kenan abi olurdu. Sezen ise tekti.

Biz ise eşitlik uğruna gençliğini başkalarının tabirine göre 'heba' etmiş ve etmeye devam edecek olan bir avuç gençtik. Kalabalıktık ama kuş bakışı ile bir avuç kadardık.

Her ne kadar dönemin savaşı çocukluk yıllarımızda bitmiş olsada, bizdeki sevda bitmemiş üstüne üstlük doldurularak büyütülmüştük. Nasıl sakin kalacaktık ki?

Karşımızda üzerimize doğru gelen bize zorbalık yapıp görüşlerini zorla kafamıza sokmaya çalışan itler varken?

"Çakır dalmış."

ÇAKIR (GxG)(Askıda)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin