-Gözler kalbin aynasıdır, iyi yolculuklar-
İçim alev alev, dışım buz kütlesine değerdi. İç dünyamı yansıtmamaktan hoşlanmasamda bu durum bende otomatik oluyordu artık.
Hayatımda bir ton dert ve uğraş vardı. Sanırım yetişemiyordum, birde üstüne İzel eklenmişti.
O kadar zordu ki, ne yapmaya çalıştığını ne hissetiğini veya düşüncelerini anlayamıyordum. O kadar donuk bir insandı ki, bu bana eziyet ona ise meziyetti.
Derslikte tahtaya boş boş bakışlarımın sebebi nihayetinde İzel'di.
Çalışkan bir kız olduğumdan derslerde zorlanmıyordum, emindim geçerdim. Ama hakkı yoktu bana bunu yapmaya.
"Çakır, ders bitti. Çıkmayacak mısın?" Elim çenemde boş boş bakarken yan sıradaki kızın sorusuyla irkildim.
Toparlanıp "Ha, tabii. Doğru. Sağol." Gibi saçma cümleler kurup hafifçe gülümsedim. Kız bana anlamayan bakışlar ile bakarken ayağa kalkarak çantamı sırtıma aldım. Ders ne ara bitmişti?
"Görüşürüz." Demişti sonrasında, bende el sallayarak yavaş yavaş çıkmıştım kapıdan.
"Hop!" Diye gelen ses üzerine duraksayarak arkamı döndüm sakinlikle. Cengiz'di.
Yanıma geldiğinde suratımın hali nasıldı bilmiyorum ama kaşlarını çattırmış. "Bir şey olmuş." Demişti sonrasında.
Yürümeye başlayarak konuşmaya çalıştım, "Sanırım bugün bir buluşmam var." Dedim sakince.
Gözleri açılan Cengiz, "Kiminle?" Derken aslında cevabı biliyordu.
"Sence?" Dedim tek kaşımı kaldırırken.
Şeker alınmış gibi sevinen çocuk üzerine gülümsedim. "Nasıl oldu, Yiğit karşımıza çıkmadan anlat. Yoksa bir köşe başında beni doğrayacak sonunda." Derkende sitemliydi.
"Dün geldi, iki insan gibi konuşalım oturalım dedi. Karar ver akşam derneğin karaltısına gel dedi, gittim siz kart oynarken. Bu akşam sekizde evin önünden alacak beni." Dedim nefes almadan, yavaş konuşsam biri duyar gibiydi.
Cengiz gülen yüzüyle beni dinliyordu gerçi, suratım nasıl halde bilmiyordum ama beni durdurup iki elinide omuzuma yerleştirdi.
"Sen, yanlış bir şey yapmıyorsun. Sadece oturup konuşacaksınız." Diyerek gözlerimin içine baktı.
Göz temasımı kesmeden, "En başta fikir ayrılıklarımız var. Komple yanlışız." Dedim sakince.
Cengiz kaşlarını kaldırırken "He cinsiyet problem değil yani artık?" Dediğinde gözlerimi açtım şaşkınlıkla.
"Hayır hayır! O en büyük problem." Dedim ve yürümeye devam ettim, "Akşam ola hayr ola."
"Bugün önyargını kır ve o kızı dinle. Sadece sohbet edeceksiniz."
Tekrarladım teyit eder gibi "Önyargılarımı kıracağım, sohbet edeceğiz."
"Heh şöyle!" Dediğinde ters ters ona baktım, verdiği tepkileri biraz yavaş yapsa her şey mükemmel olabilirdi.
Ben ters vaziyetteyken"Birisine birisine aşık oldum birisine-.." oynayarak söylediği şarkıyla kıkırdamaya başladım.
Kafamı önüme çevirdim ama kulaklarım Cengiz'deydi. Hemen nasıl moda giriyordu anlamıyordum.
"-..rastlamak çok zor şeydir böylesine!"
Zor muydu hakikaten?
—-
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ÇAKIR (GxG)(Askıda)
Teen Fiction"O gözlerin, bin tane komünistin önünde diz çöktürür beni solcu." Seni korkutacak geçtiğin yollar, Arkandan gelecek hep ayak sesim. Sarıp vücudunu belirsiz kollar, Enseni yakacak ateş nefesim. Kimsesiz odanda kış geceleri, İçin ürperdiği demler beni...