Lavabo

1.2K 140 140
                                    

-Geldi manyak yazar-

"Ne işi vardı Firuze o kızın dernekte?" Önümde volta ata ata dolanan sinirle yüzü kasılan kardeşimi izliyordum gözlerimle.

Nezarethane olayı yüzünden konuşamadığımız iki gün üzerine ki bu iki günde epey bir doldurmuş kendini belli ki, şu anda sorgu odasında gibiydim mecbur.

"Konuşmak için." Dedim düz sesimle. Çok genel bir yorumdu.

Yüzünü inanamaz bir hale sokup, "Konuşmak?" Dediğinde kafamı salladım ve "Ne konuştunuz iki yakın arkadaş olarak?" Diye alaylı sorusunu duyunca boğazımı temizledim.

Yalan söylemeyen biri olarak yalanın kralını yapmak zorundaydım.

"En son ki konuyu,Hülya konusunu konuştuk. Ben çağırdım hem teşekkür ettim. Tamam sevmiyoruz ama onu yapmasaydı bu ilçeden kovarlardı bizi biliyorsun değil mi?" Kısmen yalan değildi, bu yüzden zorlanmamıştım.

Yiğit düşünür gibi , "Tamam dışarıda et teşekkürünü, sen dört duvar arasına düşman sokuyorsun Çakır! Ya sana bir şey yapsaydı?" Dediğinde kaşlarımı çattım.

"Yapamaz." Dedim direkt.

Enayi misin Firuze?

"Nasıl yapamaz?" Sorgulu ve alaylı ifadesi devam ederken kızarıp bozarmadan konuşmaya çalıştım. İstiyordum ki her şeyi anlatayım Yiğit'e. Zordu.

"Yemez." Dedim durumu toplasın diye.

"Vallaha kardeşi derneği yakıyordu-.." diyip aklına tekrar gelmiş gibi sinirle kasıldı yüzü "-..ama o piçe neler yapacağım ben! Hele bir elime geçsin, sikeceğim yolunu yordamını!" Dediğinde kaşlarımı çattım.

"Saçmalama Yiğit! Sinirle kalkan nezarethanede buluyor kendini biliyorsun?" Dedim endişeyle.

"Evde oturacak mıyım? Yuvamı, seni yakıyordu lan o!" Dediğinde kaşlarım düzeldi.

"Bak kanlıyım canlıyım." Diyerek üzerime dokundum, gülümsedim.

Tövbe çekip yüzünü sıvazlayan kardeşimi izledim sonrasında.

"Hadi yatalım, yarın okul var." Dedim ayaklanarak. Uyumak iyi gelecekti, bir yatakta.

Neden geldiklerini kaşla göz arasında Can'a sormuştum. Cengiz içimde kötü bir his var diyerek derneğe gideceğini söylemiş, sonra Bahadır'ı ve yandaşlarını görünce koşarak çağırmış bizimkileri.

Büyük ihtimalle ona söylediğim için, rahat etmemişti içi kontrole gelmişti. Ah Cengiz.

İzel ne yapıyordu bilmiyorum, nezarethanede sadece bir gün kalmışlardı, karşı tarafımdaydı.

Her zaman ki gibi.

Yüzündeki düşünceli ifadeyi kafamdan atamıyordum, gözümü açtığımda suratımı izlediği ifadeyi unutamıyordum.

Neyse ki yastığıma kavuşmuştum ve yaklaşık 10 gün sonra doğum günümdü.

Ne işe yarıyorsa.

—-

"Lan biz güya çarşamba günü şenlik edecektik dernekte!" Cıvıldayan Cengiz arı vızıltısı tadında sözlerini söylerken ben dümdüz yolda düşmeden ilerlemeye çalışıyordum.

"He ya! Neyse sonra yaparız? Sonra yaparız Değil mi Çakır?" Son cümlesini suratıma eğilerek söyleyen Can üzerine silkelenip , "Tabii yaparız." Diyerek gülümsedim diğerlerine.

Dernekte kimseye hesap vermem gerekmezdi, kimse benim yaptığım şeyleri sorgulamazdı.

Okula giriş yaptığımız anda hızla etrafı taradı gözlerim, açık alanda oturmayacaklarını bilsemde yinede bakmak istemiştim.

ÇAKIR (GxG)(Askıda)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin