-Yalnız havalarda baya soğuk he-
"Dersin ney?" Dedim koridorda atlı gibi koşturan elemanlara anlamsız bakarak.
Kaşlarını çattı "Tasarımla alakalı, gereksiz. Girmeyecek miyiz?" Demişti kuşkuyla. Gülümsedim.
"Hayır meraktan sordum, gireceğiz. Neden girmeyelim ki?" Dedim gülümserken.
"Böyle sorduğunda genelde girmiyorduk."
"Günaydın Başkan!" Konuşma arasında birinci sınıf bir çocuğun önüne gelip asker selamı vermesiyle gülümseyip kafamı eğdim, aynı zamanda yürüyorduk. Selam verip giden çocuğa bakıp adını hatırlamaya çalıştım. Sanırım Can'dı.
"Tamam şimdi meraktan sordum."
"Senin ne?" Yoktu ki.
"Öğlene kadar dersim yok." Dedim etrafı izlerken.
Hayret eder gibi bir ses çıkarmıştı Yiğit "E neden geldin o zaman Çakır'ım?"
"Sıkılıyorum evde. Ders çalışırım hem, sınavlar yaklaşıyor." Yalandı, ne sınavı?
İnanmamış gibi "Külahım ile konuşmanı tasvip ederim kardeşim, için gidiyor bizi tek yollamaya." Demişti.
Dayanamamış,"Hadi dersine Yiğit!" Demiştim kızgınlık ile şefkat arasında bir sesle.
O da ellerini kaldırarak bana göz kırpmış yolumuzu ayırmıştı.
Ellerim cebimde turluyordum koridorları, bazı insanlar kafalarıyla bana selam verirken bazıları kinle bakıyor ama laf atma cüretinde bulunamıyordu.
Bu okulda sayıca onlardan üstündük, Orta Doğu Teknik, bizi onlara silah olarak doğrultmuştu. Şikayetimiz yoktu zaten.
Boş koridorda mırıldandığım müzik sayesinde sessizlik, sessiz olmaktan çıkıyordu.
Yıllar var ki ben böyle
Bekliyorum özleminle
Anıların, umutların, kaldı bende
Anlasan-..Mırıldandığım müzikten beni ayıran karşı taraftan gelen insandı elbette. Onu görmemiş gibi yapsamda bu durum karşı taraf için imkansız olduğu için, yenilmeyi seçmiştim yavaşça.
Yanıma geldiğinde "Nasılsın Çakır?" Demişti gözlerindeki parıltıyla.
"İyiyim Müslüm, sen nasılsın?" Demiştim sessizce, yürümemi bırakmamıştım. O da benimle geldiği yönü geri yürüyordu artık.
"İyiyim bende, tatilde köydeydim yoktum. Duydum ki Murat bıçaklanmış. Üzüldüm çok, şimdi nasıl haber alıyor musun?" Demişti üzüntüyle.
"Aldım, memleketinde şu an iyi. Gelecek bir iki haftaya." Dedim gözlerimi yere indirirken. Müslüm bana sevdalanan biriydi, itiraf etmiş ama geri dönüş alamamıştı. Ona uzak dursamda o bana durmuyordu, bir kere ideolojimiz aynıydı. Uzak durmamız zordu.
"Sevindim-.." derken çıkmıştık binadan.
Kapıdan 5 metre uzaklıkta banka yaklaşık 10-15 genç oturmuş sohbet ediyorlardı. Bizdenlerdi. Onlarıda görmüyordum uzun zamandır. Bir tanesi beni gördüğü an yanındakileri dürttü.
Sonra hep bir ağızdan;
"Sevmek demek kavga demek bilirim
Türkü türkü, şiir şiir söylerim
Senden uzak yaşamayı neylerim özlem, özlem
Neylerim yasak yasak, neylerim ayrı ayrı neylerim"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ÇAKIR (GxG)(Askıda)
Teen Fiction"O gözlerin, bin tane komünistin önünde diz çöktürür beni solcu." Seni korkutacak geçtiğin yollar, Arkandan gelecek hep ayak sesim. Sarıp vücudunu belirsiz kollar, Enseni yakacak ateş nefesim. Kimsesiz odanda kış geceleri, İçin ürperdiği demler beni...