-iyi seyirler, iyi günler-
Ne mi yapıyordum?
Dün ki senaryo ile aynıydı, kafeteryada oturmuş sodam ile uğraşırken gözüm karşı masadaki kızdaydı.
Yanımda Asuman, Cengiz ve Kenan vardı. Karşımızda İzel, Ülkü ve Bahadır vardı.
Gözümü hiç sakınmadan üzerinde tutuyordum, arada bir bana değen bakışları anlam aramaya çalışsada bir sonuç bulamamış olacak ki tekrar yerine doğru dönüyordu.
"Ay tam sarı çiyan bu Çakır, dün yanıma gelip naber rapunzel dedi ya!" Asuman Ülkü'yü şikayet ederken göz odağımı bozup ona çevirdim.
"Bu sürekli seninle mi uğraşıyordu ki?" Dedim merakla.
Kenan sırıtırken, "Bize yakın oturuyor bu, sokaktada çok görüyoruz." Demişti aniden. Ülkücü sokağına en yakın oturanlar Asuman ve Kenan'dı.
Asuman Kenan'a ters ters bakarken, "Sorma, her yerden karşıma çıkıyor." Diyip karşı masaya çevirdi bakışını. Bende çevirdim, yayılmış suratında piç gülümsemesi olan kız öpücük atmıştı Asuman'a.
"Te Allahım ya!" Asuman bunu söyleyip kafasını yana çevirmişti. İstemsizce gülümsedim ve bakmam gereken yere baktım, ona.
Bahadır bir şey anlatıyordu ki full bir ciddiyetle onu dinliyordu.
Kaşları çatıktı, erken kırışacaktı çünkü sürekli çatıktı.
Dün Ülkü'nün ima ettiği şeyi düşündüm. Bu yasak hepimize saçma gelmişti evet ama hiçbir bilgim olmadığından dolayı devran böyle dönüyor diye düşünüyordum.
"Cengiz?" Dedim Cengiz'e dönerken.
Tostu ile bütünleşmiş arkadaşım bana bakıp kafa sallarken konuşmaya devam ettim, "Sen yıllardır buradasın, abimi hatırlıyor musun?" Dedim tek kaşımı kaldırırken.
Gülümsedi küçükçe, "Fatih abiyi tanımayan mı vardı ya? Herkes ondan bir tutam tırsardı, Alparslan reis bile!" Demişti hayranlıkla. Babalarıydı.
"Çok kavga eder miydi?" Dedim pipet ağzıma yapışmadan önce.
"Adamın göbek adı kavgaydı be Çakır, çok benziyorsunuz ama sadece dış olarak. Adam full icraat üzerine resmen, sen biraz daha yapıcısın ." Demişti gülerek.
"Suratını hatırlıyorum la harbiden benziyorlar." Asuman yüzümü ellerinin arasına alırken bunu söylemişti.
"Bu yasak olayı nereden çıktı peki? Ne zaman yaptılar abim ile? Biliyor musun." Dedim suratım buruşmuşken.
"He bak onu bilmiyorum Çako, onu bilse bilse Tuncay abi bilir." Dediğinde dudağımı büzdüm.
Tuncay abi derneğe maddi yardımları bulunan bir abimizdi, okurken manevi olarak çok desteğini gösterirmiş ama şu an evli olduğu için maddi yardım yapıyordu sadece. Evli olan çekiliyor arkadaş anlamadım zaten.
Tuncay abiyi bulamazdım, bulsam ne diyecektim.
İzel'e sormak daha mantıklı bir karardı.
Onunla bu konuyu konuşacaktım, zaten sürekli bir şey konuşuyordum onunla. İletişim kıtlığımız bu konular sayesinde zenginlik görüyordu.
Bu akşam derneğe gidecektik, yüksek ihtimal orada olacaklardı. Akşam sorabilirdim.
"Hayırdır sen niye sorguladın bunu Çakır?" Kenan bunu söylerken epey bir meraklıydı.
Omuz silkerek, "Bilmem, aklıma geldi." Dedim düz bir şekilde.
Cengiz elini suratıma götürüp bebek gibi severken, "Oy oy! Sen kavga edemediğin için üzülüyor musun söyle bakayım he?" Demişti sesini inceltirken.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ÇAKIR (GxG)(Askıda)
أدب المراهقين"O gözlerin, bin tane komünistin önünde diz çöktürür beni solcu." Seni korkutacak geçtiğin yollar, Arkandan gelecek hep ayak sesim. Sarıp vücudunu belirsiz kollar, Enseni yakacak ateş nefesim. Kimsesiz odanda kış geceleri, İçin ürperdiği demler beni...