Har

948 113 33
                                    

-Çekirdek var mı? Sarar-

"Çakır, eğer bugünde okula gelmezsen yeminime asfalt niyetine dökerim seni!"

"Çakır vallahi tutamam bende bu sefer."

Sıkıntıyla nefes verip yorganın altına iyice girmeye çalıştım, ama biri üstümden çekti. Hemen hazırda kaşlarım aşağıya inmişti tabii.

"Burada bir kaçak varmış?" Şen şakrak sesiyle Asuman'dı bunu söyleyen.

"Ya siz delirdiniz herhalde? Sabahın köründe ne işiniz var burada." Dedim sitemle.

Asuman kollarını göğsünde birleştirirken "Güç kullanacağızda ondan." Dediğinde anlamadığım bir surata büründüm. "Nasıl?" Dedim.

Kapıdan zıplayarak üzerime koşan Cengiz bir kolumu Asuman'da bir kolumu tutarken çırpınmaya çalışsamda yapamamıştım.

"Ya tamam kalkardım ben!" Dedim havada asılıyken.

"Külahın var mı Asu?" Demişti Cengiz dikkatle.

Asuman üzülmüş gibi yapıp "Tüh, yok." Demişti hızla.

Cengiz de aynı surat ifadesine bürünüp "Maalesef Çakır, bunları anlatabileceğin bir yerimiz yok." Derken içeriye taşıyordu beni.

"Ben yokken mizah ufuklarınız açılmış." Dedim gözlerimi devirirken, aynı zamanda koltuğa oturtulmuştum.

Yiğit elinde ekmek arasıyla gelirken "Aç ağzını hadi." Diyerek gülümsüyordu.

Elimle onu tutup "Yuh! Altımıda bezleyin he?" Dedim inanamaz gibi bakarak.

Yiğit kaşlarını çatarken "Sus, terlik konusunda tecrübem yüksek! Aç ağzını."

O kara günden sonra üç gündür yatağımdan çıkmamış hiçbir yaşamsal faaliyetimide gösterememiştim.

İlk iki gün acımı yaşadığımdan dolayı bana saygı gösterselerde bu üçüncü gün dayanamamış bazı icraatlara başlamışlardı.

Eğer bugünde gitmezsem dört gün okul yüzü görmüyor olacaktım. Eğitim sistemim çökmek üzereydi.

Vücut sistemimde bana hayran değildi bu sıralar, kilo verdiğimi bile hissediyordum.

El mecbur ağzımı açtım tabii, yoksa sabahın köründe başıma üşüşmüş bu üç insan, kibar insanlar değillerdi. Her an her şey olabilirdi.

"Sen ye onu, bende sana giyecek bir şeyler hazırlayayım!" Diyip odama koşturan Asuman'a bakıp bir şey diyemedim. Ağzıma sıkıştırılan lokmaları yutup odama geçtim ve hazırlanmış kıyafetlerimi giydim.

Hazırdım.

İyi miydim?

Onu görünce ne tepki verecektim? Yanıma gelme demişti ama o gün beni orada nasıl bulduğuyla alakalı bir takım soru cevap oyunu oynamalıydık. Hakkım vardı.

"Hadi çıkalım." Dedim odamdan çıktığım anda. Zaten hepsi beni bekliyordu.

Kısa bir süre üzerine vardığımız mekana usulca giriş yaptık, beni gören topluluk ağzıyla 'oo' sesleri çıkarmasıda cabasıydı tabii. Utanarak gülümsetmişti beni bu olay.

Yanlarına damladığım an "Başkan özlettin kendini." Demişti Can yanıma gelirken. Onu kolumun altına aldım hızlıca. "Sağol Can." Dedim gülümseyerek.

"Senin yokluğunda buralar çekilmiyormuş be Çakır." Demişti Cengiz, onada gülümsedim.

"Ee kolay mı! Başbuğ Çakır!" Demişti şaka niyetine bir ciddiyetle.

ÇAKIR (GxG)(Askıda)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin