Hülya

989 133 86
                                    

-Nerdesin be kadın, kaç gün oldu insafsız?-

Dündü dünde kalan, şu an bugündeydik. Kafam harici.


"Ben ne diyeceğimi bilmiyorum."

Gözlerimi kapatmak ve kalkana kadar açmamak istiyordum, isteğimi hissetmiş gibiydi. Dirseklerini yasladığı yerden kaldırdı geriye doğru yaslandı.

"Ne zaman?" Dedim meraklı bir halde.

Sorar vaziyette baktığı an "Ne zamandan beri böyle hissediyorsun?" Diyerek toparladım cümlemi.

Derin bir soluk verdi, "İnan bana, bizde bilmiyoruz. Çıkmaya yemin etmiş zannımca uzun süredirde beklemiş." Dediğinde kaşlarımı çattım.

"Sen ve kim? Neden çoğul konuşuyorsun?" Dedim.

Göğsünün hizasına elini getirip "Daha isim koyamadım, seni sığdırdıysa içine, bizde ondan insan niyetine bahsedeceğiz." Derken bakmamak için kendimi zor tutmuştum.

Kalbiydi, kalbinde vardım.

Kalbindeydim.

Bir kadının kalbindeydim. En olmamam gereken yerdeydim.

Dün konuşmamızın üzerine Yiğit'in dediği saati kaçırmamak adına çok dikkat edip eve gitmiştim. Gerçi o bırakmıştı.


"Ne olursa olsun buradayım. Baktığın her yerde."

Demişti giderken, baktığım her yerde. Çakırlarımın dolaştığı her yerde. Karşısında put misali dikilip hiç bir şey diyemeyişimin ardında bile bu cümleyi bana kullanabilmişti.

Bugün nereye baksam orada değildi, akşam olmuş derneğe yürürken ki düşüncem bu değildi tabii.

Ne saçmalıyorum, buydu.

"Demek öyle he Çakır, yanıyor sana baya he mi?" Cengiz'e saniyesinde anlatmıştım. Zaten bizde kalmıştı, kolay olmuştu gecesinden dökülmek.

"Sürekli aynı şeyi mi soracaksın Cengiz? Bari sen yapma oğlum." Demiştim gözlerim yerdeyken.

"Vallahi şaşırmadım desem yalan olacak, şaşkınlığa çağ atlattırır bu konu. Ansiklopedilere geçer, tarihe başlık olur."

Ona yan bir bakış atıp, "Biraz daha abart." Dedim kafamı çevirmeden.

Gülümserken "İşim bu." Diyişine bir şey demedim. Derneğe gelmiştik ve içeride Yiğit ve Kenan vardı.

"Selamun aleyküm." Diyerek içeri girmemizle ikisi bir ağızdan selam vermişti hemen.

"Ne yapıyorsunuz gençler! Neymiş bu acil konu."Diye şakıyan Cengiz'e bakıp kendimi sandalyeye attım ve tütünümü yaktım.

"Ne yapalım oturuyoruz öyle." Diyen Yiğit tırnaklarını yiyor gibiydi. Yiğit asla tırnak yemezdi.

Kaşlarımı çatıp, "Harbiden akşam konuşacağız dediniz ne konuşuyoruz?" Dedim sakince.

"Hop selam gardaşlar!" Diyerek içeri giren Can ve Asuman'a bakarak kafamı eğdim selam niyetine.

"Parti varmış!" Diyen Asuman üzerine gözlerimi devirdim ve Yiğit ile her an altına edecekmiş gibi duran Kenan'a bakmaya devam ettim.

"Siz iyi misiniz?" Dedim parmağımla ikiliyi gösterirken.

Asuman kabanını astıktan sonra arka tarafta kalan mutfağa doğru ilerliyordu ki "Lan! Kim var burada !" Demesiyle ayağa doğru kalktım.

Kim kim?

ÇAKIR (GxG)(Askıda)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin