Yağmur

676 93 56
                                    

Buyrun içerisi şampiyonlar ligi gibi.

Sevdiğim insan ile beraberdim elbet, mutlu dakikaların sonu olsada bu durum üzmüyordu beni sanırım.

Tabii üzüyordu ama belli etmiyordum.

"İzel."

Suratımı santim santim inceleyen kız parlayan gözlerini gözlerime çevirdiğinde kalbim bir daha attı,  sanki var olduğunu belli ediyordu bana.

"Efendim Gök gözlüm?"

Tekrar,

tekrar.

Gülümsedim, "Bakkala gittiğimi biliyorlar, gitmem lazım."

Suratı asıldı elbet, kimin asılmazdı gerçi?

"Ulan ahir zaman, sevdiğimle geçirdiğim dakikaları ne diye yağmur damlasına eş değer tutarsın ki?" Söylendiği cümleye acılı bir gülümseme gönderdim.

Bu ahir zaman bize onu uygun görecekti, en azından bir süre daha. Sonrasını bende bilmiyordum.

"Sabredeceğiz." Dedim kısaca yanağından öptüm.

"Sabredeceğiz." Diyip alnımdan öptü.

Son kez sıkı sıkı sarıldım sonrasında, kemikler kırılır mıydı bilmiyorum ama aramızda bir insan olsaydı eğer, pestili çıkmıştı.

"Yarın görüşürüz-.." dedim tereddütte kalarak, sonrasında "-.. sevgilim." Diyerek bitirdim cümlemi. Utanmıştım.

"Ya kurban olurum bu günleride görecek miydim?" Yukarıya bakarak söylediği serzenişine kıkırdadım.

Sonra iki eli yüzümü bulurken, "Sevgilim diyen ağzını yerim senin kızım." Diyerek sertçe öpmüştü dudağımı.

Hala kıkırdıyordum.

"Tamam, hadi git bakalım sevgilim, İzel'in sevgilisi. Benim sevgilim." Ben kapıyı açarken o arkamda söyleniyordu.

"-..sevgilisiyim tabii, başka ne olacak?" Derken o da kapıdan çıkıyordu. Kıkırdamadan edemiyordum. Renkleri barındırmayan karakteri adeta gökkuşağına dönmüştü sanki.

Göz göze geldiğimiz an elimi kaldırıp salladım, arabanın diğer ucundaydım.

Elime bakıp elini kaldırdı, elini öptükten sonra üfledi üzerinden, kaptım havadaki öpücüğü kalbime götürdüm.

"Aşığım sana!" Sessiz şekilde son cümlesini söyleyerek binmişti arabasına, gaza bastığı an arkasından sırıtarak baktığımı hala anlayamamıştım.

Toz duman ile karışan yağmur ile birlikte yavaşça arkamı döndüm.

"Hay anasını si-.." Cengiz'in sesini duymamla birlikte kafamı hızla yukarıya kaldırdım.

Elleri sallanırken çatık kaşlarla bana bakan Yiğit, arkasında nefes nefese kalmış küfürler eden bir Cengiz.

"Lan!" Hissettiğim üzere o baskın sesin gelmesiyle kulaklarımı kapatmak istemiştim.

Eminim İzel bile duymuştu bu sesi, emindim.

Gözlerimi kapattım. Yanıma gelmesini bekledim. Sinirli adımlarının son bulmasıyla yağmur damlalarına inat gözlerimi açarak yukarıya, Yiğit'e baktım.

"Sor soracağını." Dedim sakince. Yiğit benim sakinliğimi çok severdi, işin sorunlu kısmıda Yiğit zaten beni çok severdi.

Önce gözlerini hızlıca kapatıp açtı, ellerini saçından geçirip dudaklarını kemirdi. Ağzını açtı, kapattı.

ÇAKIR (GxG)(Askıda)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin