24.11.2023
"Annene ve ablana bugün olan hiçbir şeyden bahsetmeyeceksin." diyen babam ile gerginliğim daha fazla artmıştı.
Nereye gittiğimiz ile alakalı bir fikrim yoktu, sadece sürekli annemlere bir şey söylememem bana tembihleniyordu.
"Tamam, müziğin sesini açabilir miyiz?" dediğimde babam bana kötü davranma yeminini bozmuş ve arabanın konsolundan şarkının sesini yükseltmişti.
Hafif melodiye eşlik eden keman sesleri arabanın içinde yayıldığında bu yolculukta babamın klasik müziklerine tahammül etmem gerektiğini fark etmiştim.
Lafım yoktu, beni sarmıyordu.
Yolculuğumuz kısa süre sonunda özel bir hastanenin valesine arabayı vermemiz ile son bulmuştu.
O mu ölecekti yoksa ben mi henüz karar verememiştim ama içimden bir ses hastaneden çıkışımızın pek iç açıcı olamayacağını söylüyordu.
Umarım yanılırdım ve babam buraya kan değerlerimi ölçtürmeye getirmiş olurdu.
İçeri girdiğimizde babam danışmaya bir doktorun odasını sormuş ardından sekreterin doktorun asistanı ile konuşmasını beklemeye başlamıştık.
Asistan beklenen hastanın biz olduğunu danışmaya bildirdiğinde kat bilgisini alıp asansörlerin olduğu büyük hole ilerledik.
Hiçbir şeyden haberim olmaması canımı çok sıkıyordu.
Asansör ineceğimiz kata vardığında babam bana geçmem için yol vermiş benim ardımdan o da inmişti.
Randevumuz olan doktorun odasına vardığımızda odaya girmiştik. Odaya ilk girdiğimizde asistanın masası karşılamıştı bizi, babam asistan ile selamlaştığında odanın sol tarafında olan doktorun odasına geçiş kapısından asistan geldiğimizi haber vermiş ve geçmemiz için kapıyı tamamen açmıştı.
Odadan içeri girdiğimizde odada doktor dışında iki kişinin daha varlığı ile karşılaşmıştım. Doktorun yönlendirmesi ile masanın karşısındaki deri koltukların boş olanına yerleşmiştik.
Babam karşımızda oturan adam ve doktorla el sıkıştığında birkaç hal hatır muhabbeti döndürmüşlerdi.
"Erdal Bey biz Asım beyden kan örneği aldık isterseniz vakit kaybetmeden sizden de alalım daha sonra hastane pedagogumuz Özge'ye durumu açıklasın." Diyen doktor onaylandığında asistan eşliğinde bir alt kattaki kan alım odasına inmiştik.
Babam gömleğinin kolunu katlayarak kolunu açığa çıkardığında düşündüğüm tek şey burada ne döndüğü ve bana neden hala açıklama yapılmadığıydı.
Bir süre daha zaman ben hiçbir şey öğrenmeden geçti, neden verdiğimi bile bilmezken bir tüp kan verdim, vişneli meyve suyu elime tutuşturulup Pedagog'un yanına yollandım.
"Özge'ciğim nasılsın?" Doktorun sorusu ile vişne suyunun pipeti ile oynamayı bırakıp bakışlarımı karşımdaki gözlere çevirdim.
"İyiyim, teşekkür ederim." Dediğimde gülümsemiş ardından "Canım bu söylediklerimin üzerindeki etkisini hafifletmek için elimden geleni yapacağım. Bir DNA testi yapılacak biraz önce kanı da o yüzden verdiniz. Tahmin edeceğin üzere ailenin biyolojik olarak ailen olmama ihtimali ile karşı karşıyayız." Dediğinde herhangi bir tepki vermemi bekledi.
Tepkisizliğimi olan durumu kabul etmek olarak algıladı "Yarın her şey netleşecek ama şunu bil ki bu sadece bir ihtimal." Diyerek cümlelerini bitirdi.
Bir süre sessizce beklediğimizde "Çıkabilir miyim?" Diye sormuştum. "Tabii ki, kendine iyi bak yarın sonuçlar açıklandıktan sonra duruma göre tekrar görüşüp görüşmeyeceğimize bakarız." Dediğinde hafifçe gülümseyip odadan çıktım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Sil Baştan
Short StoryOn yedi sene sonra sil baştan yazılan bir hayat. "Ben... kendi ailemi tanımak istiyorum." söylemek istediklerimi söylemenin verdiği rahatlık ile derin bir nefes verdim. Bakışlarımı yerden kaldırmaya birileri ile gözgöze gelmeye çekiniyorum. Yine de...