26.06.2024
Dostlar satır arası yorum yapmayı ve oy vermeyi lütfen atlamayın. Keyifli okumalar.
Özge Orhanoğlu'ndan
Burnumdan aldığım nefesi dudaklarımın arasından verirken düzensizleşen soluklarımı nizami bir düzene sokmaya çalışıyordum.
Göğsüme çöken ağırlığın sebebi düzensizleşen soluklarım değildi.
Kabul edilememek, hiçbir yerde kabul görememek. Aidiyet hissini bilmemek göğsüme ağırlık bindiriyordu.
Öne doğru eğilip ellerimi dizimin üstüne koyup hızla adım atan ayaklarımı durdurmuştum.
İyiden iyiye çıkmaza sürüklenen zihnim ile sağ elimi göğsüme bastırıp kafamı yukarı doğru kaldırmıştım.
Bakışlarım ağaç dallarının arasından gözüken karanlık gökyüzünde dolaştığında kulaklarımda Armin'in bana saatler önce söyledikleri çınlamıştı.
"Ben her gece açıp ellerimi Allah'a dua ettim beni bu buhrandan kurtarsın, temiz bir zihin nasip etsin diye. Allah bana en güzellerini nasip etti, göğsüme en ufak bir ağırlık çöktüğünde secdeye eğildim dua ettim. Her derdim derman buldu."
Düşüncelerimden sonra iki elimi göğe doğru açtığımda zikredebildiğim tek şey "Allah'ım sen bana bir çıkış yolu göster. Göğsümdeki ağırlıktan kurtar beni." Olmuştu.
Kendimi ormana atışımın üzerinden üç buçuk saat geçmişti durmak bilmeden koşuyordum, iyi gelir diye düşündüğüm koşu zihnimi daha yormuştu.
Saat sabaha karşı dörde yaklaşmışken ben otuz üçüncü kilometremi tamamlamıştım.
Bacaklarımı, ayak bileklerimi hissetmeyecek haldeydim ancak zihnimin karmaşası bedenimin acısını unutturuyordu.
Her iki bacağımın kalflarına ve ayak bileklerime girem ağrılar neredeyse çığlık attıracak seviyeye gelmişti.
Dolan gözlerimin etrafı buğulamasıyla kendimi bir anda yere bırakmamla kalçam sızlasa bile bacaklarımın ayakta durmaya dermanı kalmamıştı.
Bacaklarımı kendime çektiğimde kollarımı çıplak bacaklarıma sarmıştım.
Kötü bir haldeydim bu halde olmamın tek sebebi sonradan içlerine dahil olduğum aileydi.
Babamın anneme benim hakkımda söylediği şeyler dönüyordu zihnimde.
Ağlayan gözyaşlarıma eşlik eden Nazan Öncel'in sesine babamın cümleleri de ekleniyordu zihnimde.
"Özge çok dik başlı, hiçbir çekincesi yok. Anlamıyorum insan biraz olsun çekinmez mi? "Ben bu aileyi bilmiyorum, bu ailede sadece birkaç aydır varım, bana nasıl tepki verirler." Diye de mi düşünmüyor bilmiyorum Sare."
Alnımı sağ bacağıma yasladığımda ağlama seslerimin artık ormanın içinde yayıldığının farkındaydım.
Fark etmiyordu zaten koca ormanda tek başımaydım.
Tekrara dönen Nazan Öncel'in sesi ile ağlamalarım daha da hızlanmıştı.
Duvarlara yazdığım, her cümle ağlıyor
Evlerin ışıkları, tek tek sönüyor
Bu ev bu nağmeler peşimi bırakmıyor
Bu ev bu nağmeler peşimi bırakmıyorBen öz babam tarafından evinde kabul görmüyordum, hayatın benim tarafımda olacağına nasıl inanmıştım ki.
Omuzlarım sarsılıyor, gözlerimden dökülen yaşlar yaşadıklarıma tepki vermediğim günlerden hırsını alacak şiddetle süzülüyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Sil Baştan
Short StoryOn yedi sene sonra sil baştan yazılan bir hayat. "Ben... kendi ailemi tanımak istiyorum." söylemek istediklerimi söylemenin verdiği rahatlık ile derin bir nefes verdim. Bakışlarımı yerden kaldırmaya birileri ile gözgöze gelmeye çekiniyorum. Yine de...