Zümrüt odaya girer girmez ılık duş alıp uyumuştu. Yol gerçekten yormuştu. Yoran şey yolmuydu orasını bilmiyordu...
Baran ve Maysa'da sabaha doğru konağa varmışlardı. Maysa arabada uyuduğu için Baran kucağına alıp kendi odasına götürüp yaptırmıştı. Daha sonra odadan çıkıp Fatih'in odasına gitti ve yanına uzanıp uyudu.
Sabah gelen seslerle gözlerini araladı Zümrüt. Bu sesi tanıyordu. Erbane sesiydi bu. Müzik öğretmeni birkaç kez çalmıştı oradan biliyordu. Ama bir tane erbaneden değil sanki bütün Mardin erbane çalıyordu. Hemen kalkıp üstünü değişti elini yüzünü yıkamak için kattaki banyoya girip elini yüzünü yıkadı. Hafif makyaj yapıp banyodan çıkarken odadan Beyazıt çıktı. "Günaydın" dedi soğuk ve sert sesi ile. "Günaydın" dedi Zümrüt Beyazıt'ın aksine yumuşak ses tonu ile. Dün Zelal Zümrüt'ü odasına çıkarırken ki konuşmaları geldi aklına.
"Zelal o adam abine niye öyle konuştu?"dedi Zümrüt. Zelal derin bir nefes alıp "Yenge abim bugüne kadar kimseyi sevmedi onu seven çok oldu ama hiçbirinin sevgisinin gerçek olduğuna inanmadı çünkü öyleydi. Yakışıklı, zengin olduğu için sevdiler abimi. Onu o olduğu için seven birinin olduğunu düşünmüyor. Bu yüzden kimseyi sevmiyor. Sevmek istemiyor. Bütün Mardin onun kimseyi sevemeyeceğini düşünüyor. Neyse yenge iyi geceler sana" dedi ve odadan çıktı." "Benimde adım Zümrüt'se Beyazıt'ın aşık olup çok güzel sevebileceğini bütün Mardin'e kanıtlayacağım." dedi.
Beyazıt dün gece iyice düşünmüş ve Zümrüt'ten uzak durmalıydı. Zümrüt onu sevmiyor, istemiyordu...
"Beyazıt ne oluyor erbane sesleri nerden geliyor böyle." dedi Zümrüt. Mardin Xanımağasını karşılıyor." dedi ve terasa çıktı. Zümrüt'te arkasından ilerledi ve gördükleri ile neye uğradığını şaşırdı. Nerdeyse Mardin'in bütün kadınları damlara çıkmış erbane çalıyordu! On dakika daha çaldıktan sonra hepsi evlerine girmişti. "Hadi içeri geç üşütme" dedi Beyazıt. Zümrüt kafasını tamam anlamında salladı ve aşağı indi.
Avlunun ortasında tartışan Maysa ve Baran'ı görünce yanlarına gitti. "Ya benim senin odanda ne işim var ne adam uyandırsana sen beni Allah alla" dedi Maysa. "Yav kızım ne laftan anlamaz insansın sen ya seni alan yandı ne halin varsa gör seni düşünende kabahat." dedi ve konaktan dışarı attı kendini. "ÖKÜZ ODUN, KALAS, AYI NE OLACAK!" diye bağırdı Maysa Baran'ın arkasından. "Ne oldu Maysa niye bağırıyorsun?" dedi Zümrüt. "Ya Zümoşum biz sabaha doğru geldik konağa ben uyumuşum beni uyandırmamış kucağına alıp odaya çıkarmış üstelik kendi odasına ya." yine bir çırpıda nefes almadan konuşmuştu. "Seninle mi uyudu?" dedi Zümrüt. "Hayır kız tövbe de" "Ee o zaman boşuna niye bağırıyorsun" "Bilmem sanırım uykumu alamadım Zümoşum" dedi ve Zümrüt'ün koluna girdi beraber salon olduğunu düşündükleri odaya girdiler. Herkes oradaydı.
"Günaydın kızım hoşgeldiniz" dedi Dicle Hanım. "Günaydın hoşbulduk" dedi Zümrüt. "Gelin kızım yeni ailenie tanışın." dedi Heja yade. Yeni aile... Burası artık Zümrüt'ün eviydi, bu insanlar artık Zümrüt'ün ailesiydi. Evet isteyerek olmamıştı bu evlilik ama evcilik oynayacak değillerdi. Bu eve gelirken kendine bir söz vermişti geçmişe bir çizgi çekip geleceğini en güzel şekilde inşa edecekti kim ona nasıl davranıyorsa oda öyle davranacaktı.
"Ben Beyazıt'ın annesi Dicle kızım bundan sonra Zelal neyse sende o'sun bir sıkıntın olursa çekinmeden gel kızım." dedi Dicle Hanım."Teşekkür ederim Dicle Hanım." dedi Zümrüt. "Ayy ne güzel gelin kaynana oldunuz böylee" dedi Maysa. Zümrüt kolunu sıkınca sustu. "Bende Mustafa Ağa, kızım deli oğlanın babasıyım ama böyle uzun uzun anlatmaya gerek yok bence zamanla tanışırız." dedi Mustafa Ağa. "Memnun oldum Ağam." dedi Zümrüt.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ZÜMRÜT
Teen Fiction*Bir kız düşünün abisi için kendini yakan... *Bir adam düşünün kardeşi için kendini yakan... *Bir çift düşünün bir biri için yanan. *Kendinden 9 yaş büyük adama gelin olmuştu Zümrüt. Abisinin hatası yüzünden. Beyazıt Demirxan ona yar mı olacak yara...