Sabahın ilk ışıkları ile gözlerini açtı Zümrüt. Yatakta kıpırdanıp uykulu gözlerle etrafı süzdü. Kafasını sağ tarafa çevirdiğinde Beyazıt'ı gördü. Dün gece eve gelmemesi ona haber vermemesini hatırlayınca yine sinirlenmişti.
Yanında duran sürahiyi alıp Beyazıt'ın kafasına döktü bütün suyu. Yatak batmıştı muhtemelen burayı temizlerken kendine saydıracaktı ama şuan sinirliydi ve bu umrunda değildi.
Beyazıt kafasına dökülen soğuk su ile yeriden sıçrayarak uyanmış endişeli gözlerle karısına bakmıştı. Daha sonra gözlerindeki endişenin yerine şaşkınlık geldi.
"Noldu?" dedi sinirlendiği her halinden belliydi. Zümrüt, Beyazıt'ın bu haline gülmemek için kendini zor tutuyordu. "Vermen gereken bir hesap var Beyazıt Ağa" dedi.
Beyazıt Ağa lafı ile iyice sinirlendi. Bu kızın ona Ağa demesini istemiyordu. Fazla resmi duruyordu ne olurdu yani kocam, bitanem, canım dese. Karısı ona her sinirlendiğinde Ağam diyordu bunu anlamıştı. Şimdide dün akşam için sinirlenmiş ve hesap soruyordu.
Beyazıt bu düşünceleri bir kenara bırakıp derin bir soluk çekti ve yatağın başlığına sırtını dayadı. Kolunu kaldırıp Zümrüt'ü göğsüne çekti ve sarıldı. Zümrüt kalkmak istesede müsade etmedi. Beyazıt'ın dün ile ilgili açıklama yapacağını anlayınca yerine yerleşip dinlemeye başladı.
"Dün sabah şirkete gittiğimde gizli bir numaradan bana mesaj geldi" dedi sinirden çenesi kasılmış gözlerinin akına kan oturmuştu. Farkında olmadan Zümrüt'e iyice sarılmıştı. Zümrüt kemiklerinin sızladığını fark etsede bir şey demedi.
Ve devam etti Beyazıt " Mesajda... Zümrüt seni sevmiyor. Seni kendine aşık edip aşkını kullanacak ve senden boşanacak yazıyordu." dedi.
Zümrüt duydukları ile neye uğradığını şaşırmıştı. Kim neden böyle bir şey demişti?
"Bende dün anlık sinirle gelip seni kırmaktan korktum. Gelmedim eve sonrasını biliyorsun zaten" dedi.
"İnandın mı?" dedi Zümrüt kafasını biraz kaldırıp Beyazıt'a baktı. "Hayır inanmadım, inanmak istemedim. Ben biliyorum, anlıyorum beni sevdiğini benim bebek karım" dedi Beyazıt.
Zümrüt biraz daha kocasına sokulup sarıldı. Bunu kim neden yaptı bilmiyordu bildiği tek bir şey vardı oda Beyazıt'ın bunu yapanın veya yapanların yanına bırakmayacağıydı.
Beyazıt binlerce kez şükür etti kollarındaki kadına. Nasılda masumdu. "Keşke göğüs kafemi yarıp oraya Zümrüt'ü koyabilsem" diye düşünüyordu bazen. Fazla güzeldi bebek karısı bir o kadarda masum ve kırılgan.
"Beni bırakma Zümrüt bütün benliğim senin olmuşken sakın bana yanlış yapma, beni bırakma" dedi Beyazıt. "Eğer sana yanlış yaparsam veya seni bırakırsam beni bul ve hiç acıma kafama sık ama eğer sen bana aynılarını yaparsan o zaman ben sıkarım kafana Beyazıt Ağa" dedi kendinden emin bir şekilde.
Beyazıt karşısında ki kadına hayranlıkla baktı. Normalde kimse korkudan karşısına oturup konuşamazken bu küçük cadı ona kendisini tehdit ediyordu. Bunu başkası söylese şuan zevkle kemiklerini kırıyordu ama Zümrüt'ün böyle konuşması aksine hoşuna gidiyordu.
Karısının kendisi gibi güçlü duruşu onu mutlu ediyordu. Beyazıt bebek karısı ile gurur duyuyordu.
Beyazıt karısının başına öpücük kondurup "sana ihanet edersem kanım kurusun kadın" dedi. Zümrüt duydukları ile içten gülümsedi. Aklına gelen ile tekrar konuşmaya başladı Zümrüt.
"Beyazıt bugün kızlarla dışarı çıkabilir miyiz?" dedi. Aslında izin istemiyor haber veriyordu. Beyazıt bunu bildiği için yalandan kaşlarını çatmış " hayır sen gidemezsin daha dün bir bugün iki Zümrüt ne işin var" dedi. Ve içinden "bir, iki, üç" diye saydı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ZÜMRÜT
Teen Fiction*Bir kız düşünün abisi için kendini yakan... *Bir adam düşünün kardeşi için kendini yakan... *Bir çift düşünün bir biri için yanan. *Kendinden 9 yaş büyük adama gelin olmuştu Zümrüt. Abisinin hatası yüzünden. Beyazıt Demirxan ona yar mı olacak yara...