18. Bölüm~

2.6K 133 103
                                    

"Hadi ama Zümrüt" dedi Asi. Günlerdir Riya ve Adar'ın nişanına beraber gitmek için dil döküyordu.

"Asi ben o memlekete bir daha ayak basmam" dedi Zümrüt kesin bir dille.

"Lütfen sadece birkaç gün beni yalnız bırakma ya.

Çok değil birkaç gün hem zaten otelde kalacağız o evde kalacak halimiz yok ya.

Ayrıca dedemler beni Mardin'de tek görmesinler nolur sende gel." dedi Asi.

Zümrüt, Asi'nin ısrarlarına daha fazla dayanamayıp kabul etti.

"Sadece birkaç gün sonra ben gelirim. Ayrıca o aile ile hiçbir iletişime girmem." dedi Zümrüt.

Asi sevinç çığlıkları atarak Zümrüt'e sarıldı.

"Teşekkür ederim Zümrüt.

Tamam sen nasıl istersen. İster konuş ister konuşma.

Ama Riya ve Adar'la konuşacak mısın?" dedi Asi.

Zümrüt derin bir iç çekti.

"Onların bir suçu yok Asi. Ben Riya'nın gözlerinde gördüm zaten bana olan üzüntüsünü.

Onların suçu yüzünden ona sırt çeviremem.

Adar'la zaten bir sıkıntım yoktu.

Yani merak etme onlar ile konuşacağım." dedi Zümrüt.

Biliyordu Riya'nın, hiçbir zaman Beyazıt'a ihanet ettiğini düşünmediğini.

"O zaman anlaştık. Ben valizimi hazırlayayım." dedi ve hızlıca odadan çıktı Asi.

Zümrüt'ün derin bir nefes alıp kendi valizini hazırlamaya başladı.

Şimdi ne olacaktı?

Gidecekti ama ya Beyazıt'ın hayatında biri varsa?

Bu soruların cevabı ile yüzleşme zamanı gelmişti.

Kaçmanın bir anlamı yoktu gidip görecekti.

Valizine birkaç parça kıyafet koyduktan sonra valizi kapatıp odanın köşesine koydu.

Asi biletleri yarın sabah saat 11.00'a almıştı.

Daha fazla düşünmek istemediği için uyudu Zümrüt.

Uyumak kısa süreliğine bile olsa insanın acılarını unuttururdu.

Fakat bazı insanlar vardır ki uyurken bile acı çekerler...

Asi hemen odasına gidip valizini hazırlamıştı.

Daha sonra Baran'ı arayıp Zümrüt'ü ikna ettiğini beraber Mardin'e geleceğini söylemişti.

Baran bunu duyunca ilk başta abisine söylemek istesede sonradan vaz geçmişti.

Ansızın Zümrüt'ü karşısında görünce ne yapacaktı acaba?

Bu yüzden abisine söylememişti Baran.

Asi'de erkenden uyumuştu.

Yarın aylar sonra sevdiği adama kavuşmanın heyecanı ile.

Beyazıt üç yıldır hergün yaptığı gibi yine uçurumun başına gelmişti.

Kaç kez kendini atmak istemişti o uçurumdan.

Ama kıyamıyordu işte. Annesine, babasına, kardeşlerine kıyamıyordu.

Ya da bunları bahane ediyordu. Asıl kıyamadığı biri varsa oda Zümrüt'tü.

Zümrüt, kendisine kırgınken ölmek istemiyordu.

ZÜMRÜT Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin