23. Bölüm~

1.7K 101 11
                                    

Fatih, Beyazıt ve Zümrüt'ün kapısının önünde davul çalarak şarkı söylüyordu.

Arada elimdeki tokmağı kapıya vurarak "uyanın uyuyan güzeller!" diye bağırıyordu.

Beyazıt ve Zümrüt davulun sesine uyanmış içinde bulundukları durumu sorguluyorlardı.

Beyazıt yataktan kalktı ve ağzında küfürler mırıldanarak kapıyı açtı.

"Ne var lan!" dedi Beyazıt. Fatih, Beyazıt'ın burnundan soluduğunu görünce biraz korksa bile bir şey belli etmeden konuşmaya başladı "Abi siz uyanmayınca bende böyle uyandırayım dedim." dedi Fatih ve davulu Beyazıt'ın eline tutuşturup arkasına bakmadan kaçıp gitti.

Beyazıt elindeki davulu yere fırlatıp tekrar Zümrüt'ün yanına gitti. Zümrüt gülerek Beyazıt ve Fatih'i izliyordu.

Beyazıt, Zümrüt'ün yüzüne bakarak tek kaşını kaldırdı. "Son gülen iyi gülermiş yavrum, bakalım hep böyle gülebilecek misin?" dedi ve imalı imalı gülmeye başladı.

Zümrüt, Beyazıt'ın neyi ima ettiğini anlayınca yataktan çıkıp koşarak odanın dışına attı kendini.

O kata ait olan banyoya girerek elini yüzünü yıkayıp kendine çeki düzen verdi ve sonra aşağı indi.

Kahvaltı masası hazırlanmış herkes onları bekliyordu. "Günaydın, kusura bakmayın lütfen uyuya kalmışız." dedi ve boş sandalyelerin birine oturdu.

"Yok kızım ne sorunu yoruldunuz sizde." dedi Dicle Hanım.

Zümrüt hafif tebessüm ederek başını salladı.

Beyazıt'ta aşağı inip masaya oturduktan sonra kahvaltıya başladılar.

Bol kahkahalı ve sohbetli bir kahvaltıdan sonra erkekler işe kadınlar ise oturup kahve içmeye başladılar.

Zümrüt arada sohbete katılıyor onun dışında gülerek onları dinliyordu.

Telefonuna gelen bildirim ile telefonunu açıp bildirime tıkladı. Beyazıt mesaj atmıştı.

"Bu sabah kaçtın ama o gün gelince kimse alamaz seni elimde." Zümrüt mesajı okuyunca gülmemek için kendini sıkmıştı.

Bu adam onu yerdi...

Asi, Zümrüt'ün halini görüp sırıtarak kaş göz işareti yaparak ne olduğunu sordu.

Zümrüt bir şey yok anlamında kafasını sağa sola salladı.

5 saat sonra~

Erkekler şirketten çıkmış eve gelmişlerdi. Herkes bir köşede karısı ve sevgilileri ile oturuyordu.

Fatih evdekilerin bu halini gördükçe içine bir şeyler oturuyordu.

En büyük hayali sevdiği kadın ile aynı evde yaşlanmaktı fakat nasip olmamıştı.

Evdekilere haber vererek çıktı evden mezarlığa gitti.

Oturdu adı gibi ezbere bildiği mezarın başına. Her zamanki gibi okşadı toprağını. Ne de çok özlemişti sevdiği kadını.

İçinden bir his Melike'nin ölmediğini söylüyordu. Hep onu bekliyordu. Keşke diyordu hep "keşke şimdi çıkıp gelsen." diyordu.

Fakat hiçbir zaman gelmiyordu Melike ona.

Fatih ise özlemiyle, içinde ki hasreti ile yanıp kavruluyordu...

.
.
.

Baran ve Asi'de odaya çıkmış yemek saatine kadar beraber uzanıyorlardı.

ZÜMRÜT Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin