24. Bölüm~

1.5K 94 17
                                    

Sabahın ilk güneşleri doldurmuştu Zümrüt ve Beyazıt'ın odasını. Dün akşam nikahları kıyıldıktan sonra direk uyumuşlardı.

Zümrüt perdenin arasından sızan güneş ışığının yüzüne vurması ile güne gözlerini açtı.

Beyazıt'a arkasını dönmüştü fakat Beyazıt tam arkasında ona ahtapot gibi sarılmış uyuyordu.

Zümrüt duvarda bulunan saate baktığında daha saatin çok erken olduğunu görünce tekrar uyumaya karar vermişti.

Beyazıt'ın kolları arasında zorlukla hareket edip önünü Beyazıt'a dönerek biraz daha sokulmuş ve kafasını Beyazıt'ın boynuna sokmuştu.

Gözlerini kapatarak tekrar kendini Beyazıt'ın kolları arasında huzurlu uykuya bıraktı.

.
.
.

Uçaktan inince yoldan çevirdiği bir taksiye bindi. Gününün yorucu geçeceğini bildiği için güzel bir kahvaltı yapmak istedi.

Bir zamanlar hayatında olan adamla sürekli gittikleri mekana giderek serpme kahvaltı söyledi.

Mardin'in eşsiz manzarasına bakarak keyifle kahvaltısını yaptıktan sonra hesabı ödeyerek mekandan çıktı ve tekrar taksiye binerek Demirxan'lar konağına geldi.

Taksi ücretini de ödeyip taksiden indi. Yanına aldığı küçük valizi ile korumalara kim olduğunu söyleyerek kapıyı açtırdı.

Herkesin ağzı açık kalmıştı fakat kimse bir şey demeye cesaret edemiyordu.

.
.
.

Saat 09:00

Demirxan'lar konağında yeni bir gün başlamıştı. Herkes huzurlu ve mutlu bir şekilde kahvaltı masasına oturmuş tam kahvaltılarına başlayacakları sırada kapı çalındı.

"Allah alla kim ki bu saatte? Ağam senin beklediğin birisi var mı?" dedi Dicle Hanım. "Bilmiyorum Hatun, yoktu beklediğim birisi öğreniriz şimdi." dedi Mustafa Ağa.

Konakta çalışan kadınlardan biri kapıyı açtı. Kadın ne için geldiğini söylediğinde çalışan kadın salona yönlendirdi gelen misafiri.

"Afiyet olsun!" dedi. Herkes kimin geldiğini gördüğünde donup kalmışlardı.

Fatih'in elinde tuttuğu çatal duyduğu ses ile çoktan yeri boylamıştı.

Melike gelmişti...

Herkes hışımla ayağı kalkmıştı. Fatih yavaşça ayaklanmış hala durumu idrak edememişti.

Zümrüt ve Asi ise Fatih'in öldü diye fotoğraflarını gösterdiği kızın şuan karşılarında olduğunu görünce neye uğradıklarını şaşırmışlardı.

"Fatih." diyerek Fatih'in yanına gitmek için birkaç adım attı Melike.

Fakat Fatih elini kaldırarak kendisine yaklaşmasını engellemişti.

Hala durumun gerçekleğini kavrayamamıştı.

"Gerçek misin sen?" dedi Fatih zorlukla konuşarak.

"Evet birtanem, dayanamadım daha fazla çıktım geldim, sana geldim." dedi Melike.

Fatih yeni yeni durumu idrak ederek kendine geldi.

Melike ölmemişti! Yıllar sonra geri dönmüştü!

Peki bugüne kadar neredeydi? Niye şimdi gelmişti? Ve bunlar gibi onlarca soru işareti oluşmuştu Fatih'in kafasında.

Hatta sadece Fatih'in değil herkesin kafasında oluşmuştu.

Fatih'in yıllardır çektiği acılar film şeridi gibi geçmişti gözünün önünden. Sinirle burnundan soludu. Melike'nin üstüne yürüyerek kolundan tuttu ve geri konaktan çıkardı.

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: May 17 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

ZÜMRÜT Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin